Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '10

 
Kategori
Deneme
 

Habermen-anchorman

Habermen-anchorman
 

Binlerce yayın organı her gün milyonlarca haber pompalıyorlar insanlara... Her ülkede, her dilde ve her yönetimde aynı şeyler yapılıyor… Gerçekten her gün milyonlarca haber yapılacak kadar haber var mı Dünyamızda? Hadi Ülkemizde diyelim… Bence yok… Haber tek tük var aslında... Gerçek haberler ya saklanır yada saptırılarak verilir... Gerisi ne peki? Ortalıkta yüzlerce saat haber diye verilenler ne peki? Gerisi habermenler tarafından üretilenlerdir… Bu gün haber diye verilenlerin çoğu habermen üretimleridir… Aslında Haber var... Ancak onlar üretim temelli, mutluluk temelli, haber denilen klişleştirilmiş kalıplara uymuyor... '' Haber '' sansasyonel olmalı çünkü! Haber dediğin bir ''bir gücü temsil etmeli ve öteki güce boyun eğdirmeli, tehdit, şantaj içermeli... Anında değişivermeli, hangi gücü hangi güce tercih ettiği anında terse dönebilmeli...

Tek bir olay doğru şekilde verilse, arkası ve önü ile beş dakikadır... Ancak olayın sudaki dalgaların yayılmasına benzer gelişimi ise:
- Olayın etkileri için yüzlerce insanın görüşleri sorulur, tartıştırılır...
-Beklentiler için gene yüzlerce haber yapılır...
-Ayrıca karşıt görüşlülerin düşünceleri aktarılır...
-Habermenlerin olması gereken hayalleri günlerce tartışılır...
-Dünyada yankıları araştırılır... Yorum yapan binlerin her biri haberdir...
-Dünyadaki diğer olaylar ile karşılaştırılır ve orta yol bulunmaya çalışılır…
-Bundan sonra olması muhtemel olaylar haber verilir...
-Komplo teorileri ortalıkta cirit atar..
-Vs .. Vs ..
-Veeeee Habermenler ilahi güç haline gelirler...

İşte çağımızdaki her şeyi biliyor denilen insanın maruz kaldığı bilgi kirliliği budur... Haberden çok, habermen imparatorlukları insan aklını esir almış durumda... Bu kişiler alır haberi eline; Gerekirse oynayarak anlatır... Vurgu, tonlama, öncelik, öteleme, ısrar etme, görmezden gelme vs. vs... Bu haberin içine katkılar konur... Kısaltmalar yapılabilir... Yani yemeği onlar yaptırır ve sunarlar...

Sadece olmuş olaya haber demek lazım, habermenlerin diktatörlüğüne son vermek için... Başka tek kelime haber değildir çünkü... Olmamış olan her şey düşüncedir... Bunları da vermenin adı habercilik değildir... Romancılık, hikayecili, senaristlik ve masalcılıktır... Adı her şey olabilir ama bunlar bilgi değildir... Habercilik değildir...

Ya birey bu habermenlerin köleliğinden nasıl kurtulacak? Bireyler de Habermen olma sevdasından vazgeçtiği gün diyelim kısaca şimdilik…

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..