Gül’ün ders alınacak siyasete dönmeme kararı

28 Ağustos 2007 yılında AK Parti hükümetinde dışişleri bakanı iken, TBMM tarafından Cumhurbaşkanı seçilen 28 Ağustos 2014’de 7 yıllık görev süresi dolası nedeniyle Cumhurbaşkanlığı görevini 10 Ağustos’ta halk tarafından seçilen yeni Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’a devreden. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün,  yeniden siyasete dönüp dönmeyeceği o günden buyana hep merak konusu oldu. Bu konuda birçok senaryo üretildi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra 27 Ağustos’ta yapılan AK Parti olağanüstü kongresinde AK Parti Genel başkanlığına aday olacağı 7 Haziran 2015’de yapılacak genel seçimlere Ak Partinin başında olacağı iddia edildi, olmadı. Kongre, Gül’ün görevi devredeceği günden bir gün önceye alındı. Dolayısıyla Genel başkan adayı olmasının önü kesilmiş oldu.

Parti kuracağı dahi söylendi. Kendisi bu konuda AK Partinin kurucusu olduğunu başka bir parti kurmasının söz konusu olamayacağını söyledi.

7 Haziran 2015 de yapılacak 25, dönem milletvekilliği adaylarının müracaatları başladığında be defa da Gül’ün milletvekili adayı olacağı ancak,  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıcak bakmadığı iddia edildi. Erdoğan ise “Gül’ün aday olup olmayacağı kendisinin tasarrufundadır” diyerek bu iddiayı yalanladı.

AK Parti kurmaylarının büyük çoğunluğu Gül’ün yeniden AK Partiye dönmesi ve başbakan olması yönünde beyanlarda bulundular. O her seferinde bu görüşleri tevazu ile karşılayarak temkinli cevaplar verdi.

En son Erdoğan ve AK Parti’den Gül’e aday olması için davet edildiği söylendi. Bu konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulduğunda Erdoğan, “karar Abdullah kardeşimizindir, aday olursa iyi olur yerinde olur” diye yanıtladı. Ancak ifadesi ve mimikleri samimiyetten uzaktı.

Nihayetinde bütün spekülasyonlara son veren açıklama Abdullah Gül’den geldi. Gül, aday ve aktif siyasetin içerisinde olmayacağını siyaset üstü devletlerarası konularda bir rol üstleneceğini söyleyerek siyasete dönüş yolunu ve tartışmaları sonlandırdı.

Gül’ün siyasete geri dönmemesinin ardında yatan kuşkusuz birçok neden var.

Ancak Cumhurbaşkanlığı gibi ülkenin en üst makamında bulunan bir kişinin yeniden siyasete dönerek bir alt görev olan başbakanlık veya daha alt derecede bir görevi yürütmesini şahsen ben tasnif etmiyorum.

Bırakın Cumhurbaşkanlığını, çalışma hayatında bir kurumda müdür konumunda olan bir kişi görevden alınarak bir alt göreve atanmasında veya başka bir iş yerine müracaatta bir alt görevi kendisine yediremeyip kabul etmezken, Cumhurbaşkanlığı yapan bir kişinin sonradan başbakan veya meclis başkanı, milletvekili olması abesle iştigaldir.

Cumhuriyet tarihimizde siyasetin içerisinden gelen başbakan iken meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Celal Bayar, Turgut Özal ve Süleyman Demirel’den sadece İsmet İnönü Cumhurbaşkanlığı görevini devrettikten sonra yeniden aktif siyasete dönmüş 26,27 ve 28 ‘nci dönem hükümetlerinde başbakanlık görevini yeniden yürütmüştür. Turgut Özal 17 Nisan 1993’de Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdüğü sırada vefat etmiş. Celal Bayar ve Süleyman Demirel ise Cumhurbaşkanlığı görev süreleri dolduğunda aktif siyasete geri dönmemişlerdi.

Abdullah Gül’ün 2007 yılında Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi, meclis oylamasındaki 367 polemiği ve sonrasında Cumhurbaşkanının 5 yılda bir halk tarafından seçilmesine dair anayasa değişikliği yapılması ile 10 Ağustos 2014’de yapılan ve ilk defa halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeni anayasaya göre bir daha aday olma hakkı olmasına rağmen aday olmaması/olamaması, Erdoğanın Cumhurbaşkanı adayı olması. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması ile AK Parti genel başkanlığı için Erdoğan’ın Gülden resmen görevi teslim almadan bir gün önce 27 Ağustos’ta kongre kararı alınması ve Ahmet Davutoğlu’nun tek genel başkan adayı olarak kongreye katılarak genel başkan seçilmesi. Gizlenmeye çalışılsa da gözden kaçmayan Gül’ün Erdoğan’la aralarındaki samimiyetin resmiyete dönüşmesi. Bütün bunlar Abdullah Gül’ün aktif siyasete geri dönmemesi ve aday olmamasına etken olabilir.

Türkiye’de Parti Genel başkanlığı ile başlayan, milletvekilliği, bakanlık ve başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı gibi koltuklara oturan siyasilerde zamanla bu koltuğa oturmak bir alışkanlık ve tutkuya dönüşüyor ve kolay kolay bırakmak istemiyorlar.

Böyle bir tutku, alışkanlı ve zafiyetin cereyan ettiği bir ortamda 11 Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün görev süresi sona ererek Cumhurbaşkanlığı görevini devrettikte sonra sebebi her ne olursa olsun yeniden aktif siyasete dönmemesi takdire şayandır. Saygınlığını arttırmıştır.

Şahsen 11.Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün siyasetçilerin ders çıkartması ve örnek alması gerektiğine inandığım bu tavrını takdirle karşılıyor ve kendisini kutluyorum.

İbrahim Halil SİPAHİ

15.03.2015/Adana