Güzellik doğuştan, çirkinlik sonradan kazanılır.

İnsanlar asıl güzelliklerini bedenden değil, ruhtan alırlar. Bedensel (fiziksel) bütün güzellikler tüm varlıklarda olduğu gibi, insanlarda da gelip geçicidir. Onun için insanların fiziksel yapıları, güzellikleri her yaşta, her zaman değişir.

Değişken olan fiziksel güzellikler göreceli olduğundan her bakan göze göre değişir. Onun için kimine göre güzel olan, kimine göre çirkin sayılır.

Halbuki ruh güzelliği yetkinleşip olgunlaşan akla bağlı kalple zamanla kazanılıp elde edilir. Kazanılıp benlikte toplanıp oluşturulmuş olan bu ahlaki ruh güzelliği zamanla insanın kişiliğini, mizacını, huyunu, husunu, karekterini, hal ve hareketlerine bağlı genel davranış biçimini oluşturup ortaya çıkarır.

Kişinin güzel ya da çirkin olması da tercih edip yöneldiği hayat istikametine göre benliğinde zamanla oluşturacağı içselleştirmeyle birlikte kişilik bünyesinde şekillenip biçim alacağından güzellik ya da çirkinlik önceden bilinip belli olmaz.

İnsanoğlu için bu dünyada giyilebilecek en güzel elbise, güzel ahlaktır. İnsanın asıl güzellği, çirkinliği buna bağlıdır.

Dünyada kendine güç, kuvvet, referans arayan herkes her şeyden önce güzel ahlaklı olup, güzel giyinip, güzel konuşsun.

Ahlak, hiçbir zaman doğuştan önce kazanılmaz. Doğum sonrası sürdürülen hayat sürüveni içerisinde kişi yaşarken zamanla kazanıp elde eder.

Güzel ahlakın değeri hiçbir zaman dünya malıyla, mülküyle ölçülüp değerlendirilmez.

Onun için insanların asıl güzellikleri, yüz güzelliği değil. Kalplerinde oluşan güzelliktir. Yani gönül güzellikleridir.

Kalbimizdeki gönül evinde zamanla oluşturacağımız güzellikleri, yaşadığımız hayat içinde akılla elde ettiğimiz bilgiye, görgüye dayalı iyi ya da kötü yönde kalplerimizde zaman içinde oluşturacağımızdan elde edip kazanacağımız iyi alışkanlıklar bizi güzel. Kötü alışkanlıklar da bizi çirkin eder.

Demek ki, bizler güzelliğimizi de çirkinliğimizi de aklımıza bağlı elde edip içselleştirdiğimiz tüm bilgi birikimimizle kazanıp elde edebiliriz.

Onun için bir insan ne kadar cahilse, bir o kadar da çirkindir.

10.02.2010

Cahit KARAÇ