Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '08

 
Kategori
Siyaset
 

Hangi Hak, hangi Hakikat?

Hangi Hak, hangi Hakikat?
 

Burası br partinin il örgütünün açılışı. Ama kürsüde konuşan "asıp kesmekten" bahsediyor..


Dün akşam televizyonda haberleri izliyordum, bir an ekrana gelen görüntünün ne olduğunu anlayamadım. Sakallı bir adam bir şeyler atıp, tutuyor. Asıp, kesmekten bahsediyor. Durumu kavramaya çalışıyorum. Bu tip insanların bu tip benzer söylemlerini zaman zaman ekranda görüp, gazetelerde okuyoruz ya, belki de o yüzden ilk etapta tepki göstermedim ama konuşan ve nutuk atan kişinin bir parti başkanı olduğunu ve etrafındakilerin de bu partinin sempatizanları olduğunu öğrenince irkildim..

Bahsettiğim konuyu sanıyorum sizlerde takip etmişsinizdir televizyondan ya da basından. İlgili şahıs, adı HAK ve Hakikat Partisi (HHP) olan bir partinin Genel Başkanı Dursun Güneş adında bir şahıs. Kafasındaki yeşil takkesi ve sakalı ile hangi siyasi düşüncesini yürüttüğünü tahmin edebilir. Nitekim bu tahminlerde yanılmadım. Zira söylemleri radikal İslamcı bir zihniyet söylemleri gibi duruyor. Bakın bu zat-ı muhterem neler söylemiş.

Erzurum İl Teşkilatı’nın açılış töreninde konuşan şahısın başında yeşil takkesi ile iktidara gelmeleri halinde tekke ve zaviyeleri yeniden açacaklarını bağıra bağıra haykırıyor. Elini, parmağını sallaya sallaya <ı>“Adaletin kılıcını masaya koyacağız. Keseceğiz, asacağız. Kesmeye, asmaya geliyoruz” diyor. Sonra da “devlete kurşun sıkanı asacağız, devletin kasasına elini uzatanın elini keseceğiz” diye de düzeltmeye çalışıyor aklınca.. Kesmek ve asmak mı ? Anlayamadım? Anladınız mı?

Ne diyor, ne diyor ? Vatandaş, <ı>“Allah, devleti dilediğine verir, dilediğinden geri alır. Dilediğini aziz kılar, dileğinin zelil kılar. Eğer Allah nasip ederse, adalet kılıcını masanın üstüne koyacağız ve keseceğiz, asacağız. Hani korktukları bir şey vardı ya, ‘kesip, asacaklar bunlar’ diye. Evet, keseceğiz, asacağız” diyor. Bu ne cesaret? Hadi canım !..

<ı>“tekke ve zaviyeleri kuracağız. Kuran kurslarını yeşerteceğiz, temiz toplum yetiştireceğiz “

<ı>

Önce kamera şakası zannettim. Sonra, konuşmaların gerçek olduğu açıklandı. Açılış töreni sırasında parti binası önünde kurban kesilirken, bastonunu kurbanlık hayvanın üzerine dokunduran Güneş, Allah'ın <ı>‘Fatih Sultan Mehmet'in ruhunu yeniden görevlendirdiğini' iddia etti bir de üstelik. İlgili şahıs konuşurken de, konuşması partililer tarafından sık sık tekbir sesleriyle kesildi ve <ı>‘Sultan Fatih Geliyor. Ey arzu melun çocukları, ey Konstantine torunları, yutmayız biz bu oyunları, Muhammed Fatih geliyor’ dizelerini okuduktan sonra partiyi Osmanlı ruhuyla kurduklarını söyledi. Halka ‘can suyu' vereceklerini ve ölü kalpleri dirilteceklerini öne süren ve <ı>“Onların üzerindeki psikolojik baskıyı kaldıracağız. Teşkilatımızı aslanlarla kuracağız. Genel seçime kendimizi hazırlayacağız. Allah, devleti dilediğine verir, dilediğinden alır. Dilediğini aziz, dileğinin zelil kılar. Eğer Allah nasip ederse, adalet kılıcını masanın üstüne koyacağız ve keseceğiz, asacağız. Hani korktukları bir şey vardı ya, ‘kesip, asacaklar bunlar’ diye evet keseceğiz, asacağız. Osmanlı ruhu ile kesip, asacağız. İyi dinleyin ve yanlış yorumlamayın. Devlete kurşun sıkanı asacağız, devletin kasasına elini sokanın elini keseceğiz” diye de bağırıyor ağzından köpükler saçarak. Kulaklarıma inanamadım. Kürsüde bağıra bağıra <ı>“tekke ve zaviyeleri kuracağız. Kuran kurslarını yeşerteceğiz, temiz toplum yetiştireceğiz “ diye haykırıyor. Hani “bu siyaset kokmuş, çürümüştür. Bu siyaseti toplayıp çöp bidonuna atacağız” diye de eklemese, kürsüde konuşanın sözüm ona bir parti başkanı değil, bir dergah yada tarikat şeyhi olduğuna inanacağım.

Böyle bir kişinin eğer bir siyasi konuşma yaptığını iddia ediyorsa “tekke ve zaviyeleri” açmaktan bahsedip, bunda da kararlı olduklarını üstüne basa basa söylüyorsa, asıp kesmek istemeleri normaldir. Peki, kimi asacaklar, kimi kesecekler? Kendilerinde bununda listesi vardır herhalde ama ilk akla gelen şey herhalde “tekke ve zaviyeleri, dergâhları “ kapatanlar, kapattıranlar ve kapatılmasına ışık tutanlar olsa gerek.


Vaay atam vay !. Vay atalarım vay! İyiki bugünleri görmediniz! Bakın miras diye bıraktığınız güzelim Türkiye nereye doğru gidiyor? Bu insanları ve bu düşüncede olanları anlamak için çok fazla uğraşmamak lazım aslında. Bu ülkede, zamanında şeyhler, dervişler Cumhurbaşkanlığı köşküne çıktılar. Bu ülkede daha dün Allahın adını zikrederek, Müslümanlık elden gidiyor diyenler, yüzlerce masum insanı diri diri yaktılar, sokaklarda, kahvelerde kurşunladılar. Bu ülkede, türbanı bayrak yapıp, çarşafı serbest bırakanlar, devlet dairelerini ibadethane yapanlar, kamu dairelerinde haremlik-selamlık sistemi uygulatanlar, türbanı üniversitelere değil neredeyse ilköğretim çağı çocuklarına bile giydirecek olanlar, türban ve din üzerinden siyaset yapıp, bunu devlet politikası haline getirenler, şimdi hak olarak gördükleri devleti yönetiyorlar. Din üzerinden söylemler yapıp, halkı kandırarak, sömürerek ticaretin en hakikatlisini, ticaretin en ahlaksızlığını yapıyorlar. Batıda onlar için ılıman İslamcılar deniyor. Türkiye’ye de ılıman İslam Cumhuriyeti.. Oysaki biz seksen beş yıldır buranın bir halk Cumhuriyeti olduğunu biliyorduk. Demek ki, yanlış eğitilmişiz. Yada demek ki, ağzımızı bu deyimlere, gözümüzü de bu görüntülere hazırlamamız gerekecekmiş..

Kulağımda bir veciz söz var. Mustafa Kemal "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır" diyor. Ama görünen o değil galiba.. Vay atalarım vay !. Siz o kadar devrimi boşuna yapmışsınız. Hazır elinizde imkan varken, keşke krallık yapsaydınız.. En azından, krallığımız var derdik.. Şimdi Cumhuriyetimiz bile var diyemiyoruz.. Vay ki vay !..


../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..