Hayat ne demek?

Gerçekten yanıtlaması en zor sorulardan biri...Neden mi? İçinde yaşıyorsun ama tarif yapmakta güçlük çekiyorsun.

Hayat belki şu anda dışarıda yağan yağmur taneciklerinde, belki bir kuşun göklere doğru kanat çırpışında, belki de denizin üzerinde gitmekte olan o vapurun içimde....

Tiyatro sahnesindesin. Birisini oynuyorsun ama bu kişi sen misin?Hayatın için bazen yeni hedefler belirlersin fakat bunu yapabiliyor musun?Örneğin bir yelkenlinin içinde yaşamak gibi....Bunu yapamıyorsun çünkü her istediğini yapma şansın yok. Belki de var. Neden mi?Hayat bazen gerçeklerin arkasına gizlenip tesadüflere emanet edebilir kendisini.....Böylece bir nehir gibi akıp gidebilirsin, sanki bu yolculuk hiç bitmeyecekmiş gibi...

Dostların olmalı, onları sevmeli ve de sevilmelisin. Böylece güzellikleri paylaşmalısın. Bunu yapan o kadar az kişi var ki...İyi gününde yanında dost bildiklerin ya kötü ve zor günlerinde neredeler?Olsun. Her şeye rağmen onlarla da güzel hayatın değil mi?

Hayat her dakikasından zevk alarak geçirmen gereken kısacık zaman dilimi. Bu zaman hüzünlüde olabilir mutluda nede olsa sana özel. Hüznün bile tadını çıkarmalısın. Bu da senin olgunlaşman için gerekli.

Senin için hayat, o içindeki bilinmezlik ile gizemli ve de çekici kalmalı her zaman...

Çevrene baktığında, insanların çok monoton yaşadıklarını görüyorsun. Diyorsun ki;keşke o küçük ayrıntılara dikkat edilse ve her insanın yüzüne yakışan gülümseme yerleşebilse...

Sokakta oynayan afacanların gözlerinde gördüğün ışıltı, yaptığın bir resim, okuduğun kitap, gittiğin film, dinlediğin müzikteki ezgiler yada yanına yaklaşarak sana kuyruk sallayan o köpek yavrusu...İşte bunların içindeki o ufacık ayrıntılarda saklı hayat...

Hayat mutluluk ve hüzünden ibaret. Dengeliyorlar birbirlerini değil mi?Tıpkı yaramaz erkek çocuğu ve uslu kız gibi...