Haksa eleştirmek, görevimizdir

Eleştiriye açık biriyim. Eleştiri olmayan yerde, hiçbir şekilde ilerleme olmadığını da bilirim.

Öncelikle imla hatalarımı şahsıma da, bildirmenizi istesem evet der misiniz? Ben hayatı okul, okulu da hayat olarak algılarım.

Bizim buralarda voleybol turnuvası devam ediyor. Temmuz ayının ilk günleri başladı. Turnuvanın yapıldığı sahanın yanında toplanıp çay içeriz ve içiyoruz.

Tüm halk katmanlarının olduğu yerde oturuyoruz, çay içerken. Hani derler ya, toplumda olup biteni, berberlerden dinlemek gerekir.

Burada ise dediğim yerde konuşuluyor, her türlü mevzuu.

Bütün insanlar dertlerini, ızdıraplarını, sıkıntılarını, bunun yanında; sevinçlerini hoşlandıklarını, burada anlatırlar denir.

Bulunduğum şehrin kalbi voleybol turnuvasında atıyor. Zaman oluyor tartışılıyor, zaman oluyor söylenmesi icap eden sözler dürüstçe söyleniyor.

Yorumlardan yola çıkararak ve de, dünkü yaşadığım ciddi eleştiriden dolayı, özellikle memnuniyetimi belirtme fikrim vardı.

Yorumlardan hatalarım olduğunu anladım. Yazılmasını hiç garipsemedim. Objektif görüşlere saygılıyım.

Dünkü yaşadığım olayı ve de yorumların yapılması, eleştiri noktasında duruşumu yazma fikrimi mutlaka yazmalıyım dedim.

Öncelikle hatalarımın bana da söylenmesi, memnuniyet duymama sebep olacaktır.

Yazı pazarına çıkan biri olarak, malzemenin kusurunu inkâr etme şansım yok. Bilmediğim konuları öğrenmek benim en büyük zevklerimdendir.

Yazı hayatına emek veren biri olarak, her türlü eleştiriye açığım ancak saldırı ve hakaret olmamalıdır. Eleştirinin de şartlarını bilenler eleştirmelidir. Mutlak surette yanlışın doğrusunu göstermelidir.

İki de bir düdük çalan hakemlik görevi değil de, eğitmek öğretmek olmalıdır insanların gayesi, özelikle eleştirel yazı yazanlar.

Yazarım, sallarım demeden adam akıllı, eleştiriye varım. Yanlışın yerine konacak, doğruyu da yerine ikame ederek.

Bu noktadan sonra; muhabbet esnasında doktorlarımızdan biri yazı yazıyorsun güzel. Lakin üzerinde ki forma yazı fikriyatınla bence bağdaşmıyor dedi. Uyuşmuyor doğrusu çok garipsedim.

Üzerine okkalı bir de soru sordu. Cevap vermek için eğip bükmem, illaki ben yaptıysam doğrudur demem. Çünkü eleştirisi yerden göğe kadar haklıydı. Yanından ayrıldıktan sonra ve maç biter bitmez. Düşündüm, haklıydı doktorumuz.

Önce Türk milli takımımızın yeni yapılan formalarından birini aldım.

Ertesi gün, yani bu gün, yazdığım gün, sabah saat 9 da markete gittim. Hediye seçtim. Market sahibi sordu, hayırdır dedi. Dün muhabbet esnasında doktor bey doğru konuda benim, yanlışımı söyledi.

Onun için, hediyeyi lütfen güzel ambalaj yapalım. Böyle açık şekilde söylemesinden ve de alternatif olarak, Türk milli takımının formasından al önerisinden, memnuniyetimi bildirmek için hediye götüreceğim dedim.

Hastaneye gittim, doktor bey vizite yapıyor. Odadan çıktı, hayırdır dedi. Sizin dünkü sorunuza cevap vermek için geldim, dedim.

Doktor bey, ben böyleyim işte dedi. Öncelikle mert olmanızı, eleştirinizi açıkça yüzüme söylemenizden dolayı, size takdim etmek için hediye getirdim, dedim.

İki: Türk milli takına ait formamı da aldım.

Bütün insanlar keşke sizin gibi olsalar. İnsanların hatası olmaz demiyorum. Olur, olmalıdır da. Bu gün yazı ve kalem erbabı dediğimiz kişiler annelerinin karnında yazmayı öğrenmediler.

Mutlaka hata yaparak bu günlere geldiler. Şükür aczi yeti kabul etmem. Hatalarım benim azmim olur.

Zürafa doğum yapınca yavrusunu hayatın acımasızlığını, yavrusunun beynine sokması için tekmeleyerek ayağa kaldırır. Ayağa kalkan yavru zürafayı, bu sefer annesi yere yıkar, tekmeleyerek.

Düşmeyi, kalmayı öğretir zürafa biricik yavrusuna. Ben de düşe kalka, kalka düşe yazı hayatımı devam ettireceğim.

Olumlu katkı yapanlara da acımasızlara da aynı derecede tahammül ederim. Uygun dil kullananlara ise saygı duyarım.

Uyaranlara ve doğruları paylaşanlara da öğretmenim derim.