- Kategori
- Deneme
Güzel kadındın!
Sıcak bir gündü, aylardan ağustos…
Deniz kenarı kahvelerden birine oturmuş gazete okuyordum, canım sıkkındı…
Geldin…
Salkım söğüt ağacının altına konmuş masaya attın kendini…
Soğuk su istedin garsondan, göz göze geldik…
Sizi, seni bir yerlerden tanıyor gibiydim, bugünler de çok oluyor!
Sana, size de öyle gelmiş…
Katlı duran gazeteyi işaret ettin, uzattım…
Tanıştık öyle…
Nasıl olduysa telefonunu istedim, vermek istemedin önce, o da nereden çıktı der gibi baktın sonra, belli ki zarar gelmez bu adamdan diye geçirdin içinden… Sana, size ulaşmamı sağlayacak rakamları karaladın, kâğıdı da avucuma sıkıştırdın…
Aradım, konuştuk…
Aradın, konuştuk…
Hafta sonları çalışmıyormuşsun, benim gibi… Sık gittiğin bir balık lokantası varmış, tesadüf ben de müdavimiyim…
Orada karşılaşmamamız ne garip, hayat işte!
Denizi, kumsalı, balığı, midyeyi severmişsin, tıpkı ben!
Kalabalıktan da hazzetmezmişsin, hadi canım!
Yaprak sarması ve mercimek çorbası vazgeçilmezlerin, en sevdiğin şair Orhan Veli’ymiş
Sait Faik ve Halikarnas Balıkçısı’na vurgunmuşsun…
Arkadaş toplantılarında şiir okur, şarkı da söylermişsin…
Rejimdeymişsin bir süredir…
Eline sağlam bir para geçerse, işi gücü bırakıp kaçacakmışsın buralardan, zaten bıkmışsın…
Bahçesinde meyve ağaçları olan bir ev hayali kuruyormuşsun…
Yalnızmışsın!
Sıcak bir gündü, aylardan ağustos…
Deniz kenarı kahvelerden birine oturmuş gazete okuyordum, canım sıkkındı…
Geldin…
Salkım söğüt ağacının altına konmuş masaya attın kendini…
Soğuk su istedin garsondan, göz göze geldik…
Hiç tanışmadık!
Gittin…
Ne güzel kadındın!