Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Ahilik ve geçmişe özlem …

Ahilik ve geçmişe özlem …
 

ahilik haftası


Efendim, Ahilik geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan bir esnaf ve zanaatkar teşkilatıdır. Kelime anlamı konusunda iki farklı açıklama var. Ahi kelimesi Arapçada”kardeş” anlamına gelmektedir. Ancak Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan ve Türkçe'nin ilk sözlüğü diyebileceğimiz Divanü Lûgati’t Türk isimli eserde de Ahi sözcüğünün cömert ve yiğit anlamlarına gelen “aki” sözcüğünden geldiği ifade edilmektedir. Her iki anlamı da aslında Ahilik oluşumunu meydana getiren felsefenin tanımı olarak kabul edilebilir.

Ahiler özellikle Anadolu’nun Türk yurdu olması aşamasında büyük hizmetler vermişler. Aralarındaki sevgi, saygı ve dayanışmayla henüz olmayan devlet ticaret model ve geleneğini oluşturmaya çalışmışlardır. Her zaman anlatılır; Ahilik sisteminde hiçbir zanaatkar komşusu siftah yapmadan ikinci kez alışveriş yapmaz, müşteriyi o komşuya yönlendirirdi.

İlk Ahi oluşumunun deri işlemecileri, yani debbağlar tarafından meydana getirildiği, bunlara daha sonra günün revaçta olan zanaatları okçuların, kılıç ustalarının, dülgerlerin, taş yontucularının katıldığı söylenir.

***

Zamanla beylik büyüdü, devlet oldu. Devlet de gelişip bir imparatorluk haline geldi ki, üç kıtada bayrağı dalgalandı. İşte böyle bir gelişmede artık sadece yazılı olmayan ve devrinin zanaat erbabıyla sınırlı kuralları olan bir teşkilatın yeterli olmadığı, imparatorluk ticari hayatına ayak uyduracak daha kapsamlı bir yapılanmanın zarureti ortaya çıktı.

13. Yüzyıl ile 17. Yüzyıl arasında varlıklarını sürdüren Ahi teşkilatları daha sonra “gedik” adıyla, yani lonca olarak örgütlenmişler ve 20. yüzyıl başlarına kadar da bu yapıyla varlıklarını sürdürmüşlerdir.

***

Ahilik teşkilatı zamanında çok önemli görevler yerine getirmiştir. Usta-kalfa-çırak zinciriyle yetiştirdiği zanaatkarlar zanaatın devamını sağlamıştır. Bunun yanında başta Bizanslı ustalar olmak üzere, yabancı zanaatkarlarla rekabet edebilmenin koşullarını oluşturmuş, kaliteyi korumak, ihtiyaca göre üretim kotaları koymak, ticari ahlakı yerleştirip tekelciliğe engel olmak gibi görevler üstlenmiştir.

***

Sevgili okuyucu, bugün geldiğimiz noktada Gedik olarak adlandırılan loncalar bile yetersiz kalarak yerlerini esnaf odalarına bırakmışlardır. Zanaat çeşitlenmiş, ticaret hacmi artmış, ülke büyürken, teknolojinin gelişmesiyle adeta dünya küçülmüştür. Artık Pazar sadece kentimiz ya da bölgemizden ibaret değildir. Pazar ülkemizden ibaret de değildir. Artık bütün dünya bir Pazar olarak kabul edilip buna göre örgütlenmek, buna göre üretim planlamak, buna göre satış planlamak gerekir.

Artık dükkanında kalfası ve çırağıyla geleneksel zanaatını sürdüren usta devrinin sonuna gelindi. Bunlar içinde bazıları belki sadece meraklılarının ilgisiyle bir süre daha ayakta kalabileceklerdir. Ama artık teknoloji el maharetinin yerini almaktadır. İnsanların ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ancak daha fazla malı daha kısa zamanda ve daha az bir maliyetle üretebilmeleri ile mümkün olacaktır. Bunun için de teknolojiyi kullanmak, mesleğindeki gelişmeleri yakından takip ederek kendini geliştirmek, dünyayı tanımak ve dünyaya dönük üretim planlamaları içinde olmak mecburiyeti vardır. Esnaf odaları da en çok buralarda gereklidir.

***

Son söz; gazetelerde bir haber gördüm. Bakan Hayati Yazıcı 26. Ahilik haftası nedeniyle 81 ilde seçilen ilin ahisine mektup yazarak kendilerini kutlamış. Ahiliğin temel değerlerini tanıtmadaki gayretlerini övmüş ve bu değerlerin yayılmasının önemini vurgulamış.

Bence buraya kadar yapılanlar iyidir, doğrudur ve geçmişin güzelliklerine sahip çıkmaktır. Ama bunu yaparken mevcut esnaf odalarını değersizleştirme şeklindeki algılara yer vermemek gerekir. Geçmiş geçmişte kalmıştır. Önemli olan, var olan ve devam eden değerlerin korunup geliştirilmesidir. 

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..