Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '13

 
Kategori
Haftasonu
 

Hakiki Kurmay Çavuş

Hakiki Kurmay Çavuş
 

Mehmet Başaran, Sabri Galip Nakipler, Hüseyin Erkan; 17 Haziran 2012 ,Silivri (Foto: Melisan)


Kendilerini “Kutsal bilgi kaynağı (!)” olarak tanımlayan, ama hemen her konuda “ne demişler?” demeden geçilemeyen grup “eksisozluk.com”un deyişiyle “1926 doğumlu bir şairdir. İş adamı, Fransız başkonsolosu, bostan korkuluğu, Fener'in sağ açığı ya da ‘Habaş’ın sahibi değildir. Ferrarisi, Porschesi, boğazda yalısı, hanları hamamları, fırkateyni falan yoktur, hiçbir zaman da olmamıştır. Mevzu bahis arabalara sahip olan kişi ile uzaktan yakından alakası olmadığı ise kabak gibi ortadadır.”

Evet, Mehmet Başaran’dan söz ediyoruz. 17 Haziran 2012 Pazar günü İstanbul’daki “Dost”; Güler-Hüseyin Erkan ailesinin Silivri’deki bahçelerine çağrılıydık hep birlikte…

Kimler yoktu ki bahçe dediğim Erkan’ların özenerek hazırladığı bu güzel yeryüzü cennetinde!

Sevgili kızları Dilem ve dede Erkan’ın yolunda bir şiir sevdalısı torun Erim…

*

Halk masallarımızın yüzlercesi arasından birbirinden güzel on tane masalı çocuklarımız için hazırlayan, okudukça doğrunun, iyinin, güzelin yenilmez dostu olsunlar diye; kafalarıyla, yürekleriyle, dünyanın karartılmasına karşı çıksınlar diye üstat Mehmet Başaran’ın “Yağmur Gelini”ne de eserler çizen kızı gerçek bir hanımefendi ressam Prof. Filiz Başaran ve sevgili oğlu Güneş Özayten. Güneş, akademisyen ve pek yakında sinema sanatında ses getirecek yönetmen adaylarından…

*

“Bilgi birikiminin, yaşamda belli bir yerlere oturtulması, ancak ve ancak yaşamla olan bağımızla mümkündür. Beslenilen kaynakların insana en yakını yaşamdır. Tüm sanat dallarında olduğu gibi özellikle şiirde, soyutlamanın ilk hareket noktası yaşam olunca, üretimin, insanla olan sıcak bağını hemen yakalarsınız.” diyen Sabri Galip Nakipler;

"Dünyam", "Sağanak Altında", "Sırılsıklam, Yapayalnız, Çırılçıplak" adlı kitaplarında olduğu gibi, "Hasret Kapımda Gardiyan"da şiirini yürümelerinden, sevmelerinden, soluk alıp vermelerinden ayrı kurmamış, otuz yıllık edebiyat öğretmenliğinin biriktirdiği edebi bilgiler; Adıyaman, Malatya, Bingöl, Ankara, İstanbul coğrafyalarının, yani Anadolu'nun farklılıklar gösteren yaşam haritalarından köklerini oluşturarak şiire dönüştüren şair Galip Nakipler...

*

Eşim Melisan ve daha kimler kimler?…

*

Kimler? : Torun Erim’in can dostları…

Kim bu can dostlar, sevgili Erim’e söz verdim yazacağım!

Shih-Tzu = Paffi,

Golden Retriever = Arthur,

İrlandalı Setter = Viski,

Sokaktan gelmiş Setter = Tomi,

Sibirya Kurdu (Husky) = Caş.

Elbette, tahmin ettiğiniz gibi bahçelerimizde, sokaklarımızda, hep aramızda sadık dostlarımız sevimli “köpeklerimizden” Paffi, Arthur, Viski, Tomi ve Caş.

Bu kadar mı sevimli olur, bu kadar mı cana yakın olur! Gün boyunca bir defacık bile havlamalarını duymadık, kavga boğuşlarını görmedik… Eee, kültürlü bahçenin köpeği de böyle uslu oluyormuş meğer! (Evinde köpek besleyenlere duyurulur, sadakat beklemek yalnızca beslemeyle olmuyormuş demek, ilgi ve sevgi ile eğitim de gerekliymiş, gördük.)

Sevgili Güneş kardeşimizin sevimli köpeği “Efe”yi de unutmayalım bu arada…

***

1926'da Lüleburgaz’ın Ceylanköy’ünde doğan. 1943’te Kepirtepe Köy Enstitüsü’nü, 1946’da da Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü bitiren. 1947'de (kendi deyimiyle Kurmay Çavuş olarak) askere alınan. Askerlik sonu, Balıkesir-Edremit Bölgesi’ne Gezici Başöğretmen olarak atanan. Sonra ilkokul öğretmenliğine verilen (önce Gömeç, sonra Edremit Gazi Okulu). İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü Sicil Bölümü Memurluğu, Folklor Bölümü’nde Eflatun Cem Güney'e yardımcılık (1956-1960) yapan. 27 Mayıs 1960'tan sonra ortaöğretime geçen. Kartal, Göztepe ortaokullarında çalışan. 1979’da emekliye ayrılan. Hakkında çokça soruşturma açılan, domuz dolaplarına kıstırılan, görev yeri değiştirilen. 12 Eylül döneminde ise kitapları ve etkinlikleri dolayısıyla yargılanan. Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve Türkiye Yazarlar Sendikası’nın (TYS) kuruluşuna emek veren ve Yönetim Kurulu Üyeliklerinde bulunan. Şiir, çocuk edebiyatı, roman dallarında ürünler veren saygıdeğer usta Mehmet Başaran: “Dördüncü yirmi yaşını” 6 yıl ötelemesine rağmen hayatı savunmayı bir yaşam biçimi haline dönüştüren köy enstitülü, askerde çavuş çıkartıldığı için ironi değerlendirmeyle kendini ve arkadaşlarını “kurmay çavuş” olarak tanımlayan bir yurtsever.

*

O gün, Dostlarıyla bizi buluşturarak keyifli ve bol şiirli, edebi sohbetli bir Pazar günü geçirmemizi sağlayan Hüseyin Erkan öğretmenime ve saygıdeğer ailesine bir kez daha ve içtenlikle şükranlarımızı sunarım.

*

Bu çağrıya yine o gün telefon irtibatıyla katılan ve sevgisini, saygısını bizden esirgemeyen bir büyük usta Feyzullah Aktan’ın da “babalar gününü” kutlamıştık, o gün "Babalar Günü" adına hoş bir anı oldu bizim için...

*

Ayrıca, Mehmet Başaran öğretmenimizin (ileri yaşına rağmen ezberinden hatasız) o gün bize okuduğu Nazım Hikmet şiiri “Memetçik Memet”:

“Hat boyları yanmış odun kokusu.
Askeri de hat boyunun tapusu.
Memetçik Memet,
Memetçik Memet.
Dört cephe içinde koptu kıyamet.
Vagonların kırk kişilikse de yapısı,
Seksen Memet yüz Memet dolu hepisi.
Memetçik Memet,
Memetçik Memet.
Kitli vagonlarda yok mu merhamet…
Dağ taş Memet dolu, dağ taş sevkiyat.
Gidenler aç susuz, dönenler sakat.
Memetçik Memet,
Memetçik Memet.
Bölük emininde yoktur merhamet…
Bir deri bir kemik düşmüş bıyıklar,
Memedin ayağında yarım çarıklar.
Memetçik Memet,
Memetçik Memet.
Memetten Memede yok mu merhamet…”
*
BAŞARAN ustanın o gün önerdiği iki kitap:
DÜŞÜNCELER: Şakir Eczacıbaşı, (İş Bankası Yayınları)
Ve
AĞAÇLAR ÇİÇEKTEYDİ: Ahmet Say, (Evrensel Yayınları)
Okudum, öneririm.

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..