Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '06

 
Kategori
Çocuk Sağlığı
 

Hasret bebeğin başarıya ulaşmasına hiçbirşey engel olamadı...

Hasret bebeğin başarıya ulaşmasına hiçbirşey engel olamadı...
 

Anne babası on iki yıl sonra bulmuşlardı onu... Çok uğraştılar ona kavuşmak için... Geleceğini öğrendikleri zaman sevinç gözyaşlarını akıtmışlardı... Kolay bir şey değildi onsuz bir hayat... Annesi onu karnında taşırken bile özenle dikkatle davranıyordu... Yıllardır bekledikleri hasretlerine bir şey olmasın diye.

Annesi hamilelik boyunca hiçbir hazırlığını dahi yapmadı. Yeter ki o sağlıklı bir şekilde doğsun ben onu çuvallara sararım diyordu. Fakat annenin hamileliği biraz problemli geçiyordu... Doktor bebeklerinin normallerinden biraz küçük doğabileceğini söylüyordu anne babaya. Onlar hiç önemli değil yeter ki sağlıklı eli ayağı düz olsun diyorlardı.

Nihayet hasret bebeğin dünyayla tanışma zamanı gelmişti... Sezeryana aldıklarında on iki yıldır hasretini çeken bütün aile doğum hanenin kapısında onu bekliyordu. Evet müjdeli haber yarım saat sonra geldi... Hasret bebek doğmuştu...

Onu ilk gören babaannesi oldu... Şöyle anlatıyordu hasret bebeği;

Kara kara saçları,kara kara gözleri böcek böcek bakıyordu diyor. Boyu normallerin biraz altında olduğu her halinden belliydi. Küçücük bir şeydi diyor... Parmaklarına baktığında tırnaklarının bile oluşmadığını gördüm diyor... Ama o an için kimsenin umurunda değildi bunlar sağlıklıydı canı sağdı...

Hasret bebeğe annesi hiçbir şey almamıştı ya... Tüm sevenleri gereken her şeyi o doğduktan sonra fazlasıyla yaptılar. El bebek gül bebek büyümeye başladı... Her çocuk anne babası için çok kıymetlidir fakat aramakla bulunduğu için o daha bir kıymetliydi. Fakat her kontrollere gidişlerinde normallerinden hep geride bir büyümesi olduğu tespit edildi... Biblo bebek gibiydi .Her gören şirinliğinden dolayı sevmeden geçemiyordu... Şu an için iyiydi fakat ileride ne olacaktı...

Böyle beş ya da altı yaşlarına kadar geldi... Çapaya götürmeye karar verdiler... Tetkikler sonunda büyümesinin yaşıtlarının gerisinde olduğu ortaya çıktı. Doktorlar ilk başlarda yiyecek, bol süt içecek iyi beslenecek beslenmeyle boy atacak diyordu...

Çocuk bu, bir şeyi yap dedin mi tersini yapmaya bayılır... Sütten nefret eder oldu. Sütü çok iç dedikçe içmedi...

Hala büyümesinde bir ilerleme olmadı... Böyle birkaç yıl daha kontrol altında tedaviye devam edildi... Olmuyordu... yaşı da ilerliyordu... Artık doktorlar cücelik sınırına yaklaştığını söylemeye başladılar... Anne babayı bir korku sarmaya başladı. Ve hormon tedavisine karar verildi...

Bu da kolay bir şey değildi... İğneyle bacağının kaba etinden her akşam belli saatlerde o iğnesini yapması gerekiyordu tedavisi için. Hastanede öğrettiler ona kendisine bu iğneyi yapmayı. Bunu öğrendiğinde dokuz yada on yaşlarındaydı... O minicik elleriyle iğnesini, pamuğunu alır kendi bacağından iğnesini her akşam aksatmadan yapardı... Bu tedaviyle anca 1,44 cm olabildi... Şuan yirmi iki yaşında...

Yani onca seneden sonra geldi fakat aileyi bu şekilde üzüntülere boğdu. Aile ona belli etmese de içten içe ona üzülüyorlardı. Fakat o hiçbir zaman boyunu kompleks haline getirmedi... Her elini attığı işi başarıyla tamamladı...

Boyu ne kadar kısa ise aksine aklıda o kadar büyüktü... Çok zeki çalışkan ve hırslı olduğu için boyunun kısalığı onun başarıya ulaşmasına mani olamadı. Üniversiteyi birincilikle bitirdi....

Mezun olduğu beşinci gün işi hazırdı... Ve şu an büyük bir azimle işinde başarılı bir şekilde çalışıyor...

Yaptığı işler boyundan büyük olduğu için, aile içinde de iş hayatında da kimse onun boyunu problem haline getirmiyor...

Azimle hırsla çalışmakla her türlü engel aşılabiliyor... Herkese büyük bir ders verdi ve örnek oldu bizim hasret bebek...

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..