Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '08

 
Kategori
Siyaset
 

Haçlı Zihniyeti

Haçlı Zihniyeti
 

Haçlı Seferi


Günümüzün önemli terimlerinden biri "Haçli Zihniyeti" dir. Bu terim gerçek ve mecazi anlamlar taşır. Köken olarak da konu Haçlı Seferlerine dayanır.

Orta Çağ Avrupa'dasında din adamları devletin her kademisinde söz sahibiydiler. Katolik alemin lideri Papa Avrupa'ya rahatça hükmedebiliyordu. 11.yy ın son döneminde Papalık makamına oturan II. Urban etkileyici konuşmalarından birini Fransız meclisinde yapmış, Hristiyanların yaptığı insalık tarihine düşmüş en kanlı olayların; Haçlı Seferlerinin başlamasına neden olmuştur.

Hristiyan Avrupa, İslam dininin yayılmasından rahatsızlık duyuyor, Hristiyanlığın doğduğu kutsal topraklarda müslümanların hakimiyetini içine sindiremiyordu. Görünürdeki bu neden tarihçiler tarafindan gerçek neden olarak görülmeyip gerçek nedenin Avrupa'nın ekonomik sefaletinden kurtulamak olduğunda hem fikirdiler. Zaten tarih boyunca hat da günümüzde bile Batılılar kendi ekonomik kurtuluş merdivenlerini hep bu coğrafyadan kurmuyorlar mı!

İşte Haçlı Zihniyeti terimine yüklenen değişik anlamların da buradan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Görünürde sebeb başka gerçek sebeb bambaşkadır. Bugün ABD'nin Irak politakası veya Batının Türkiye politikasi bunun en iyi örnekleridir.

Papa Urban'ın etkileyici nutukları meyvesini vermiş, aynı yıl Avrupa'da çok büyük hazırlık yapılarak yüzbinlerce asker toplanmış, haçlı seferlerinin tek basarılı olanı, rahiplerin övünerek dizlerimize kadar müslüman kanından yürüyoruz diye kayda düştüğü 1. haçlı seferi gerçekleşmiştir. Batı Anadolu, Suriye, Lübnan şehirleri yağmanlanmış, Kudüs dahil tüm şehirlerdeki müslümanlar öldürülerek Latin şehir krallıkları kurulmustur.

Tarihte Batılıların gerçekleştirdiği bir çok kanlı olayda din adamlarını her zaman en önlerde görüyoruz. Amerikan yerlilerinin ortadan kaldırılmalarında, Osmanlıdaki Rum ve Ermenilerin ayaklanmalarında veya Kıbrıs olaylarında olduğu gibi.

Yüzyıllar süren, Ortadoğuyu yangın yerine çeviren bu sefeler çoğu zaman amaçlarından sapmıştır. Bunun en iyi örneği 4. haçlı seferidir. Bu öyle bir sapma ki; Katolik Hristiyanların Ortodoks Hristiyanlara karşı yapmış olduğu tarihdeki en önemli saldırılarından biridir. Kudüs diye yola çıkılmış, İstanbul yağmalanmıştır.

Bu seferin hazırlığı sırasında İstanbul'dan bir haber gelmiş, İstanbul'un Kralı İsaac'ı, erkek kardeşi Alexius tahtan indirmiş, gözlerini oydurup oğluyla beraber bir kaleye hapsetmiştir. Oğlu kaçmış, ablasının eşi olan Almanya Kralı Phlip'den yardim istemiştir. Yola çıkan haçlı ordusu beklenmedik bu olay karşında İstanbul'a doğru yol almıştır.

Görüş ayrılıkları olmasına rağmen Haçlılar İstanbul'a gelmiştir. Haçlı ordusu komutanlari Krala hic yakışık olmayan bir şekilde tahtda çıktığını, İstanbul'u gerçek sahipine vermelerini istediler, cevap olumsuz olunca ordu şehri kuşattı, şehre girildi, karşı gelenler öldürüldü, şehir yağmalandı, esir Kral kurtarıldı.

Yunanlılarla Latinlerin çarpışmaları uzun süre devam etmiştir. İstanbul ateşe verilmis, 1204 yılındaki Haçlı macerası İstanbul'da son bulmustur. İstanbul, Latinlerin eline geçmis ve Latin Krallığı kurulmustur. Buradan kaçan Bizans İmparatorluk ailesi İznik ve Trabzon Rum Devletlerini kurmuşlardir. Latinlerin İstanbul macerasi 60 yıl kadar sürmüş, İznik'deki Bizans Kralları İstanbul'u tekrar geri almışlardır.

Avrupa'nın Türkiye politikasının kısa açıklaması, tam olarak bir Haçlı Zihniyeti politikasıdır. Bizden istedikleri ile gerçek politikaları arasında her zaman dağlar kadar fark olmuştur. Tabi bu bakış açısı onlara karşı olduğumuz anlamında yorumlanmamalıdır. Atamızın dediği gibi bizim amacımız her zaman Batının ulaştığı yüksek medeniyet seviyesine ulaşmak hat da geçmek olmalıdır. Bunun için onlardan mecburen yararlanmak zorundayız. İşte dikkat etmemiz gereken burda başlamıyor mu!

 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..