Hadi referanduma gidelim!

Öyle her mesele refarandumla çözümlenseydi, o zaman seçime Meclise falan hiç gerek kalmazdı. Bir düğmeye basar, bütün bir millet olarak ne istiyorsak onu milletin kendisine deklare ederdik. Millet de çoğunluğun kararına uyar "ne yapalım biz istedik biz bulduk," derdi.

 

Ama öyle bir “Doğrudan Demokrasi”de yaşamıyoruz. Eski Atina’da, İsparta’da olduğu gibi insanlar alanlara toplanıp kendi kararlarını kendi almıyorlar. Adamlar, bizden daha akıllı diye bazı adamları seçiyorlar, Meclis’e gönderiyorlar. “Hadi siz bizim yerimize düşünün taşının; en doğru kararı bizim yerimize siz  verin, anlamında yetki veriyorlar. Meclis’teki Milletvekilleri de aldıkları yetkiyle , Milleti Millet adına yönetiyorlar; yasalar çıkartıyorlar.

 

Hadi bir Referandum yapalım da, aşağıdaki meseleleri bir anket halinde doğrudan millete soralım. Acaba çoğunluk bu sorulara Evet mi, yoksa Hayır mı diyecek. Çok merak ediyorum. Şimdi bakınız sorulara:

 

"Demokrasiyi mi istersiniz, Hilafeti mi?" (Demokrasi/Hilafet)

 

Memleketin daha çok camiye mi, yoksa okula mı ihtiyacı vardır?(Cami/Okul)

 

Memlekete bir Halife gerekli midir? (Evet/ Hayır)

 

İsraille bir barış anlaşması yapılmalı mıdır; yeniden ilişki kurulmalı mıdır? (Evet/Hayır)

 

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adı “Osmanlı Devleti” diye değiştirilmeli midir? (Evet/Hayır)

 

Namaza gitmeyen kişilere 10 değnek falaka vurulmalı mıdır? (Evet/Hayır)

 

Alevilerin oy hakkı kaldırılmalıdır. (Evet/Hayır)

 

Bütün muhalefet partileri kapatılmalıdır. (Evet/Hayır)

 

Bütün Liseler “İmam Hatip Liselerine” dönüştürülmelidir. (Evet/Hayır)

 

Cumhurbaşkanlık bundan böyle Başkanlık olmalıdır. ( Evet/Hayır)

 

Padişahlık gelse daha çok memnun oluruz. (Evet Katılırım/ Hayır Katılmam)

 

Bütün kadınların başı örtülmelidir. (Evet/Hayır)

 

Üniversitelere bundan böyle Medrese adı verilmelidir. (Evet/Hayır)

 

Türkiye’nin Başkenti İstanbul olmalıdır. (Evet/Hayır)

 

Anayasa hemen değiştirilmelidir. (Evet/Hayır)

 

Alafranga müzik radyo ve televizyonlardan kaldırılmalıdır. (Evet/Hayır)

 

Televizyonlardaki bütün açık saçık programlar  hemen yasaklanmalıdır. (Evet/Hayır)

 

Bütün solcular, Allahsızlar ve Dinsizler hemen yurt dışına sürülmelidir. (Evet/Hayır)

 

"Başkan’ın görev süresi en az 10 yıl olarak değiştirilmelidir."  (Evet/Hayır)

 

Ne dersiniz, bütün bu konuları bir dava konusu olarak Referandumla milletin karşısına çıkarsak , acaba halk kaç tanesine  (Evet) der. Neden?  

 

Milletin beyni öylesine yıkanmış ki ve her gün öylesine yıkanıyor ki… Zaten artık kendisini Osmanlı Devletinde yaşadığını zannediyor.. Onun değerleriyle oturup kalkıyor. Yeni eğitimmiş, yeni düşüncelermiş… Böyle şeyler artık onun aklında yok. Ne var? Padişahlık var; Hilafet var; Halife var… Var oğlu var…

 

Düşündükleri şunlar:

 

Bir an önce Anayasa değişsin.

 

Bir an önce bizim partinin başkanı  BAŞKAN olsun.

 

Demokratik rejim bir an önce değişerek Hilafet gelsin. 

 

Böyle sağda solda açık saçık gezen kadınlar, evlerine kapatılsınlar.

 

İnsanlara tek kitap yeter. Ondan başka kitaplar bir an önce yasaklansın.

 

“Bırakın halk karar versin..” demiş. 

 

Halkın karar vereceği o kadar çok husus var ki, ama halkın beyni öylesine dönderilmiş ki artık büyük rahatlıkla kendi aleyhine olacak bir çok fikre de rahatlıkla “Evet” diyebilecek hale gelmiştir.

 

“Hilafet ister misin?” 

 

“Evet”

 

“Rusyayla savaşalım mı?”

 

“Evet”….

 

Bunlar gibi saçma sapan bir çok konuda “Evet…” diyebilecek bir halka, “Başkanlık rejimini istiyor musun?” diye sormak en büyük aymazlıklardan biri olacaktır.  Çünkü bu halk öyle bir hale getirilmiş, öylesine eğitilmiştir ki, artık “Atatürk’ü tarih kitaplarından silelim mi?” diye sorsak , belki de ona bile “Evet” diyecek hale getirilmiştir.

 

Artık bu milletin hoşgörüsü yoktur. Muhalefet Başkanını neredeyse ortadan kaldıracak duruma gelmiştir.

 

Muhalefetsiz, Başkanlık rejimi öyle mi?

 

Muhalefet , öyle bir ketempereye getirilmiştir ki, şu an tümü de her an tutuklanacak bir haldedir. Durumları bir Savcı’nın iki dudağı arasındadır.

 

Referanduma gidelim öyle mi?

 

Referanduma gidecek o kadar çok husus var ki? İnsan korkuyor…

 

Bir de bütün bu sorunları şehitlere ve onların ailelerine sorsak acaba ne derler!

 

Türkiye, bir uçsuz uçuruma doğru koşar adımlarla gidiyor. Artık onu yolundan çevirecek hiç kimse yok gibi gözüküyor.

 

Bir irade lazım. “Yok arkadaş…Bu böyle olmaz… Bu gidişte bir yanlışlık var!” diyecek bir hür irade gerekiyor insanları bu yanlış yoldan çevirmek için.

 

Yoksa gidişimiz hiç de iyi bir gidiş değil. Her zaman için Perşembenin gelişi, Çarşamba’dan belli olur. Bunu akıllı adamlar görürler, bilirler ve söylerler…

 

Demokrasi dağılıp gidiyor.. O giderse Adalet sistemi de gider… Güvenlik de…Sağlık da… Eğitim de… Hepsi yozlaşır.

 

Bir an önce Referandum düşüncesinden vazgeçip, “şu Demokrasimizi nasıl berkitiriz?” diye düşünmemiz gerekir.  Bu yola girmemiz gerekir… Yoksa… Yoksa gidiş belli…