Gözaltılar dünyada yankılandı

Ülkemizde Ergenekon soruşturması kapsamında yeni gözaltılarla meydana gelişmeler gerek içte ve gerekse dışta geniş yankılar buldu.  

Başta New York Times, The Guardian ve Washington Post olmak üzere dünya basında ,  

“Türk polisinin gazetecilere sıkı önlemler altında baskını- Turkish police crack down on journalist...” başlığı ile yüzlerce internet haber sitelerine ve gazetelere haber konusu oldu. Haberler genellikle Türk basınında yer alan satırbaşları ile verildi,  

“Hükümete muhalif olarak tanınan ve laik düşünceleri ile bilinen, İslamcı hükümeti devirecekleri iddiası ile çoğunluğu gazetecilerin yer aldığı on kişinin evlerine polis tarafından baskın düzenlenerek bilgisayar hard disklerine el konulan gazeteciler göz altına alındılar.”  

İç basın da olaya şimdiye kadar olduğundan daha geniş ve tepkili yer verdi,  

“Doğru bildiklerimizi özgürce yazamayacaksak yazmanın anlamı yok” başlığı ile Milliyet’ten Nuray Mert köşesini boş bıraktı.  

Değişik medya gruplarına mensup basın çalışanları İstanbul ve Ankara’da eylem yaptı.  

Oluşan tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gözaltı ve tutuklamalara yönelik endişe ve kaygılarını dile getiren bir açıklama yaptı.  

Eğrileri, eğip bükerek doğrultmaya çalışmak, doğruları eğmek, kırmak demokrasinin işletilemediği toplumlara mahsus bir durum.  

Demokrasi, bir noktada basın veya medyanın özgürlüğüne bağlı.  

Basının en önemli görevlerinden biri , bilgiyi veya haberi araştırma, bulma ve elde ettiklerini okuyucusu ile paylaşma.  

Uygar toplumun özelliği basının doğru bilgilerine saygı duymak ve bunları desteklemek.  

Toplum olarak ya doğruları değerlendirme kanallarımızda bir tıkanıklık ya da kopukluk var veya işleyişte bir yanlışlık.  

Toplumda garip bir korkunun hakim olmaya başladığı kesin. Bunu başta kendiniz olmak üzere en yakın çevrenizden anlayabiliyorsunuz.  

Korku, kendini güvende hissetmeyen bireylerde oluşuyor.  

Güven duygusu insanın en temel ihtiyacından biri. Güven duygusunu yitirmiş toplum veya birey üretici ve verimli olamıyor.  

Demokrasilerde, bireydeki güven duygusunun en önemli güvencesi hesap verebilen yürütmenin yanında yargı. Yargının bağımsız çalışabilmesi, yürütmenin hesap verebilmesi, basının özgürce düşünce ve görüşlerini ortaya koyabilmesi, ülke aydınlarının doğrular üzerinde birleşebilmesi, eleştirilere tahammül gösterilebilmesi demokrasinin yerleştiğini gösteren ip uçları. Aksi durumda demokrasi sözlerle havada kalıyor.  

Hüseyin Seyfi