- Kategori
- Alternatif Tatil
Günümüzde, geçmişi şimdiki aklımızla yaşamak
Çocukluğum izmir ilçelerinden birinde geçti. Tarlalar, bahçeler, oyunlar, masallar, yasaklar, yapmak isteyip yapamadığım, engellendiğim, bastırıldığım, ezildiğim küçücük bir köyde (şimdi ilçe) geçti. O zamanlar farkına varamamıştım yaşadığım güzelliklerin ve mütevaziliğin.
Şimdi İzmir Karaburun yolunda ilk yerleşim alanı küçücük bir köyde Gülbahçe'de güzel bir campingde tatil yapıyorum. Derme çatma bir oda, tuvalet dışarıda, asma ve dut ağaçları altında oradan buradan getirilmiş ya da bırakılmış kanepelerde oturup, her sabah bahçeye sanki güz akşamlarıymış gibi dökülen yaprakları ot süpürgesi ile süpürüp, tuvaleti yıkayıp temizliyorum.
Bir tane disco yok, gürültüden uzak sakin bir yer. Banka işlerinizi halletmek için bir banka şubesinin bile bulunmadığı gerçekten teknolojiden uzak küçük bir köy. Campingde tatil yapan mütevazi insanlarla sohbetler, oyunlar, sabah kahveleri keyfini yaşamamıştım yıllardır.
Şehirleşmenin getirdiği insan ilişkilerindeki kopukluğu ve tabii ki taş yığınları arasında nefes bile alamadığını hissederek yaşadığın evini değil özlemek hatırlamıyor bile insan.
Bence arada herkesin gerçekten teknolojiden uzak küçük bir yerleşim alanında doğayla içiçe yaşaması gerekiyor. Bunun insana verdiği hazzı, mutluluğu başka hiçbirşeyin verebileceğini düşünemiyorum.
Geçmişinizle yüzleşmek için geçmişi bugün yaşamak sizi de mutlu etmez mi?
Şimdi İzmir Karaburun yolunda ilk yerleşim alanı küçücük bir köyde Gülbahçe'de güzel bir campingde tatil yapıyorum. Derme çatma bir oda, tuvalet dışarıda, asma ve dut ağaçları altında oradan buradan getirilmiş ya da bırakılmış kanepelerde oturup, her sabah bahçeye sanki güz akşamlarıymış gibi dökülen yaprakları ot süpürgesi ile süpürüp, tuvaleti yıkayıp temizliyorum.
Bir tane disco yok, gürültüden uzak sakin bir yer. Banka işlerinizi halletmek için bir banka şubesinin bile bulunmadığı gerçekten teknolojiden uzak küçük bir köy. Campingde tatil yapan mütevazi insanlarla sohbetler, oyunlar, sabah kahveleri keyfini yaşamamıştım yıllardır.
Şehirleşmenin getirdiği insan ilişkilerindeki kopukluğu ve tabii ki taş yığınları arasında nefes bile alamadığını hissederek yaşadığın evini değil özlemek hatırlamıyor bile insan.
Bence arada herkesin gerçekten teknolojiden uzak küçük bir yerleşim alanında doğayla içiçe yaşaması gerekiyor. Bunun insana verdiği hazzı, mutluluğu başka hiçbirşeyin verebileceğini düşünemiyorum.
Geçmişinizle yüzleşmek için geçmişi bugün yaşamak sizi de mutlu etmez mi?