Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '15

 
Kategori
Deneme
 

Güle güle

Güle güle
 

bazı cümleler küçük harfle başlar.


Adam için zor bir gün olacaktı. Masasını toparlarken seçtiği karton kutunun gereğinden fazla büyük olduğunu düşündü. Oysa plaza hayatında sahip olduğu herşey onun hayatına büyük bir yük getiriyordu. Soğumakta olan son kahvesinden son bir yudum aldı ve kapıya yöneldi.

Asansöre bindiğinde aklına gelen ilk şey 2 kat üstte çalışan güzel kızla tekrar karşılaşamayacak olmasıydı. 2 yıldır aynı plazada, genelde sabahları karşılaşıyorlardı ama iletişimleri "günaydın" dan ileriye gidememişti. Plaza hayatında acımasızca ilerleyen tek şeyin zaman olduğunu düşündü bu kez. Kendini üzecek bir şey bulma konusunda her zaman çok iyiydi. İstanbul, geldiğinden beri onun hayatından 10 yıl almıştı. Bununla da kalmamış hedeflerini unutturmuş onu tüketmişti. Tek istediği uzaklaşmaktı ama yolunu bulmak için kullandığı harita ona sadece trafik yoğunluğu hakkında bilgi veriyordu. Kafasında internette gördüğü manzara fotoğraflarından yansımalar vardı ama o güzel gün batımlarının, göllerin nerede oldukları konusunda bilgisi yoktu. 

Kazandığı tüm parayı günde sadece 3 saat kullanabildiğiı evi için harcamıştı. Sadece uyumak için işine yakın bir otelde kalmış olsa ne kadar para harcayacağını hesaplardı bazen. Gerçekte kahve ağacı görmemişti, neye benzediğini bile bilmiyordu ama hergün 3 bardak kahve içiyordu. 

Her şeye rağmen görmek istemediği bağımlılıkları vardı bu şehre dair. Yüksek topuklu ayakkabılar üzerinde duran plaza kızları ile akıl yarıştırmayı çok seviyordu. Her gün farketmeden soluduğu parfüm kokuları başını döndürüyordu. İnternetten uzak kaldığı tek zaman dilimi uyuduğu saatlerdi. Sabahları uzakta olan ailesini aramak yerine radyodaki komik adamla konuşuyordu, telefon açmadan...

Onu almaya gelen arkadaşı ile evine doğru giderken bu kez gitmek konusunda kararlı olduğunu düşündü. Kalabalık şehirlerden uzakta güzel bir hayat vardı, biliyordu. Gözünün önüne yeniden o güzel manzara fotoğrafları geldi. Sonra hatırladı ki artık özel sağlık sigortası yoktu. Güneşe alerjisi olduğu için o göl kenarında sıkıntı çekebilirdi. Sonra arılara da alerjisi vardı. Ayrıca sigara ve kahve tüketimine bağlı olarak midesi hassaslaşmış hatta bazı geceler nöbetçi eczane bile aramıştı. 

Kendini toparladı ve eve girmeden önce gitme konusunda kendisini yeniden yüreklendirdi. Hatta geçerken posta kutusuna bakmadı bile. Sonuçta bu lanet şehirden gelecek haberler artık onu ilgilendirmeyecekti.

Buzdolabını açtı herzamanki gibi buzdolabı sadece kendisini soğutmak için enerji harcıyordu. Kapağı kapatıp üzerindeki ilanlara göz geçirdi ve rastgele birisinden yemek sipariş etti. Gelmesi yarım saati bulacaktı, su ısıtıcısının düğmesine bastı ve kendine bir kahve yaptı.

Bilgisayarın başına geçtğinde amacı uzak ve güzel yerleri öğrenmekti ama gece boyunca yaptığı iş başvurusuna gelen cevapla ilgili bilgi topladı. Evine daha yakın bir yerdeydi. Üstelik bu plaza daha yeni açılmış ve sektörün gözde firmaları bir bir buraya taşınıyorlardı.  Uykuya dalmadan önce daha çok genç olduğu konusunda kendisini telkin etti.

Güne kahve ile başladı ve akşamdan kalan pizzayı bitirdi. Yola erken çıkmıştı; trafik uygun ve radyo programı çoktan başlamıştı. Daha ne isteyebilirdi ki?

 

 

 
Toplam blog
: 38
: 363
Kayıt tarihi
: 06.06.10
 
 

Yaşam Koçuyum. Aynı zamanda Satış/Pazarlama konularında danışmanlık yapıyorum. ..