Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '10

 
Kategori
Güncel
 

Halkın kürsüsü

Halkın kürsüsü
 

<ı>Türkiye Yeniçağ Devrimi’ni konuşuyor

Katılımcılar: Kerim Korkut, Ceyda Sümer(baro yetkilisi), Cumali Dursun(vatandaş), Zehra Yemişen(üniversiteli genç), Tuncay Aydın(ekonomist), Edip Tarhan(gazeteci)

Edip Tarhan(gazeteci)-Bugün burada Sayın Kerim Korkut’un yazılarında ortaya çıkan üç yeni kavramı tartışacağız. İlki reşit olma yaşının 18’den 21’e alınması. Diğeri sahip olduğu malları mutlaka kişinin adına kayıtlı olmak zorundadır. Ve son olarak hiçbir şekilde yaş büyütme veya küçültme yapılamayacağı konusu.

Öncelikle reşit sayılma yaşının 18’den 21’e alınmasını tartışmalıyız. Bu konuyla ilgili yazısında(Bkz. Halk Demokrasisi Geliyor) Sayın Korkut gerçekten mantıklı gerekçeler ortaya koyuyor.

<ı>18 yaşındaki bir genç kanuni haklarını nasıl kullanacağının henüz bilincinde değildir.

<ı>İşin bir de tıbbi yönü var. 15 yaşındaki kız yaşı büyütülüp evlendiriliyor. Ne kadınlığı biliyor, ne evi ne evliliği ne de çocuk doğurmayı, bakmayı biliyor.

<ı>Aslında reşit olma yaşını 18'den 21'e almanın asıl nedeni gençlerin gençliklerini yaşamalarını sağlamak içindir.

<ı>Ayrıca erken evlendirme genelde art niyetle, menfaate dayalı olarak, evlenene pek sorulmadan ilkel bir şekilde yapılıyor.

Ceyda Sümer(baro yetkilisi)-Hepsi doğru. Hiç tereddüt etmeden altına imzamı atarım. Sağlıklı bir toplum için reşit sayılma yaşı 21 olmalıdır.

Yalnız benim Sayın Korkut’a bir itirazım olacak. Haklı gerekçeler öne sürüyor ama 21 yaşından önce evlenmenin kanunen yasak olması Türkiye’de uygulanamaz.

Kerim Korkut-Sayın Sümer, konuya bu şekilde yaklaşırsak yazdığımız hiçbir sistem bu ülkede uygulanamaz. Hem söylediğimiz her şey kabul edilecek diye bir şey yok. Biz anlatacağız ve halkın oyuna sunacağız. 21 yaş üzeri vatandaşlarımızın %76’sı evet derse sistem yürürlüğe girecek. Sizin dediğiniz gibi olursa örneğin Mega kentler yaklaşımı hiç gerçekleştirilemez. İnsanlara “bütün ülkedeki şehirlerin, köylerin ve kasabaların yerine 10 tane şehir kuracağız. Herkes buralarda yaşayacak” desek hemen bize Bakırköy’den doktor çağırırlar.

<ı>Daha hayatlarının baharında gençler evlendirilerek yaşamın ağır sorumluluğuyla baş başa bırakılmaktadırlar. Gençlerin gençliklerini yaşamaları için gerçekte 5–10 yıl zamanları vardır. Onu da yok tahsil, yok evlilik, yok iş arama gibi nedenlerle ellerinden alıyoruz. Hayatlarının en güzel yılları zaten okul denen dört duvar arası bir nevi hapishanede geçiyor.

Ceyda Sümer(baro yetkilisi)-Kesinlikle doğru konuşuyorsunuz. Ama yine de ben halkın buna evet diyeceğini sanmıyorum. Eskiden bu ülkede kızlar 12 yaşında evlendiriliyormuş. Ekonomik nedenlerle zaten evlilik yaşı 30’lara doğru yükseldi. Sizin bu uygulamanıza belki hiç gerek kalmayacak. Eğitimli insanlar artık çocuk yaşta evlenmiyorlar.

Kerim Korkut-Ülke sistemlerimizi bazı kesimlerin yaşam anlayışlarına göre kuramayız.

Ceyda Sümer(baro yetkilisi)- Sayın Korkut Yaş büyütme sizin kastettiğiniz manada yapılmıyor. Yazınızın ilgili bölümünü aşağıya alıyorum.

<ı>Şöyle ki: Bugün bazı kimseler tek "erkek" çocuğunu hemen evlendirmek istiyorlar.

<ı>Pek mantıklı olmasa da şu ya da bu gerekçeyle daha genç 15–16 'sındıyken bunu yapıyorlar. Bugünkü düzen anne babalara sadece "kuşları vurun" demiyor ayrıca sapanlarını da ellerine veriyor. Yani 15 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp evlendirmeleri için anne babalara kanuni açıdan imkân tanınıyor. Bu şekilde evliliğin iyice incelendiğinde abuk sabuk bir gerekçesi vardır. Evlendirelim gelin de tarlada çalışsın, gelin hasta anneye ya da babaya baksın gibi. Evlenmenin evlenme dışında bir nedene bağlı olarak yapılması cehaletten başka bir şey değildir. O, gelin değil kendilerine uşak arayanlar şehirden böyle bir gelin götürsünler de göreyim.

Yaş büyütme kanunumuzda şu şekilde düzenlenmiştir:

Yaş büyütmek için bir kaç koşul gerekli. 1- Dış görünümünüz nüfusta görünen yaşınıza uymamalıdır. Yani nüfustaki yaşınızdan daha büyük görünmelisiniz. Yaşınızın nüfustakinden daha büyük olduğunu doktor raporu(kemik yaşı) ile veya tanıklarla ispat etmelisiniz. 2-Büyütmek istediğiniz yaşta kardeşiniz olmamalıdır. 3-Hastane veya doğumevi gibi bir yerde doğmuş olmamalısınız. 4-Daha önce yaş düzelttirmesi yapmış olmamalısınız.

Sayın Korkut, lütfen kanunu iyice okuyup ondan sonra yazı yazın.

Edip Tarhan(gazeteci)-Haklı da olsanız ben yine de bu konuda da Korkut’u destekleyeceğim. Bir şeyin yanlış ifade edilmesi kişiyi haksız duruma düşürmez. Yukarıda yazılı, kanunlarımızdaki yaş büyütme şartları tamamen hikâyedir. Doğduğu tarih başka nüfusa yazıldığı tarih başka. Bu durum zaten yaş büyütme sayılmaz ki. Yanlış yazılmış; düzeltiliyor. Nüfustaki yaşınızdan daha büyük görünmek de ne demek? İnsan yaşını göstermeyebilir. Ya da daha yaşlı görünebilir. Kişinin görünüşüne göre nüfus kaydı mı yapacağız? Korkut doğru söylüyor. Alicengiz oyunu bunlar. Vatandaşın dalavere yapması için kanunla kendisine imkân tanınıyor. Uygulamadaki yaş büyütme kanununun hiçbir mantığı yok.

Zehra Yemişen(üniversiteli genç)-Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunamaz. Sayın Korkut Ceyda hanımın dediği gibi bence de okumadan yazıyorsunuz. Bu böyledir, diyebilmeniz için onun öyle olduğunu bilmeniz gerek miyormu?

Kerim Korkut-İşte ülkemin insanlarına nedenini anlatmakta zorluk çekeceğim bir konu. Ben seneler boyunca yüzlerce kitap okudum. Sonra okumayı bıraktım. Çünkü okudukça kendi benliğimin dışına çıkıyor yani başkası oluyordum. Bana verilen akılla düşünmeye karar verdim. Eğlence için, hoşlandığı yazı ve fikirleri okuyup faydalanmak için yani hobi anlamında insanlar okumalıdırlar. Ama benim gibi bir devrime öncülük iddiasıyla ortaya çıkan birisinin mutlaka kendine ait düşünceleri olmalıdır. Başkalarını okursam hem etkilenir hem de onları tekrar ederim. Ülke düzenleri düşünceyle kurulur. Bilgi ile kütüphane kurulur. Bilgiyle ülke yönetilseydi Goethe’nin Almanya’ya başbakan olması gerekirdi.

Elbette bu hiç okumayacağım anlamına gelmez. Özellikle veri anlamında ülkemizin gerçek fotoğrafını çıkarmak zorundayım. Ülkemle ilgili bilgileri benim için derleyecek insanların yardımına ihtiyacım var. Şimdilik sadece düşüncelerimi yazıyorum. Gerçek veriler olmadan sistem yazamayız. Başkalarının edebi ya da fikirsel yazılarına ayıracak zamanım yok. Yine de fırsat buldukça farklı gördüğüm yazıları okumaya çalışıyorum.

Tuncay Aydın(ekonomist)-Başımızdakiler onun bunun kitaplarını okuyup yönetici oluyorlar. Hiçbirisinde Sayın Korkut’un şu ince düşüncesini bulamazsınız. Voltaire kafalı kolej çocukları ülkeyi mahvettiler. Adam başbakan olmuş ülkesi için kullanacağı kendine ait tek düşüncesi yok. Okuduğu kitaplara göre ülke yönetilir mi. Edgar Allan Poe okuduysan cinayet romanı mı yazacaksın? Kesinlikle Korkut’un yanındayım. Hem yaş büyütme hem de reşit sayılma konusunda. Gençlere oy kullandıralım diye yaptılar bunu.

Cumali Dursun(vatandaş)-Konu bayağı uzadı. Dinleyiciler sıkıldılar. “Sahip olduğu malları mutlaka kişinin adına kayıtlı olmak zorundadır” uygulaması bugün de var sanki.

Ceyda Sümer(baro yetkilisi)-Cumali Bey, Korkut’un dediği farklı bir durum. Senin neyin varsa cins, miktar, değer ve özellikleriyle devletin resmi kayıtlarında yazılı olacak. Ayrıca senin elinde de resmi kayıtlı bir varlık belgen olacak. Nen var nen yok, kaç liralık adamsın devlet de kendin de bileceksin.

Yiğidi öldür hakkını yeme. Bu, tam anlamıyla bir ekonomi devrimi. Lakin Sayın Korkut Türkiye’nin durumunu pek bilmiyor. Biz gelişmiş bir ülke değiliz. TUİK bile nüfusumuzu sayamıyor. Bu şartlarda 70 milyon insanın kayıtlı kayıtsız tüm varlıklarını tespit edip kayıt altına almak mümkün değildir. 5 yıl uğraşsan yapamazsın bunu.

Tuncay Aydın(ekonomist)-Ceyda hanım sizi pek sevmedi Kerim Bey. Bu gerçekten eğer başarılabilirse Türkiye’de bir devrim.

*****Kişilerin sahibi oldukları (ticari mal) anlamında her şey adlarına kaydedilecek. Sahip olunan kıymetlerin cins, miktar, değer ve özelliklerinin yazılı olduğu varlık belgesi kişilere verilecek.

Burada en güzel uygulama kimsenin malını, parasını saklama şansının olmayışı. Sadece bildirdiğin şeyler sana aittir. Bu uygulama Türkiye’de kayıt dışı olayını tek kalemde bitirir. Herkes malını mülkünü parasını bildirmek zorundadır. Bildirmezse sahibi olamaz. 70 yıldır bu ülkede hiçbir iktidarın yapmadığı, bundan sonra da yapamayacağı bir uygulama.

Bir de artık herhangi bir mal, para vs adınıza kayıt olduktan sonra bu mala, paraya karşı sahiplik davası açamıyorsunuz. Ben bu sistemi daha çok beğeniyorum. Kavgalar, cinayetler, sınır davaları ve mahkeme kapılarında git gel sürün davaları bitiyor.

*****Sahiplik konusundaki anlaşmazlıklar tümüyle ortadan kaldırılacak. Ülkede her şey gerçek sahibini bulacak. Kişilerin sahibi olmadığı halde elinde bulundurdukları mallar gerçek sahiplerine verilecek. Böylece “Adalet mülkün temelidir” sözü gerçek anlamda yerini bulacak.

*****Kişi neye sahip olduğunu bilecek. Ayrıca devlet de kişinin durumunu bilecek. Altında arabası olanın elinde yeşil kart var. Herkes bir yerlerden yardım alıyor. Fakat yardım edenler de devlet de gerçekten ihtiyacı olanları bilmiyor. Bu uygulama sonucunda devlet kayıtları tarayarak gerçek ihtiyaç sahiplerini belirleyecek.

*****Yeniçağın düzeninde fakirler için çalışma mecburiyeti ver. İşte bu fakirliğin ölçüleri de kişilerin varlık kayıtları taranarak belirlenecek. Mal miktarı ya da yıllık kazanç tutarı belli miktarın altında olanlar (yetişkin her kişi bazında) çalışmak zorundalar. Ülke çapında standart olan bu gelir ölçülerinin üzerinde bulunanlar bugünkü gibi.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..