Güncel öykü - Fakirin rüyası...

"Ne olacak bizim halimiz bey!"

 

"Ne varmış halimizde?"

 

"Daha ne olacak? Elde yok, avuçta yok."

 

"Bu kadar nankör olma. Bak bu yıl önce fındık toplamaya gittik, sonra da çay toplamaya. Elimizde 3-5 kuruşumuz var."

 

"Nereye kadar? Artık toplanacak bir şey de kalmadı.  Önümüz kış"

 

"Allah devletimize zeval vermesin. Bize kömür dağıtıyorlar nasıl olsa"

 

"İş yalnız kömürle olsa iyi de."

 

"Nasıl olsa iki kişiyiz. Bak çocuğumuz da yok."

 

"Evet, kaç yıldır evliyiz. Çocuğumuz olmuyor bir türlü"

 

"Ben şahsen kendimi Başbakan'a karşı sorumlu hissediyorum. Kendisi en az 3 çocuk demişti ya. Bizim çocuğumuz hiç olmuyor."

 

"3 çocuğumuz olsa nasıl geçindirecektik? Bunu hiç düşünmüyor musun?"

 

"Hiç merak etme. Allah rızkını verirdi nasıl olsa"

 

"Verir miydi dersin?"

 

"Verirdi tabi."

 

"Peki köyümüzden dağa çıkanlar...Onların rızkını neden vermedi"

 

"O başka. Onları karıştırma şimdi."

 

"Ben çocuk istiyorum Hasip."

 

"Doktora gittik ya. Sen de genetik bozukluk olduğunu söyledi."

 

"Ayşe'lerin köyünde bir hoca varmış. O bu soruna çare buluyormuş"

 

"Nasıl yani?"

 

"Ayşe'nin bir arkadaşı o hocaya gittikten sonra hâmile kalmış."

 

"İnanma sen böyle şeylere"

 

"Doğru söylüyorum inan. Hem de hoca doğacak çocuğun mesleğinin ne olacağını bile söylemiş."

 

"Yok artık!"

 

"Sen şunu bana baştan anlatsana"

 

"Hoca, Ayşe'nin arkadaşına demiş ki. "Sen de büyü var demiş. Bunun için seninle ilişki kurmam gerekiyor. Hafifçe ilişkide çocuk memur olur, biraz ilerletirsen avukat olur, tam ilişkide doktor olur" demiş.

 

"Eeee, sonra"

 

"Ayşe'nin arkadaşıyla kocası düşünüp, taşınıp karar vermişler. "Çocuğumuz olsun da memur olsun" demişler. 

 

"Senin bu anlattığın kişiler de çok safmış"

 

"Ayşe bana gizlice söyledi. Arkadaşı da ona kimseye söylememesini söylemiş ama o bana anlattı."

 

"Neyi anlattı?"

 

"Hoca kadını içeri almış. Biraz ileri gidince, kadın "Aman hoca efendi biz memur istiyorduk" deyince Hoca da "Oynama çocuğun istikbaliyle" diyerek kadını ikna etmiş. Böylelikle şimdi hâmile kalan kadın, yakın da doktor olacak bir çocuk doğuracakmış."

 

"Şimdi ben senin kafanı kırayım da gör."

 

"Aman yapma Hasip. Ben onu kastetmedim."

 

"Neyi kastettin bakayım?"

 

"Geçen gün bir bakanımız konuşuyordu. Hani Aileden sorumlu bakan mı? Neymiş.?" O fakir aileleri tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi yapacakmış. Hem de bir kuruşu ödemeden.."

 

"Tüp bebek de neymiş?"

 

"İşte benim gibi genetik bozuklukları olanların çocukları tüp bebek yöntemiyle oluyormuş. Hâtta üçüz bile olma şansı varmış. Böylelikle Başbakanımızın da isteği gerçekleşmiş olur."

 

"Essahtan mı söylüyorsun?"

 

"Essah valla. Hem de çocuk doğduktan sonra bütün masraflarını da devlet karşılayacakmış."

 

"O zaman biz de başvuralım. Madem bütün masraflarını devlet karşılayacak."

 

"Düşünebiliyor musun Hasip? Çocuğumuzu 60 aylıkken okula veririz. İyi okur da inşallah 18 yaşında milletvekili olur. Hayatımız kurtulur. Değil mi?"

 

"Evet, bizi de Angara'ya aldırır. Ne güzel olur. Gerçekten 18 yaşında milletvekilliği yapabilir mi?"

 

"Neden yapmasın ki? Hukumet kanun teklifi verecekmiş ya. 18 yaşında milletvekilliği için."

 

"Bana pek inandırıcı gelmiyor ama neyse."

 

"Neden inandırıcı gelmesin ki. Geçen gün başbakan tarihimizle övünürken, tarihimizde 12 yaşında tahta çıkan padişahtan bahsetti ya. 12 yaşında padişah olursa, 18 yaşında milletvekili neden olmasın?