Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '07

 
Kategori
Güncel
 

Güvenmek

Temel ve dedesi hayatlarında ilk defa İstanbul’a gelirler. Otelin birinde tek kişilik bir oda bulurlar. ‘Dede torunuz nasılsa’ derler o odayı tutarlar. Gecenin bir vakti dedesi Temel’e ; “Temel uşağum kalk bana bir kadın bul, ” der. Temel “Dede yat uyu. Nereden ben sana kadın bulacağım?” der. Dede yatar. Biraz sonra tekrar aynı istekte bulunur. Yine Temel’den aynı cevabı alır. 10-15 dk. Sonra tekrar Temel’e “Kalk uşağum, bana kadın bul” der. Temel bu sefer “dede o elinde tuttuğuna güvenerek kadın istiyorsan o benimki” der.

Fıkrada da olduğu gibi insanlar ve devletler kimseye güvenmemelidir. Bizim gibi yıllardır terörle uğraşan bir ülke de bu asla olmamalıdır. Çünkü bizim güvendiğimiz ortağımız dediğimiz NATO da beraberiz dediğimiz ülke ve ülkeler bizi arkadan vurmaktadır. Bunu artık çocuklar bile bilmekte olup, sağır sultan bile bu gerçeği duymaktadır. İşte başımız da ki son olay adamlar bizi dünyaya küçük düşürdü. Hem dost ve müttefik olan ABD hem de onun desteklediği BARZANİ Ve TALABANİ. Sekiz Askerimizi Apo denen eşkıya başının posterleri altında tutanaklarla teslim etmek gibi bir hıyanet için de olmak bu ülkede yaşayan bu ülkeye az saygısı ve sevgisi olan herkesi üzmüş rencide etmiştir.

Her ülke, her devlet kendi rejimini korumak ve kollamakla mükelleftir. Hiçbir sistem veya rejim kendini yok etmeye çalışan devlet, topluluk ayrımcı, bölücü, terörist grubu içinde barındırmaz. Meclisine sokmaz. Halkından aldığı vergileri o kimselere maaş, oda, telefon, bilgisayar olarak vermez. Bunun için yasal düzenlemeler yoksa yapılır. Yasal düzenlemeler varsa uygulama hiçbir şekilde geciktirilmeden o kişiler hakkında gereği yapılır. Düşünmeye gerek bile yok. Demokrasi diye 19-20 tane PKK güdümlü insanı, başkan Apo diyen şahısları TBMM’ne soktular. Bu da yetmiyormuş gibi, bu kişiler yazılı ve görsel basında ağzından çıkanları duymayacak kadar utanmasızca, pervasızca bu millete söylenebilecek en ağır şeyleri söylemekten çekinmemektedirler. Teröristi kardeşim diyerek himaye eden, “onlara terörist dersek biz hiç oluruz” diyen, dokunulmazlıklardan yararlanan ve bu memleketin memurunun, işçisinin, emeklisinin vergisinden maaş alan, her türlü masrafları TBMM’nce karşılanan bu şahıslara sormamız gereken “dünyanın neresinde sizin gibiler mecliste veya parlamentoda bulunabilir. İspanyada mı, İrlanda’da mı, İngiltere’de mi, Yunanistan’da mı veya iki milyona yakın Türkmen’in bulunduğu Kuzey Irak’ta mı?” Kerkük’te bütün nüfus ve tapu kayıtlarına yağmalamadılar mı? Ayrıca sizler Kürt halkının yarısını bile temsil etmiyorsunuz. Eğer temsil etmiş olsaydınız, bugün Güneydoğu ve Doğuda kimse sizin PKK’nıza karşı köy koruculuğu, gönüllü koruculuk yapmazdı. Seçimden önce 50-60 milletvekili diyordunuz. 20 milletvekili ile sınırlı kaldınız. Kendi savunduğunuz halkınızı kardeşleriniz eşikteki, beşikteki demeden kadın, yaşlı ayırmadan katledip öldürüyorsunuz. İnsanları öldürerek korku verip sonra da Kürt halkına özgürlük istiyorsunuz. Ne dininiz ne diliniz var. Zaten gerçekten Türkiye’deki halk için demokrasi isteseydiniz, insan haklarına saygılı olsaydınız, uyuşturucuyla silah kaçakçılığıyla, insan kaçakçılıyla işiniz olmaz, başka ülkelerin güdümüne girmezdiniz.

Bu ülkeye, bu halka gerçekten minnettar olmanız gerekir.

Bizi yönetenler de yapacaklarını hukuk çerçevesinde yapmalı, uluslar arası konjöktörde gerekli diplomasiyi yapıp, Birleşmiş Milletleri bilgilendirip kendi gücümüzü kendi hukukumuzu ve kendi insanımızın canını, malını kollayacak şekilde hareket edip gerekirse başka ülke topraklarına girerek bize zarar verenlere mislince zarar verip, haddini bildirmeliyiz. Öyle ABD’ye Mabedeye güvenmekle hak ve hukuk aranmaz. TERÖRSÜZ GÜNLER DİLEĞİYLE…

 
Toplam blog
: 24
: 1002
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1959 Ordu Ünye doğumluyum. Bursa'da yerel bir gazetede 2 seneye yakın köşe yazısı yazmaktayım; hafta..