Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '12

 
Kategori
Mizah
 

Halit Ergenç gözaltına mı alındı?

Halit Ergenç gözaltına mı alındı?
 

Halit Ergenç tutuksuz yargılanmak üzere mahkemeye mi sevkedilecek?


Önde Meryem Uzerli, arkasında da Halit Ergenç kollarına polisler girmiş bir halde, Emniyet'e doğru tek sıra gidiyorlar.

Polisler tanınmasın diye gözlerine bant çekilmiş, Halit Ergenç'in üzerindeki kaftanı da yerleri süpürüyor.

Adamın biri üşenmemiş muhtemelen de kaçak 'photoshop' programı ile güncel taşlama tadında bir fotoğraf ortaya çıkarmış.

Sonra da bir şekilde bilgisayarından internet aracılığıyla dağıtıma başlamış. Sağda solda tesadüf edenlerin bir kısmı gülerken bir kısmı da 'Rezalet bu'' deyip köpürmüş.

Gülenlerden bazıları, ''Hani sanki biraz daha uğraşsa ne de güzel olurmuş'' derken bazıları da ''Amaaan ne uğraşsın adam, sanki fotoşop olduğu anlaşılmayacak mı, boşver böyle kalsın hem önemli olan vermek istediği mesaj'' demişler.

Ben de tam gülüp geçenler kervanına katılacaktım ki birden yorumlar dikkatimi çekiverdi. 

Önce yorumları okudum, sonra da üşenmeden bakalım kaç kişi, ''Oğlum fotoşop la bu'' diye yazmış diyerek merak edip saydım.

Yurdumun on dört güzide vatandaşı, kaderin bir oyunu olarak doğuştan kendileri kadar zeki olamayan diğer arkadaşlarını uyarmak için, ''Beyler bu fotoşop ha, sakın inanmayın'' diyerek kendilerine halkı uyandırma misyonu yüklemişler.

İşte o anda aklıma Sayın Başbakanımız geldi ve kendisine hak verir gibi oldum. ''Muhteşem Yüzyıl dizisi hakkında savcılar gerekeni yapsınlar, bu bizim ecdadımız değil, bize böyle öğretmediler, çocuklar bunu görüp inanıyorlar''derken demek ki gerçekten de bir bildiği varmış.

Kendisine kızıp - tabiki içimden aksi düşünülemez bile- demokrat olmamakla, farklı fikirlere açık olmadığından bağnazlıkla, daha iyisini yapmak yerine varolanı yoketmeye çalışmasından dolayı da vandallıkla suçladığım için kendimden utandım.

Ciddi ciddi, milletimin hakikaten de televizyonda gördüğü herşeye inanıyor olma olasılığı aklıma geldi. İçim ürperdi, soğuk terler boşaldı. Durum gerçekten de böyleyse o zaman sadece Muhteşem Yüzyıl değil bir çok diziyi, tartışma programını, hatta ve hatta bazı çizgi filmleri bile yayından kaldırmak gerekebilirdi.

Düşünsenize milletimiz Amerikalıları Kripton gezegeninden gelmiş uzaylılar, Japonları da Ninja Kaplumbağa sanıyor olabilir ve işte o zaman kimsenin de söyleyecek tek bir lafı bile olmayabilirdi.

''Ne var kardeşim televizyondan biz öyle öğrendik. Ne yani şimdi siz bizi kandırdınız mı, Kunta Kinte'ye o kadar gözyaşını boşuna mı akıttık, JR'a edilen küfürler boşa mı gitti, hadi onları geçtik ama ya Fatmagül'ün suçu neydi?'' derlerse biz ne yapardık...

Bir süre önce de bir kanalda, kadının biri evlilik dışı bebeğini Belgrad Ormanı'na götürüp bırakırken ''Allahım ne olur sen bana yardımcı ol, şu anda çocuğuma bakamam ama, sana söz veriyorum iş bulup çalışacağım ve gelip evladıma bakacağım'' diyerek, karda kışta çocuğunu ağaçlardan birinin altına bırakıyordu. Aradan ayların geçtiğini; eriyen karlardan, açan çiçeklerden ve öten kuşlardan anladığımız bir zaman sonra, kadın ortaya çıkıyor ve bebeğini tam da bıraktığı yerde buluyordu. Ağlarken, ''Yavrum bir daha hiç ayrılmayacağız, artık güzel bir işim var, sen de okuyup büyük adam olacaksın...'' derken, kanalın yönetmeni de büyük bir olasılıkla ellerini ovuşturarak reklamlara geçme talimatı veriyor olmalıydı.

O zaman gülüp geçmiş, ''Bunları izleyip de inanan var mı acaba?'' demiştim ama bu son gelişmelerden sonra ciddi ciddi kaygıya kapıldım dersem vallahi de yalan olmaz.

Düşünsenize, yeni doğmuş bebeği olan anneler babalar bu izlediklerine inanıp da, ''Amaaan şimdi kim uğraşacak bezle, mamayla? Bırakırım Belgrad Ormanı'na, Ali Ağaoğlu'nun da nasılsa inşaat iznini iptal ettiler, bina falan yapılmayacağına göre başına bir şey gelmez nasılsa, 66 ay sonra da gider alır direkt en yakın imam hatip'e veririm. Zaten kesintisiz eğitim de on iki yıla çıktı, artık kıyafet zorunluluğu da yok böylece masraf da olmadan Tarzan gibi gider gelir okula, ardından da askerlik, eh ondan sonra da artık kim öle kim kalaaaa'' der mi acaba?

Yurdum insanı hakkında kaygılarım gittikçe derinleşiyor dostlarım, kendinize mukayyet olun ne olur.

İnanmayın öyle televizyonlarda her gördüğünüze, radyolarda işittiğinize ve en önemlisi de gazetelerde her okuduğunuza...

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..