Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '18

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Gülümse Hayata

HAYAT EN GÜZEL HEDİYE

“ Hayat en güzel hediye"  nasıl da severim bu sözü. Paşabahçe’nin yıllardır hediyelerinin üzerine yapıştırdığı kırmızı etiketlerine sahip olmak için her yeni yıla girerken gider küçük de olsa bir  hediye alırım kendime  ve fazladan bu etiketlerden isterim. Bilgisayarımda, masamın üzerinde, hatta ofisimdeki diğer arkadaşlarımın  masalarında da vardır.

Gerçekten de hayat en güzel hediye... Şükrünü, kıymetini her zaman bilmeye çalıştığım bu sözü, belki de daha fazlası için, bu sıralar daha çok düşünür oldum.

Yeni bir yıl yaklaşıyor! Kimilerimiz için yeni umutları, yeni  heyecanları; kimilerimiz içinse  bilinmez hayal kırıklıkları  ve  hüzünleriyle birlikte…

Yeni sayfalar açılacak… Kararlar alınacak… Gelecek planları,  yapılması   gerekenler,  bitirilmesi gerekenler, kim bilir  neler konuşulacak?

Kazanılanlar, kaybedilenler… Birinin  zaferi, diğerinin hüsranı…   Bazen geçmişin muhasebesi, bazen de geleceğin kaygısı...  Yazılacak çizilecek,  neler olmuş dünyada şöyle bir bakılacak. Takvimin son yaprakları düşerken kendi hayatlarımız da bu hesaplaşmadan nasibini alacak.

Oysa  ki hayat anlarda ve aslında çok basit şeylerde saklı. Biz  daha fazlasını  beklerken  önümüzden  sessizce akıp  gidenlerde...  İnsan, bunu yaşı ilerledikçe daha iyi anlıyor. Yataktan sağlıklı  kalkmanın  lütfu, ”günaydın” diye seslenebilmek… Ama  öyle bir seslenebilmek ki, günü gerçekten aydınlatabilmek!

Mis gibi kokan bir kahvenin verdiği mutluluk, “bir çay, bir simit” diyebilmek,  saksıdaki çiçeğin, ılık esen meltemin kokusunu ciğerlerinin her köşesinde hissedebilmek…

Farkına bile varmadan hızla  alıp verdiğin nefesin; hakkını vererek, değerini hissederek   yaşamak... Aheste aheste,   nefesini huzurla alıp verebilmek...    Korkular, travmalar, bastırılmışlıklar,  hırslar, nafile  telaşlar olmadan, sükûnet yetisini kaybetmiş  çoğunluğun içinde kaybolmadan yaşamak…

 Belki de çoğunlukla bir sonraki günü, haftayı, yılı  hayal edişimizden,  anı  tüketmemiz  ve hep bir şeyler için beklerken günü yaşayamamamız…  Belki de o yüzden dönüp arkaya baktığımızda hep geç kalışlarımız .

Hem de çok basit şeyler uğruna kendimiz için geç kalışlarımız, sevdiklerimizi yeteri kadar sevemediğimiz; hatta kendimizi sevemediğimiz için geç kalışlarımız… Bisiklete binmek, sahilde koşmak , dans etmek, yağmurda ıslanmak,  bazen de  boş boş takılmak için geç kalışlarımız…

Kendine gülmeyi beceremeden, kendi varlığının mucizesini hissedemeden    yaşlandığımız için geç kalışlarımız…

Büyük şeyler ararken,  yanı başımızdaki güzellikleri kaçırdığımız ve yakalamakta artık çok geç kaldığımız geç kalışlarımız…

Yani aslına bakarsak;  ‘hayat  küçük şeylerde ve  o küçük şeyler biz istersek büyük oluyor’. Sokrates'in dediği gibi; “mutluluğun sırrı daha çok olanı aramakta değil, daha az olanın tadını çıkarmaktadır”

Hayat bizim hücrelerimizde… Aslında etrafımızda aradığımız  mucize kendimiziz. Neyi gerçekten istersek hayat bize onunla geliyor;  iyi olmayı seçince güzellikleriyle geliyor.  Sadece senin onu içtenlikle, temiz duygularla yönetmeni bekliyor.

Hayat, kulağına fısıldıyor aslında: Bugünün derdi, yarın bambaşka bir dönüşümün habercisi olacak. Bize düşen bu sesi duyabilmek. Bu sesi duyanlar güçleniyor. Belki de farkındalık dedikleri de budur.

Şükür ve  sevgiyle, değiştirebildiklerinle ve değiştiremediklerinle,  kabul duygusunun verdiği gücün sana katacaklarını hissederek, anı ıskalamadan yarını görebilmek ve kendin için istediğin her şeyi herkes için isteyerek yaşamaktır hayat.

 Bugün ektiğin güzelliklerin yarınlardaki    hasatıdır  hayat… İç başarıyla dış başarının dengesidir.

Hayat aslında, kendimize ayırdığımız anlar kadar uzun.  Kendimiz için vakit ayırmadığımız her gün yaşlanmış; kendimizi mutlu ettiğimiz her gün yaşamış oluruz başımızı yastığa koyduğumuzda.

Huzurla, sağlıkla, bazen değişebilme, bazen de kabul ve baş edebilme gücüyle gelsin 2019…

   Aaa bu arada değişim ne zaman gerekli  derseniz   Claus Moller’e  göre “gerekli hale gelmeden’dir.” 

 

 
Toplam blog
: 14
: 68
Kayıt tarihi
: 19.10.18
 
 

    Çözüm İnsan Kaynakları ve Yön.Dan. Şirketinin kurucusudur.İstanbul Üniversitesi'nde, Antropol..