Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '14

 
Kategori
Siyaset
 

Haşim Kılıç'tan ders gibi açıklamalar

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ders niteliğinde açıklamalar yapmış. Biraz şaşırdım, ama çok da mutlu oldum. O konuşmayı Yüksek Yargının her koşulda bağımsızlığını koruyacağının ve hukukun üstünlüğü ilkesine sıkı sıkıya sahip çıkılacağının bir ifadesi olarak algıladım.

Sevgili okuyucu kişilere ya da zümrelere özel adalet anlayışı olmaz. Sizin lehinize olan, ya da en azından sizi olumsuz etkilemeyen kararlar için “ne yapalım, yargı kararı böyle, yargıya güvenmek zorundayız” şeklinde açıklamalar yapıp beklentilerine ters düşen kararlar için “saygı duymuyorum” şeklinde ifadeler kullanmak bana göre düşünce özgürlüğünün ötesinde bir demokrasi suçudur.

***

Ne yazık ki Sayın Başbakan bunu çok sık yapıyor. Beklentileriyle uyuşmayan yargı kararlarını eleştirirken ne yazık ki tepkilerini abartılı olarak ortaya koyuyor. Elbette ki bir mahkeme kararını beğenmeyebilirsiniz. Zaten bütün mahkeme kararlarında bir taraf  lehine karar çıkarken aynı karar bir diğer tarafın da aleyhine tecelli eder. İnsanlar mahkemeye giderken haklı olduklarına inanarak giderler ama her zaman haklı çıkmazlar. Ama yargıya güvenmek gerekir. Eğer bu durumu bir güvensizlik vesilesi yaparsanız bu sefer herkes kendi, adaletini gerçekleştirme yarışına girer ve hukuksuzluk başlar. Halbuki en kötü hukuk bile hukuksuzluktan iyidir. Hukuk devletinde en azından kurallar evvelden belirlenmiş, suçlar tarif edilerek karşılıkları ortaya konmuştur.

Anayasa Mahkemesi'nin 52. kuruluş yıl dönümü ve yeni üye Hasan Tahsin Gökcan'ın yemini dolayısıyla Yüce Divan Salonu'nda düzenlenen toplantıda açılış konuşmasını yapan Haşim Kılıç özellikle Twitter kullanımı yasağının kaldırılmasına yönelik eleştirileri “siyasal kaygılarla ve ölçüsüz” diye tanımlaması bu konudaki alınganlıklarının boyutunu da ortaya koymaktadır.

Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın konuşmasından bazı bölümleri paylaşmak istiyorum.

“Hukuk devletinde mahkemeler emir ve talimatla çalışmadığı gibi, dostluk ve düşmanlık duyguları ile de yönlendirilemez.”

Sayın Kılıç bu sözleri söylediğine göre bu konuda endişeleri var demektir. Bir başka ifadesine bakalım:

“Bu kez farklı renkte yeni bir vesayet sisteminin oluşmasına tanık olduk. Kimse bu yeni oluşumun günahından kendisini soyutlamaya kalkışmasın. Tarih olanları kaydediyor. Gerçekleri itiraf etmek, konuşmak cesaretle çözüm yolları bulmak zorundayız…”

Bu ifadeden anlaşılıyor ki; yargı kendini sürekli vesayet altında hissediyor. Bunun gerçek olup olmamasından daha da önemlisi böyle hissedilip böyle algılanmasıdır. Yüksek Yargı’nın başı eğer cesaret telkin ve tavsiye ediyorsa ortada bir tehdit söz konusu demektir. Bu sözlerin mutlaka üzerine gidilmeli ve açılımları istenmelidir.

“Yargı milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir. Olmamalıdır.”

Buyurun, bu sözlerden ne anlarsanız anlayın. Başbakan “millet iradesi” diyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı “millet iradesi” diyor, peki bu iradeye tuzağı kim kuruyor?

Sevgili okuyucu, çok uzun olan konuşma metninin tamamı aynı mealde ifadelerle dolu. Yüksek Yargı’nın başı bu açıklamayı 17 üyesinin de oy birliğiyle yapmış. Yani bunlar kişisel düşünceleri değil. O zaman ortada hukuk devletiyle ilgili bir sıkıntı olduğu algısı öne çıkıyor.

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..