Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '07

 
Kategori
Dilbilim
 

Google bir "Yazım kılavuzu" değildir

Google bir "Yazım kılavuzu" değildir
 

Yazı yazmak özel bir tutku... Aslında her iş tutkuyla yapılır ve tutkuyla başarılır.

Yazmaya meraklı olanların öncelikle dikkat etmeleri gereken şey, kelimeleri imlâsına uygun şekilde yazmak, cümleyi doğru kurmak olmalıdır. Bu şekilde herkes bir düşüncesini ya da bir fikri, bir olayı, karşısındakine aktarabilir, anlatabilir ve bir iletişim sağlayabilir.

Konuşurken de yaptığımız şey budur. Aslında konuştuğumuzu aynen yazıya aktarabilsek, ortaya düzgün ifade edilmiş bir metin çıkabilir. Tek dikkat edilmesi gereken şey, kelimelerin yazılışıdır. Çünkü konuşma sırasında, bir kelimeyi bölgesel ağızla, farklı bir lehçeyle de telaffuz etsek, karşımızdaki kolayca anlar.

Ancak iş yazmaya gelince, bu kelimenin doğru yazılması gerekir.

Türkçe'nin yazıldığı gibi mi okunduğu, okunduğu gibi mi yazıldığı durmadan tartışılır. İstisnaları çıkarırsak, Türkçe okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan bir dildir. Bazı arkadaşlarımız konuşma sırasındaki harf ve hece düşmelerini, bir nevi okumak olarak algılayıp farklı iddialarda bulunabiliyorlar.

Sözgelimi "yapmayacağım" diye yazılmış bir metni, yine aynı şekilde yapmayacağım diye okuruz. Ama konuşurken, "yapmıycam" deriz.

Bunun dışında Türkçe'deki her kelimenin bir yazılış biçimi vardır. İmlâ (Yazım) kılavuzunda bunlar belirtilmiştir. Dilimizi seviyorsak, ona sahip çıkmak istiyorsak, önce onu doğru öğrenmeli, doğru kullanmalı, doğru yazmalı ve doğru okumalıyız.

Güzel yazı yazmak içinse elbette biraz daha farklı şeylere, özellikle de kabiliyete ihtiyaç var. Bu Allah vergisi bir durum. Herkes eline kalemi alıp öyle sürükleyici, bir çırpıda sonuna kadar okunan, okundukça tadına varılan edebî metinler yazamaz.

Milliyet Blog'da görüyorsunuz her gün onlarca yazı yayımlanıyor. Bunların bir kısmı (benim yapmaya çalıştığım gibi)dilbilgisi kurallarına göre doğru yazılmış yazılardır, bir kısmı ise gerçekten güzel yazılardır (hepsini zevkle okuyorum ve yazarlarını kutluyorum).

Yazı yazarken bir kelimenin doğru olarak nasıl yazılacağına hepimiz takılabiliriz. Özellikle farklı dillerden Türkçe'ye geçmiş kelimelerle, anlamsız isimlerin yazılışında daha çok hata yapılır. Arapça kökenli kelimlerde uzatma işareti ve kesme işareti problemi maalesef her zaman karşımıza çıkar.

Bu gibi durumlarda yapmamız gereken tek şey, hemen imlâ kılavuzundan kelimenin doğrusuna bakmak olmalıdır. Özellikle internette yazı yazarken, ekranımızda Türk Dil Kurumu'nun sayfası da açık bulunursa, problemimizi çözmek hayli kolaylaşacaktır.

Son zamanlarda bazı arkadaşlarımızın yazılarında kelimelerin yanlış yazıldığını görüyorum. Birbirimizin kusurunu bulmak yerine, birbirimize yardımcı olmak mantığıyla ben görebildiklerimi arkadaşlarıma bir mesajla iletme yolunu seçtim. Ve gördüm ki yanlışların hemen hepsinde arkadaşlarımız bir tereddüt geçirmişler ve kelimenin doğru olup olmadığını da araştırmışlar.

Ama nereden araştırmışlar? Google'dan...

Google, hemizin bildiği gibi bir arama motoru. Hangi kelimenin hangi yazıda veya sitede geçtiğini bize ânında neredeyse ışık hızıyla bildiriyor. Ama o bir yazım kılavuzu değil. Yani aradığımız bu kelimenin doğru veya yanlış yazılmış olması onu ilgilendirmiyor. Çünkü onun ihtisas alanına girmiyor.

Aslında Türkçe'ye önem vermek adına yazılarımızdaki bu tür hataların editörlerimiz tarafından düzeltilerek yayına alınmasını gönlüm çok isterdi. Ama bu yoğunlukta böyle bir şey belki imkânsız denecek kadar zor. O yüzden her arkadaşımız kendi yazısında buna dikkat etmeye çalışırsa, hatalar en aza indirgenmiş olacaktır diye düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..