Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

30 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayat'ın iki penceresi..

Hayat'ın iki penceresi..
 

Hayatın ne kadar anlamlı olduğunu insan hastalandığında bir kez daha anlıyor. Hafta sonu başımdan geçenleri anlatmak istedim.

Cumartesi sabahı çok güzel başlamıştı. Alışverişe gittik, yemek yedik. Eve döndük. Saat üç gibi bir ağrı başladı kasığımda. Ama dayanılması güç bir ağrı. Kıpırdayamıyorum. Derhal hastaneye gittik. Tahliller , belirtiler apandisti gösterdi . Hangi cerrah baksa ameliyat demeye başladı. Ama kesinde konuşamıyorlar. On bir dr kontrol etti.
Hepsi aynı kanıda birleşiyorlar ama sonuç yok . Sabah beşbuçuğa kadar ağrılar içinde hastane koridorlarında bir kez daha insana insan muamelesi yapılmadığını gördük. İnleyen hastalar, teşhisi konamadığı için bekletilen hastalar, yakını ölen çaresizlikle ağlayan insanlar. Hani derler ya insan hastahaneye gidince en kötü kendini görür diye. Ben tam tersini yaşadım. Kendimi bir ara sağlıklı görüp yardım etmek istedim diğer hastalara. Tabii bu mümkün olamadı. Dolandığımı gören dr beni yatağıma götürdü zorla.

Neyse sabah altıda eve kaçtık. Kaçtık diyorum çünkü doktor izin vermiyor çıkmama. Ben artık isyanlardayım. Ağrımı dindirmiyorlar. Teşhis koyamıyorlar. İmza vermem gerekiyordu çıkmam için. Yani ölürsem hastane mesul değil diye.
Kaçtık biz de. Ağırlaştığımda en yakın hastaneye gitmekti amacımız. Eve geldik ben ağrılar riçinde uyumaya çalıştım. Sabah on birde felaket bir sancıyla uyandım. Daha beterdi cumartesi yaşadığımdan. Ve tuvalete gittiğimde idrarımın tamamen kan olduğunu görünce hastahanede aldık yine soluğu. Artık kendimi bilmez haldeydim. Tam üç hastahane dolaştık yine. Pazar olduğu için ultrason cihazı kullanılamıyor ! Özel hastahanede ki ultrason doktoruda izinde ! . Artık apandist olduğuna karar verdim. Patlamasına razıyım bu acıyı çekmektense durumundayım.

Hastaneye gittiğimiz de cerrah ameliyatdan yeni çıkmıştı. Hemşireye hemen idrar versin hastanın durumunu beğenmedim demiş. İdrarımı daha doğrusu kan şeklindeki idrarımı gördüğünde yatırdı hemen beni. Sonda takmaya çalıştılar ama mümkün değil. Kanamam arttı. Tansiyonum 4/2 olmuş. Olmuş diyorum bunu hatılamıyorum. Cerrah ameliyata hazırlanıyor. Bana sonda takmaya çalışıyorlar ama olmuyor. Kanamam olduğu için müdahale edemiyorlar. Ve sonunda doktor bana acil üroloğa gitmemi söyleyerek çıkarttı hastahaneden.. Yine yollara döküldük. Saatler geçtikçe ağrı şiddetleniyor halim kalmıyordu. Yine aynı tahliller ve ultrasonlar. Ve sonunda çıkan üretit. İdrar yolu enfeksiyonu. !

Bunu neden anlattığıma gelince; teşhis konulamadan saatlerce beklemek,hastahanedeki çaresizlikleri görmek. İnsan olduğunu unuttuklarını görmek.. Serumdan dolayı tahriş olan damarımdan ,borunun içine akan kanı gördüğümde panik oldum. Hemşire gayet sakin yaklaştı. Damar patlamış dedi.
Onlara da sonuna kadar hak veriyorum. Soğukkkanlılıklarına hayran kaldım aslında. Bir anda bir hastayı kaybediyorlar. . Beş dakika bir şok ve diğer hastalara yöneliş.

Bu sabah gözümü açtığımda çok mutlu hissettim kendimi. Sağlıklı yaşamanın verdiği huzuru hissettim kendimde.
Ve düşündüm ki ; insanın hayatında hep iki pencere var. Biri ön pencere,öteki arka pencere. Nereden bakarsa insan onu görebiliyor sadece ! Ben hafta sonu iki pencereyi de açabildim sanırım. Ve ikisini de kapatmayı hiç ama hiç düşünmüyorum !.
 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..