Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '09

 
Kategori
Ankara
 

Gökçek yaya nerden geç çek

Gökçek yaya nerden geç çek
 

Ayrancı'da "Hayal Atölyesi"nden aşağı doğru her Kızılay’a inişimde Meclisin önünden karşıdan karşıya geçerken gıcık oluyorum; aklımdan geçenleri tahmin edin. Yayalar için bir tane trafik lambası yok!

Ankara’nın göbeğinde Millet meclisinin taa önünde tuvalet kokusu yayan bir alt geçite ulaşmak için dahi trafik lambası olmayan bir yol kenarından karşıya geçmek için zıplamak zorundasınız.

Başkent’in göbeğinde trafik lambası sadece Kızılay göbekte var. Bu lambalarında yayalara kaç saniye, araçlara kaç saniye yeşil yandığına bi dikkat edin, buna yuh çekmezseniz dondurmalar benden.. Yazı yayına girene kadar dondurma mevsimi geride kaldı!!

Benim bu şehir merkezinde karşıdan karşıya alttan ya da üstten merdiven çıkarak geçmemi zorlayan bir sistem var.

Neden?

Neden olursa olsun bu bir hak gaspı… Avrupa Parlamentosu tarafından 1988 yılında kabul edilen “Yaya Hakları Bildirgesi”nin ikinci maddesi, “Yayanın; motorlu taşıt değil, insan ihtiyaçlarına göre şekillenmiş kent merkezlerinde yaşama hakkı vardır” diyor. Diyor da hakkı kim koruyup kollayacak..

Bu şehrin merkezi neden otoban? Bu mühendis-mimar odaları vara yoğa hayır demekten başka ne işe yarar?

***

Bu memleketin başkenti;

doğalgaz sayaçlarının vatandaşa fahiş fiyatla satmaktan,

imar değişikliklerinde usulsüzlük yapmak ve belediyeyi zarara uğratmaktan

yargı kararlarını uygulamamaktan,

gerçeğe aykırı beyanda bulunmaktan ve bu yolla mal varlığını gizlemekten hakkında 7 dava açılmış bir kişiyi nasıl belediye başkanı olarak tutar, bunun mevzuatı dayanağı nedir?

Üstelik bu kişi demokratik açılımlara girişmiş nerdeyse % 50 den fazla desteği olan bir hükümetin partisinde nasıl barındırılır?

Belki de akrep hikayesini bilmedikleri içindir: Akrep, Kurbağa’ya sırtında nehri geçirmesini ister. Kurbağa önce reddeder. ‘Seni sırtıma alayım sonra da beni sok... yok öyle şey...’ der. Fakat, akrebin ısrarı karşısında dayanamayıp sonunda kabul eder. Akrebi sırtına bindirip nehre dalar. Tam nehrin ortasına vardıklarında akrep kurbağayı sokar. Kurbağa başını çevirip, “Niye yaptın, ikimizi birden niye öldürüyorsun” dediğinde, akrep, ‘Başka türlü yapamazdım, bu benim tabiatım’ der.

***

Hanginizin hakkında açılmış soruşturmalara ilişkin kimsecikler, basıncıklar görmesin diye, Adliye Sarayına gecenin bi vakti arka kapıdan girdirilip ifade alınır? Bu ancak kent merkezindeki yolları, yayaların girmemesi için bariyerlerle kapatan bir belediye başkanına mahsus bir ayrıcalık olabilir.

Eh burası Ankara yücelerin başkenti, yayalarına trafik lambasını ticareten çok gören, şehrin göbeğinden otoban geçirilen yalnız ve güzel ülkenin başkenti… Sakınn şehir merkezi olmasın; insanlar alışveriş dışında bir araya gelecek mekan bulamasın..

***

Gökçek fahiş fiyatla doğalgaz sayacı satışını, Ankara’ya yatırım olarak dönecek o yüzden bu fiyatları uyguladık şeklinde savunmuştu; o zaman neden bu ülkenin vadesi geçmiş hazine alacağının yarısından fazlası Ankara Büyük Şehire ait.

Ağustos ayı sonu itibariyle hazinenin vadesi geçmiş alacaklarının yüzde 52.3 ü Ankara Büyük Şehir Belediyesinin borcu imiş: 4 milyar 175 milyon TL..

Aydın Doğan’a yapılan uygulama Gökçek Belediyesine de yapılabilir. Mevzuat bu konuda kamu özel ayrımı yapmıyor artık.

Neden bu çifte standart?

Melik Gökçek’in diktiği bayrak direği Ankara’nın en uzun bayrak direği olduğu için mi?

Ankaralılar fark etmiştir, son moda en yüksek ve en büyük bezli bayrak direklerinin yerleri ilginçtir. O bayraklar Ankara rüzgârında çok güzel dalgalanır baktığınızda çok güzel hisler verir. Gerisini kurcalamazsanız..

Ya samimiyet?

Samimiyet çalıp çırpan değil, bu ülkede toprağını ekip biçen, düzenli işine giden, kimseye ayrım gözetmeden işini yapan vergisi peşin tahsil edilen insanlarda olur.

Bu direk konusuna Melih Altınok dikkat çekmişti 27 eylül tarihli “Dev bayraklarla ördük anayurdu dört baştan” isimli köşe yazısında; şöyle bir bakın Ankara’nın en uzun direklerine yerlerine ne demeye çalıştığımı anlarsınız.

***

110 Metre Uzunluğunda Galvanizden Bayrak Direği Ne İşe Yarar?

En son Türkiye’nin ve dünyanın en uzun bayrak direklerinden biri 50. Yıl Parkı düzenlemesinde başkentin her noktasından görülebilecek bir tepeye dikildi. Bunu diken hazine borcunu -toplumun parasını- ödemeyen, Ankara Büyük Şehir Belediyesi.

Bir başka ilginçlik yan yana reklam panolarında gözlemlendi; panonun birinde, Başbakanın dev resminin olduğu “Biz Birlikte Türkiyeyiz” afişi yer alırken, diğer panodaki afişte, İsmail Türüt’ün resmi ve vereceği konserle dev bayraklı parkın Ankaralıların hizmetine açılacağının duyuruluyordu.. Açılım maçılım derken kafa bulmuyorsa hükümet içindeki ajanları temizlesin.

Başkan bu direklerin reklam panolarının cebinden ödemedi parasını kamu kaynağı kullandı. (110 metre uzunluğundaki galvaniz bayrak direği, yaklaşık maliyeti 300-400 bin Türk Lirası imiş)

Ey 5018 ciler bu belediyenin reklam panolarını, sulama kamyonlarını, su borusu yatırımlarını, doğal gaz tezgahlarını, toplu taşım hatlarındaki tercihlerini kim denetler.. Sayın Maliye Bakanı bu 5018 Ankara Büyükşehirde hükümsüz müdür?

***

Bir trafik lambasından nerelere geldik, bu şehri terk etmenin zamanı gelmemiş mi? Yoksa bizde bi kampanya başlatıp 111 metre galvanizli bir direk kampanyası mı yapsak yok yok 7. cadde yaya bölgesi olmasın diye karar verelim yeter?

Uzmanlık sorusu: hangi memlekette yayalar, hangi gerekçe ile, yaşadıkları bir cadde, yaya bölgesi olmasın diye, oy verir?

Yok Ankara’yı terk etmenin zamanı çoktan gelmiş!! Ya da karşıdan karşıya geçmeyeceğiz, şehir merkezine inmeyeceğiz, hiç kafamızı kaldırmayacağız, panoları görmeyeceğiz; türüüüt konser!!!!

Ankara’da Sonbahar işte böyle geldi.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..