Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayat ve oyun

Neden sıkılıyorum, nedir bendeki bu devamlı sıkkınlık bıkkınlık hali? Zincirlerim nefes almamı zorlaştırıyor sanki. Bütün vücudumu, düşüncelerimi günlerimi gecelerimi esir almış, kurtulamıyorum.

Beynimin güneşli tarafı devamlı puslu tarafıyla savaş halinde. Çoğu zaman yağmur yağıyor düşüncelerime, fırtınalar alıp götürüyor bazen, duygularımı yerle bir ediyor üşüyorum bu aralar ısınamıyorum. Nedir bendeki bu devamlı titreme hali?

Gözlerim hep, şekeri elinden alınmış ama bir gün kavuşacağına da inanan çocuk gibi bakıyor dünyaya, arada bir umutsuzluklarla arada bir de umutlarla. Ne fark ediyor ki aslında? Her ikisi de işkence değil mi? ’’Umut da, umutsuzluk da, ’’ birinde bitmeyen beklentiler, birinde yitirilmişlikler... Nedir bendeki bu devamlı kaybolma hali?

Gözyaşlarım; içimdekilerim, hissetiklerim ama adlandıramadıklarım, kelimelerin yetmediği zamanda anlattıklarım, beni anlamadıklarında çığlıklarım, korktuğumda cesaretim, yetişemediğim zaman çaresizliğim, küçük bir çocuğun gözlerindeki saflığım, acılarım, mutluluklarım, aşklarım, gözyaşlarım aslında ben’im. Nedir bendeki devamlı bu ağlama hali?

Galiba ben büyümek istemiyorum. Büyüdükçe anlıyorum, anladıkça hayat anlamsızlaşıyor. Bir yerlerde bir terslik var. Anladıkça anlamsızlaşan bir hayat ne kadar anlamlı? Ya ben yanlış yaşıyorum ya da çoğunluk doğru yaşamıyor. Ya ben bu hayatı kabullenemiyorum ya da hayat beni. Sorguladıkça anlıyorum ki hayat bir oyun ama senaryolar her gün değişiyor. Dünü oynadıktan sonra bugünü oynuyor ve yarına hazırlanıyoruz. Gündüz oynarken geceleri de kendimiz olmaya çalışıyoruz. Hesaplaşmalarla geçen uykusuz geceler ve gündüz oynanan bazen başarılı bazen başarısız oyunlarımızla geçiyor hayat. Ve ben bu hayatta oynamak istemiyorum savaşım bununla. Ben hayatı oynamak istemiyorum ben olarak yaşamak istiyorum sadece. Ben olmayanlarla savaşım, yaralanıyorum sen olanı ben yapmak için kanatıyorlar yüreğimi ama yılmıyorum sarıyorum yaralarımı benim gibi ben olamaya çalışanlarla. İyileşiyor ve ayağa kalkıyorum, umutlanıyorum benim gibiler çoğaldıkça ve doğru yolumuzda yürüyoruz hayatı sadece yaşamak isteyenlerle. Hayatı dolduran bizleriz, bizler de olmasak hayat ne kadar boş ve anlamsız olurdu...

Soruyorum şimdi; nedir sizlerdeki bu oyun oynama hali? İlla ki oynayacaksak eğer, yeni bir oyunum var benim şimdi; yaşamak ve sadece ben olmak…

 
Toplam blog
: 3
: 551
Kayıt tarihi
: 25.04.07
 
 

27 yıl geçmiş 28 yıla gelinmiş, neler sığdırılmış ve daha neler sığdırılacak kimbilir... İşte sığdır..