Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '11

 
Kategori
Felsefe
 

Hakikat başkasının bulduğu şey değil, herkesin kendisinin bulması gereken bir şeydir.

İnsanın tarihi bize düşüncenin en genel üç sorgulama konusu olduğunu gösterir. Bunlar Tanrı, evren ve insandır. İnsanlar bu konular üzerindeki düşüncelerini kalem kağıdın olmadığı devirlerde bile taş üzerine kazıyarak aktarmışlardır. İşte felsefe en eski insan etkinlğidir. İnsanın içini kemiren, varoluşunun kaçınamayacağı en derin sorulardır bunlar. Öyle ki bu üç sorun insan için yaşamın bir anlam kaynağıdır. Yaşamı ne tanrı ne evren ne de insan hakkında hiç bir bilgi ve düşünce sahibi olmadan anlamlandıramayız. Bu üç soruya verdiğimiz cevaplar bizim yaşama biçimimize şekil verir. Böylece yaşam için felsefe pratiğe geçmiş olur. Bu nedenle felsefe hiç bir şekilde yaşamdan uzak ve kopuk bir şey değil aksine yaşamın merkezindeki bir etkinliktir. 

Eski Yunan bize bu felsefe etkinliğinin en sağlam tutulmuş kayıtlarını sunması bakımından önemlidir. Yoksa felsefe sadece Yunanlıların bir icadı değildir. Felsefece yaşamı ilkçağda örnek hale getiren filozoflar, içinde yaşadıkları toplumun tanrılarını, evren görülerini ve insan anlayışlarını eleştirmişler ve geliştirmişlerdir. Aynı şeyler Eski Mezopotamya, Mısır, Hint ve Çin medeniyetleri için de geçerlidir. Bugün yaşadığımız dünyanın sahip olduğu inançlar ve değerler böyle oluşmuştur. 

Bugünün büyük dinlerinden bilimin temel kavramlarına kadar sahip olduğumuz bir çok kavram felsefece yaşamın bize hediyesi olan şeylerdir. Örneğin çağımızı adlandırmak için de kullanılan atom kelimesi ne kadar bize yeni gibi gelse de eski yunanın bölünemeyen en küçük şey anlamını ifade için kullandığı terimdir. Aynı şekil günlerimizi veya aylarımızı adlandırmak için kullandığımız sunday, monday yahut mars gibi kelimeler bile eski yunandan kalma tanrı isimleridir. Çoğu yeni sandığımız teori bile ilk çağda tartışılmış ve kayıtlara geçirilmiştir. Örneğin Kopernik'in güneşmerkezli evren teorisi bile ilk olarak Sisamlı Aristarkos'un dilinden duyulmuştur. 

Eski filozofların düşüncelerini öğrenmek felsefe yapmak sayılmaz elbette. Sadece felsefe yapmayı veya felsefece düşünmeyi öğrenmek için bir antoloji sunar. Yoksa hiç bir zaman felsefe yapmak, öncekilerin felsefelerini öğrenip anlatmak ve böylece yeniden kopyalayarak çoğaltmak değildir. Bu açıdan felsefe diğer insan etkinliklerinden farklıdır. Felsefe tarihini okuduğumuzda her filozofun hocasını eleştirerek filozof olduğunu görürüz. Hocalarıyla aynı fikirde olanları pek yazmaz kitaplar her nedense. İşte bu önemlidir. Felsefece yaşam ile başladığımız yazı dizisinin anlatmak istediği mesajı ortaya koyan iyi bir örnektir. 

Tanrı, evren ve insan hakkında gerçeği yani doğru bilgiyi arayan filozflar için hakikat başkalarının bulduğu şey değil tam aksine herkesin kendisinin bulması gereken bir şeydir. 

 
Toplam blog
: 17
: 1104
Kayıt tarihi
: 20.07.11
 
 

Ankara üniversitesinde felsefe doktorası yaptı. Halen bir devlet üniversitesinde yrd. doç. dr olarak..