Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Güneşin haşmetine doğarken değil batarken bakacaksın; bir insanın büyüklüğü yolun sonunda belli olur

Güneşin haşmetine doğarken değil batarken bakacaksın; bir insanın büyüklüğü yolun sonunda belli olur
 

1938 Nürnberg. Sayın başbakan say bakalım kaç kişi var.Peki ya sonuç?


Başbakanın Gezi Parkı protestolarına misilleme olarak Kazlıçeşme’de 1 milyon kişiyi toplayıp gövde gösterisi yapması akıllara Hitler’in 1938 Nürnberg mitingini getirdi. Bütün Almanya oradaydı sanki. O akıllara durgunluk veren insan selini görenler Hitler’in asla kaybetmeyeceğini düşünebilirlerdi.

Ancak işte büyük olmak için güçlü olmanız yetmiyor, haklı da olmak lazım. Emir verdiğin polis suçsuz bir gencin dört metreden beynini parçalıyorsa haklı olamazsın tabii ki. Gerçekten büyük insanlara sadece kötüler karşı çıkar ve bir ülkenin yarısı kötü olamaz. Tayip Erdoğan yalancı bir güneştir, bu güneş bir gün kendisini de karanlıklara atarak batacaktır. Ve Tayip Erdoğan efsanesi Saddam, Kaddafi, Mübarek örneklerinde olduğu gibi istemeyiz dilemeyiz ama belki de acı bir şekilde sona erecektir.

67 ilde halkın ayaklanması aslında provaydı. Türk milleti ayaklanmayı, başkaldırmayı, isyanı, protestoyu bilmiyor. Ülkemizde belki de ilk defa olduğu için (İstanbul’un tarihinde bilinen üçüncü ayaklanmaymış bu) bütün dünyada şaşkınlık yarattı. Hayret bu ülkenin insanları haksızlıklara karşı geliyormuş, yönetime başkaldırabiliyormuş dedirtti. Herkes üç ağaç, piyano, duran adam, karşı duran adam gibi işin magazinsel boyutuna takıldı ama ben yanardağın kükremeye başladığını düşünüyorum. Ve kaderine sahip çıkmaya çalışan milletin gelecek için umut veren bilincine seviniyorum.

Yalnız protestoların nedeninin sadece Ak Parti hatta başbakan gibi görünmesi beni rahatsız ediyor. Bu tarihi başkaldırının nedeninin bu kadar basit olmaması lazım. Tayip gitti, Ak Parti bitti; sorunlar çözüldü mü? Bu anlamlı uyanışa bir takım gurupların karışık hatta karanlık siyasetlerinin gölgesi düşüyor.

Ak Parti cephesine gelince, insanların hayatına müdahale edilmesi ülkeye yapılan hizmetlerin sağladığı krediyi sildi neredeyse. Tayyibi destekleyenler zaten düşünce olarak Tayyib gibi olanlar Ak Parti’yi yaptığı kaldırımlar için değil fikrine uyduğu için destekliyorlar. Türkiye halkının yarısının zaten özgürlük talebi yok. Hatta özgürlüklerden rahatsızlar. Ak Parti toplumun yaşamına yaptığı müdahalelerle aslında kendisine oy veren bu gurubun fikri bayraktarlığını yapıyor.

Keşke böyle olmasaydı,%50 Tayyib’i yaptığı kaldırımlar için destekleseydi. Şimdi Tayyib taraftarları kemikleşti. E karşısı zaten kemik; haklarından ve özgürlüklerinden vazgeçmeyecekler. Tayyib de vermeyecek. Bu durumda Allah göstermesin bir iç savaş akla gelmelidir. Hele de Kazlıçeşme’de bir milyon Tayyib’i o kadar havalandırmıştır ki (yapısı zaten havalanmaya müsait) yakında kendisine oy veren malum çevrenin de zorlamasıyla laiklere gününü gösterecek (intikamı çok seviyor, van münüt) hala akıllanmamış bir çocuk gibi ahlak polisi, zorla insanları camiye götürmek tarzında icratlar planlayacak. Kazlıçeşme’de 1 milyon kişiyi gördü, Taksim’de de üç beş kişi duruyor, temelli azıtacak.

Fakat tarih yanlış yapanları affetmiyor; 1938 Nürnberg fatihi Hitler’in sonunu hepimiz biliyoruz. Baskı ve zulüm sonunda ölüm getirir; ama darağacına kimin gideceğini bilemezsiniz. Bir ölçünüz olmalı, haklıysanız korkmayın; ben Ak Parti ve başbakanın (hiçbir siyasi görüşün ya da partinin taraftarı olmayan birisi olarak) haklı olduğuna inanmıyorum. Senin gibi olmayanlara benim gibi olsunlar diyemezsin; olmak istedikleri gibi olmaları için yolu açacaksın.

Kerim Korkut’tan başbakana tarihi uyarı, benim dediğim olacak dediğin zaman korkarım sonun karanlık olur. Hz. Hüseyin’i Küfe’ye çağıranların yazdıkları mektupların sayısını biliyor musun? Daha sonra da Yezit’e teslim ettiler. Yani demem o ki %50’ye güvenme. Halk dediğin kuru kalabalık, bugün peşinden gelir, yarın ne yapacağı belli olmaz. Başbakan olarak kalabilmen için sana oy veren %50 yetmez. Asıl sorun kalan %50’nin sana karşı olması değil, sana düşman olması. Bu inatlaşmanın Türkiye’yi bir iç savaşa götürme ihtimali de var.

Şimdi biz bütün bunları boşuna konuşuyoruz; Ak Partililer bıyık altından gülüyorlar ve belki de bana salak diyorlar. Çünkü onlara göre bizim bu değerlendirmelerimiz tevatür. Ne kadar değiliz desek de Ak Parti karşıtlığımızı da düşünüyorlardır. Belki böyle saçma bir yazıyı okuma gereği de duymuyorlardır. Onların referans alacağı etiketli yazarları var. Ama bilmiyorlar ki o etiketli yazarlar AKP’yi gül yüzünün hatırına desteklemiyorlar. Muhteşem kalabalıklar saf Anadolu halkından oluşmuyor; Kazlıçeşme mevcudunun içinde sömürü gurupları da var ve bunların oyları –elbette işlerine geldiği için- banko AKP. Yarın ibre tersine döndüğü zaman bunların da tersine döneceği muhakkak.

Dünya lideri olmak, van münüt demek, hükmetmek, hâkim olmak, padişah olmak bütün bunlar büyük olmak için yeterli değil. Yükseliş çağlarında aldatıcı bir güneş doğar. Kaddafi’ye ülkesi tapıyordu. Mübarek dört kez yeniden devlet başkanlığına seçildi. Kaldı ki bu diktatörlerin yönettiği ülkelerin halkları da diktatör eğilimli (yani kendileri gibi) oldukları halde tutunamadılar. Oyun değil %50, %90 olsa bile bazı şeyleri yapamazsın. Yaşam şekillerine müdahale anlamında yapılanlar sonrasında AKP’nin bir sonraki adımının kılık kıyafete sınırlama getirileceği, sokaklara eli sopalı ahlak polislerinin konacağı ve belki sakallı/sarıklı kimselerin insanları namaz kıldırmak üzere zorla camiye götüreceği şeklinde olabilir diye doğrusu endişe taşıyoruz. AKP her konuda halkın büyük bir bölümünün tam destek verdiğini gördükçe “Musa’nın on emri” ni yerine getirme konusunda cesareti artacaktır.

Türkiye’de gerçekleri göremeyen bir tayfa var ve AKP onların partisi. AKP güçlüdür. Büyük bir taraftara sahiptir. Oy oranı yüksektir. Karşılarında dağınık iyi niyetliler haklı olmalarının dışında hiçbir avantaja sahip değiller. Bir kere hükümet taraftarları ve karşısındakiler şeklinde bir tablonun varlığı bile ülkenin geleceği için endişe verici. İnsanları bu hale başbakan getirmiştir(evlerindeki %50’yi salarsam… bir avuç çapulcu… vs) Başbakanın ve partisinin hatası karşısındakileri önemsememektir. Oysa bir piyanodan, duran adamdan yedi düveli yakacak isyan çıkabilir; çünkü ortada haklılık var. Haksızlık bir sayının sıfırla çarpılması gibidir; 1 milyon Kazlıçeşme icabında sıfır, bir duran adam milyonlarcadır.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..