Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '11

 
Kategori
Hayvan Psikolojisi
 

Guguk kuşu yavrusu ve anası

Guguk kuşu yavrusu ve anası
 

Guguk kuşu yavrusu, yalancı anneden bile iri...


Kuşları, tanırız, severiz.

Binbir çeşit, binbir renkteki kuşlar, değişik duyguları tattırır bize.


Kimi; güzel sesiyle, ruhumuzu okşar. Kimi; eşine sadakatı ile, kendine hayran bırakır, kimi; yuvasını öylesine güzel, ince ince hazırlar ki, bana mısın diyen mimarlara taş çıkarır. Kimisi; bembeyaz kanatları ile, gökyüzünde süzülürken, 'özgürlüğü' anımsatır. Apayrı bir dünyadır, kuşlar dünyası. İncelemesi, herhalde yüzyılları gerektirir. Yeri gelmişken, 'hayvan olsaydın, hangisi olmak isterdin' sorusuna verilen, bir yanıtı aktarmak isterim size. 'Karabatak olmak isterdim' demişti biri. 'Neden' diye sorduğumda ise, ' hafta sonları, Kadiköy'e indiğimde, balık-ekmeğimi alarak, bir banka oturur, denizi seyrederim. Orada fark etmiştim, karabatakları. Bir kuru ekmeği kapmak için, mücadele veren martılara, tepeden bakar bu karabataklar. 'Hıh' diye kafasını suya daldırır, ağızında bir balıkla çıkar, en zengin menüye taş çıkarırcasına, gururla yer, yemeğini. Denizden gelecek bir tehditle, havalanabilir, korur kendisini. Karadayken, gelecek tehditte ise, pır, ya denize uçar, ya da havalanır. Hem karada, hem denizde, hem de havada yaşar. Yani, doğal nedenler dışında, hayatı garantidedir hep. Başka hangi hayvanda var bu özellik? diye sormuştu. -İlginç bir tesbit değil mi?

Gelelim yazının amacına; GUGUK KUŞU'na

Bugün, bir sohbetteyken, yeni bir bilgi edindim ve sizlerle paylaşmak istedim. Muhtemelen, sizler biliyorsunuzdur, ancak ben daha yeni öğrendim ve bilmeyenlere de ilginç gelebileceğini düşünerek, yazmaya karar verdim. Guguk kuşu; otuzbeş santim boylarında, karnı kahve rengi, beyaz çizgili, sırtı ise gri bir kuş. Çok fazla bir albenisi yok ama, hep derler ya , 'Allah çirkin şansı versin' diye. Bu da şanslı mı, tembel mi, sorumsuz mu? anlayamadım. Çoğunlukla, Avrupa'da yaşarlarmış..


Şimdi de gelelim, bu kuşların en ilgi çekici özelliklerine, daha doğrusu, dişilerinin özelliğine;

Bilindiği gibi, yumurtlayacak kuşlar, öncesinde yuvalarını hazırlarlar. Gagalarından büyük, çalı çırpıyı bir kuvvet taşırlar ki, sormayın gitsin. Kimileri yuvalarını, insaflı hanelere yaparlar, onlar şanslıdırlar. Kimileri ise, şanssızdırlar, misafir sevmeyen bir haneye yapınca, onca emekleri heba olur. Yuvaları, ev sahibleri tarafından bozulur. Bu sefer, başka mekan ararlar, ve sil baştan yine, taşıya taşıya kururlar yuvalarını. Öyle her yere de yapamazlar. Seçici olmak zorundadırlar. Yavruların minumum tehdit altında olacakları mekanları, mesken tutmak zorundadırlar. Bizim ekabir, guguk hanımefendi kuşumuz ise, yavrularına yuva hazırlamak zahmetine bile katlanmazmış asla. Cami avlusuna bırakır gibi, başka kuşların, hazır lop yuvalarına gider, oraya bırakırmış yumurtalarını. İlla ki kendi cinsleri de olmak zorunda değilmiş, üstelik. Gider o koca yumurtasını, yuvaya bırakır, zevki sefa peşine koşturur, arkasına dönüpte bakmazmış. Sıkıntıya gelemezmiş öyle hanımefendi başka analar ya da anne adayları gibi. Yeni sevgililer peşinde koşarmış.

Düşünsenize, kuşlarda kürtaj olayı olsaymış, guguk kuşunun nesli süremezmiş.

Bizim hatun kişi, yumurtasını bırakıp gittikten sonra, yuvanın asıl sahibi anne, kendi yumurtaları ile birlikte kuluçkaya yatarmış.

Düşünüyorum, kuş kafası işte. Kendi, minik yumurtalarının yanındaki, kocaman guguk kuşu yumurtasını, nasıl ayırt edemez?


Dahası var, eğer guguk kuşu yavrusu, diğer yumurtalardan önce, yumurtasını kırıp çıkarsa, diğer yumurtaları, yuvadan aşağı atarmış. Akla bakın, hayret birşey! Kendini nasıl da emniyete alıyor. Anne kuş ise, yavrularını kaybetmiş anne psikolojisiyle, 'evladım' diye, bu guguk kuşunun yavrusuna dört el sarılırmış. Ama asıl zahmet bundan sonra başlıyormuş. Guguk kuşu yavrusu, kendinden bile büyük olduğundan, yalancı annenin canı çıkarmış, bu yavruyu doyuracağım diye. Kendi minik, yavrunun ağzı, büyük. O kadar yorulurmuş ki, getirdiği yemeği, direkt yavrunun ağzına bırakıverirmiş. Yavru bir türlü doymazmış... Kader işte.

Kimisi eğlencesinde, kimisi gırtlak derdinde, kimisi de, sorumluluk duygusu altında ezilmekte.

Bir sabah bakıyorsunuz ki, bir guguş kuşu yumurtası, sizin balkondaki, sevgili kuşunuzun yuvasında. Ne yapardınız?


Guguk kuşu annesi sorumsuz mu? Ya da Allah'ın bu düzeni oluşturmasında, mutlak bir neden mi var? Yalancı anne, kadersiz mi? Piyango ona mı isabet etti? Bu dünyada çekecek günleri mi var? Peki ya guguk kuşu yavrusu? O, anası tarafından terk edildiği için mutsuz mu?



Kim şanslı ? Kim sorumsuz? Kim kandırılmış? Kim mutlu? 

 
Toplam blog
: 39
: 1366
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi 1982, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi,Yöneticilik İht..