Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '08

 
Kategori
Deneme
 

Günün nasıl geçti dersen

Günün nasıl geçti dersen
 

Güneşin ışıkları yüzüme vurduğunda, tanımadığım bir odada anlamsız bir resme bakarak uyandım... Bana günaydın diye seslenen sesin kimliğini sormadım… Belki kimliğimi hatırlamadığımı anlamasında utanarak...

Odanın şekli dağınıktı…

Ayrıntıları inceleyerek nerde olduğumu hatırlama paniği yasamadan, burnuma gelen küf kokusundan kurtulmak için bir sigara yaktım… Kahvaltı diye sorduğunda, geç kaldım diyerek kaçtım mabedinden... Eğer akşamdan kalma sarhoşluk ve gün ışığının şaşkınlığında bır sokak ortasında nerede olduğunun karmaşasını yasıyorsa insan, en iyi çözüm yolu en yakın taksi durağıdır...

Ve
ben taksiye bindiğimde 'nereye' diye soran şoföre farkında olmadan 'eve' diyiverdim...
Günün esprisi patlamıştı...
Ben hem yaslı hem de evliyim evlat.
Taksici yılların tecrübesiyle kestirme yollardan giderken, sadece şoförlüğünün ustalığını sergilemiyordu, aynı zamanda esprili sorularıyla, ne kadar alkol aldığımın, ne ıs yaptığımın, nasıl bir gece geçirdiğimi hatırlatmak istercesine (bir aile babası olduğunu hissettirerek) sorular soruyordu...

Kalamış...
Ersinin iş geyikleri.
Borsa hakkındaki sıkıcı yorumlar.
İnci dişli esmer bir hatun.
Votka limon.

Başım ağrıyordu, kasıklarımdaki sızı hissettirirken kendini ve ikinci sigaram bittiğinde evimin kapısındaydım işte... Eve girerken çöpçülerin mesaisinin başladığını görmek, saatin erken olduğunu anlamama yetiyordu...

Yatağıma uzandığımda hala başka bir bedenin kokusunu duyuyordum, ama yinede ihanetle sarıldım yastığıma...
Dışarıda akşamdan kalma yitik aşkları ve tüm gece sarf edilen yalan yeminleri temizleyen çöpçülerin sesi geliyordu...
İkinci kez gözlerimi açtığımda günesin ışığını hissetmiyordum artık... Hava kararmıştı. Ama ben artık uyanmam gereken yerde uyanmıştım.

Odamda,
Yatağımda..

Tanıdık olan ayrıntılarımın içersinde kendime gelmeye çalışırken, kimliğimi hatırlıyordum... Yatağımdan çıkarken, yastığımın yere duşmuş olduğunu fark ettim... Belki de kabullenmemişti başka bir ten kokusunu hissetmeyi ve kendini uzaklaştırmıştı benden… Yastığıma bakıp gülümserken yastığım kadar sevdiğim seni hatırladım…

Ve yanına gelişlerimde kabuğuma sinen ten kokularını hissetme ihtimali geldi aklıma...
Karnıma gene o tanıdık ağrı saplanırken sigaramla buluştu tekrar parmaklarım. Bir şey itiraf edeyim mi içtiğim her sigara kadar öpmek isterdim seni...

Ve her nefes alışta içime çekmek sevgini...

İşi yine gitmedim...
Telefonlarımdaki cevapsız aramaların sayısına bakmadım… Hepsini sildim. Belki açıklama yapma suçluluğu hissetmemek için…
Bir şey var ki ben omleti harika yapıyorum, akşam olsuda kahvaltı niyetine ve demlediğim çayın dem kokusunda atıştırmak kendine getiriyor adamı... Mutlu oluyorum belki ekmeğim kafa kısmının sadece bana kalmasından ve yumurtaya banarak yemekten.

Günün nasıl geçti dersen hala bır uyku sarhoşluğundayım... Birazdan tekrar yatağıma uzanmak için sigaramın bitmesini bekliyorum...

Tunç

 
Toplam blog
: 151
: 911
Kayıt tarihi
: 16.02.08
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk öğretim, üniversite, askerlik ve evlilik hazırlıkları sıralamasında stan..