Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '15

 
Kategori
Haber
 

Günün Tarihi. 6 : (4.07.2015, Cumartesi)

Günün Tarihi. 6 : (4.07.2015, Cumartesi)
 

ensonhaber.com


Havalar bugünlerde iyi gidiyor Maşallah; oldukça serin… Fakat gelen haber pek de iç açıcı değil… Avrupa 43-47 derece arasında değişen hava sıcaklığı karşısında kendilerini meydanlardaki havuzlara atmışlar. Yoksa bu işin şakası yok. Baksanıza, Hindistan’da, Pakistan’da yüzlerce can gitti… 
 
O sıcaklar bize de gelecek diyorlar. Galiba gelecek.. Pazartesi’nden sonra , “yandım Allah keten helva…” Şimdi konularımıza geçelim...
 
1. Kötülükten kim kaçmaz.
 
Okuyoruz ; falanca boşandı, filanca boşandı.  Türkiye’de en çok boşanma olayının olduğu iller : Antalya ile Muğla imiş… En az boşanma olan iller de : Hakkari, Bitlis.. oralar.  Niye ? Bana sorarsanız, bazıları sopayı yiyip “Meğer kaderimmiş..!” deyip oturuyorlar; bazıları ise “Hiç de çekmem, gider babamın evinde otururum..” diyerek sopadan, şiddetten kaçıyorlar. Herkesin hesabı kendisine de bir de aşağıdaki olaya bakın.
 
Şiddetten sopadan kim hoşlanır ki… Haber şu :
 
“Ermenistan'a kaçan inek, protokolle teslim edildi. Kars'ın Arpaçay ilçesinde çobanın vurması üzerine Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay Nehrine girerek komşu ülkeye geçen inek, protokolle teslim edildi.” (milliyet.com.tr/3.7.15)
 
Demek ki neymiş? Bir ineğin bile onuru varmış… Bilene..!
 
Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Halimcan köyünde, büyükbaş hayvanlarını otlatan çoban, hayvanlardan bir ineğe kaba davranmış, bir iki de sopayla vurmuş… “Vay sen misin beni döven..” diyen inek, Arpaçay nehrine atladığı gibi karşı sahile yüzüp, Ermenistan sınırına gelmiş. İneği sudan Ermeni askerleri çıkarmışlar ve sonra bir askeri protokolla köye teslim etmişler.
 
Bilmiyorum İnek nazlanmış mı? “Ben o çabana gitmem, beni çok dövüyor,” demiş mi? Belki de kendi dilinde demiştir… Möööö..Mööö.. diyerek itiraz etmiştir.. Kimbilir. 
 
Herkesin bir onuru var. Bu kadar boğanın altında ezilmeyen inek, bir kötü söze ve bir kötü davranışa fit olmamış; tutmuş kendini suya atmış ve diğer bir ülkeye iltica etmiş. Gördünüz mü haberi!
 
Peki, nerede gördünüz..!
 
2. Denizde tek başına :
 
Kim mi? On aylık bebek Melda Çanakkale açıklarında, Midilli’ye doğru gidedursun… Anne baba çocuğu denizde unutmuşlar. Habere bakalım…
 
“Tatil için Çanakkale Ayvacık ilçesindeki halk plajına ailesiyle birlikte gelen 10 aylık bir bebek, simit ile Yunanistan Adalarına sürüklenmek üzere iken kurtarıldı. Denizden çıkan ailesi, 10 aylık Melda' yı almayınca, farketmeleri de güç oldu. Yaklaşık 1 km sürüklenen bebeği sahil güvenlik ekipleri kurtardı. “(kamusosyal.com/3.7.15)
 
Anne baba kız çocukları Melda’nın kafasına can simitini geçirmişler; denize koyvermişler; ondan sonra kendi işlerine bakmaya başlamışlar. Bir süre sonra bir de bakmışlar çocuk yok; dürbün filan… Eyy , çocuk sanki yelken açmış, Midilli’ye doğru pupa yelken gidiyor… Rüzgar zaten Poyrazdan esip duruyor…
 
Ondan sonra feryat figan, sahil güvenlik botu açılıyor, derya denizde, öylece uyuyan yavruyu tutup bota alıyorlar, sonra getirip anneye teslim ediyorlar…
 
Ne anne- babaymış be… Mangal kadar yürek… Öldürmeyen Allah öldürmüyor! Melda’yı belli ki Allah korumuş.
 
3. “Ben cihada gidiyorum”:
 
“Kevser Çelik adlı 18 yaşındaki bir genç kız İstanbul Beylikdüzü’ndeki evlerinden geçtiğimiz pazar günü ayrıldıktan sonra bir daha geri dönmemiş.. Arkasından bir not bırakmış . "Ben cihada gidiyorum,” diye,  (milliyet.com.tr/3.7.15)
 
Ara ki Kevser hanımı bulasın.
 
İki ihtimal var: Bir, “Cihad” bahane, sevgili şahane… Kız kocaya kaçmış… Olabilir mi? Bilmiyoruz. 
 
Belki, kızın kafası bazılarının uydurduğu dini safsatalarla öylesine yıkanmış ki, o da İngiltere’deki kızlar gibi kaçıp herhalde (IŞİD-DAEŞ) e katılmaya gitmiştir. Tabii, bu koşullarda bile kızın aklına giren olmuştur.. Çünkü son zamanlarda gençlerde böyle bir Cihad hevesi belirdi.. Gidiyorlar. Tutamıyorsun. Galiba Arabistan’ı, Suriye’yi filan onlar kurtaracaklar… Nasıl kurtaracaklarsa!
 
Belki de bu bir şakadır. Kız, bir akrabalarına gitmiştir, bir hafta sonra çıkar gelir İnşallah…
 
Dünyada neler oluyor.
 
4. Yeni ekonomi formülü :
 
Sayın Güngör Uras, yeni ekonomi formülünü verdi: (Üretimin düşmesi = fakirlik.)
 
Doğru mu?
 
Bu duruma göre Yunanistan’ın yerlerde sürünmesi gerekir. Ama ne hikmetse, bizde kişi başına gelir 10 bin dolarsa, onlarda 25 bin dolar… Nasıl oluyorsa? Adamlarda ne üretim var, ne bir şey. Valla bu işler alengirli işler. Hele Yunanistan’ın işleri akla fikre sığmıyor..!
 
5.Temel Bilimlerde Kontenjan %78 düşmüş:
 
Ne demek bu? Yani, bitmişiz… İlim-bilim filan diyoruz ya. O yönden üniversitelerimiz kapılarını bilime kapamışlar. Temel Bilimler demek özetle (FKB) demektir. Kısaca:  (Fizik, Kimya, Biyoloji) demektir. Artık öğrencilerin hiç biri Fen-Edebiyat fakültelerini tercih etmiyorlar. Dolayısıyla bu fakülteler de alacakları öğrenci sayısını azaltıkça azaltmışlar.
 
Fizik- Kimya- Biyoloji olmayan bir ülkede ne olmaz? Bilim olmaz, fen olmaz… 
 
Çocukları bir ara kandırdılar, Fen Liselerine gönderdiler; İlim adamı yapacağız sizi, dediler. Bu okullardan mezun olan, sonra (Fen-Edebiyat Fakülteleri) ne giden çocuklar, bu okulları bitirdikleri zaman aç kaldılar. Bir ara öğretmenlik bile vermediler.
 
Durum demek ki kestirmeden çözümleniyor. Artık Fen-Edebiyat fakültelerine  paydos, (Fizik/Kimya/Biyoloji) tatil… Herkes ilahiyat fakültelerine. Bize öteki dünyada ilim değil, başka şey lazım. 
 
Anlaşılan bu. Yoksa … Eskiden, Fen Edebiyat fakültesi olmadan üniversite açılamıyordu. Ama “geçti Bor’un pazarı..” O günler geçmişte kaldı. Şimdi “FEN” olsa da olur olmasa da. Nasıl olsa gavurlar o işle meşgul oluyorlar. Bize, başka şeyler lazım.
 
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..