Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

20’ler hiç bitmesin

20’ler hiç bitmesin
 

Dedi eşim bana, tahlil sonucunun üzerindeki Yaş: 29 yazısını görünce. Şakadan mızıktığını sandım önce. (Daha doğrusu sanmak istedim çünkü ben de 20’lerin bitiyor olsana fena halde bozuğum.) Ama son derece ciddiydi. Hiç bitmesin istiyordu 20’ler. İnsan ömrünün arafı olan 30’lar hiç başlamasın, orta yaş hiç gelmesin, Dante gibi kalmayalım ortasında ömrün istiyordu... Ben de...

Bu aralar sık sık ziyaret ettiğimiz sıkıcı doktor muayenehanelerinden birinin bekleme salonunda gerçekleştirdiğimiz bu sohbet, gerçekleştiği yer itibarıyla da son derece ironikti. Ellerimizde bilimum test sonuçları, reçeteler... Yaşlanmış hissettim birden kendimi. Akşam olup da “ilaçlarını içtin mi?” diye sorduk ya birbirimize... hah dedim, Dante biz de geldik, merhaba...

O akşam, ailenin miniklerini sevindirmek üzere 23 Nisan’da yapacağımız geziye hazırlanırken su gibi akıp giden ömrümü düşündüm. İlkokuldayken her 23 Nisan'da "ben ne zaman 19 Mayıs'ı kutlamaya başlayacağım" diye heyecanla beklerdim. 23 Nisanlar geçmek bilmiyordu. Her sene aynı sıkıcı müsamerelerde aynı sıkıcı şiirler okunuyordu. Oysa 19 Mayıslar öyle miydi! Ablalar abiler güzel kıyafetler giyip büyük stadyumlarda jimnastik gösterileri yapıyor, büyükler onlara farklı bir gururla bakıp "işte bizim geleceğimiz" diyordu. 23 Nisan gösterileri ise bir grup miniğin yaptığı neşeli aktiviteler olarak görülüyordu.

19 Mayıslar geç geldi ama çabuk geçti. Tıpkı lise hayatım gibi. Hevesle beklediğim o yıllar beni tatmin etmemişti. Ben daha da çok büyümek, artık üniversiteli olmak istiyordum. O kadar bunalmıştım ki okulun disiplininden, 'lise bitsin yakacağım bu formayı' diyordum. Hâlâ saklıyorum...

Üç buçukar saatlik öss ve öys engellerini aştıktan sonra üniversitenin anlı şanlı kapısı ardına kadar açılmıştı önümde.. hah diyordum hayatım işte şimdi başladı. Üniversite hiç bitmeyecekmiş gibiydi. Hansel ile Gretel’in yemeğe neresinden başlayacağını bilemediği şeker ev gibi. Fotoğraf kursları, haber dersleri, röportajlar, kuramlar, ideolojiler... Allahım 4 sene bu kadar mı kolay geçer. Ama ben daha tadına doyamamıştım ki...

19 Mayıslar da yok artık... 23 Nisanların izi bile kalmadı. Onlar artık, takvimlerde kırmızıyla gösterilen resmi tatil günleri bizim için. Oysa ne hayallerim vardı benim, taa ilkokuldan taşıdığım. Artık hayallerin adına proje, umutsuzluğun adına pesimizm diyoruz. İsimlerini yaldızlayıp içlerini boşaltıyoruz kavramların. Evet, projelerim var benim hiç gerçekleştiremediğim! Ruhum pesimizden mustarip...

Ailenin miniklerinin yanına, mutlu ve umutlu taklidi yapmaya giderken, bu haftaki Penguen'de, ustam met üst'ün satırlarında buldum halimi:

"hayatları clark kent olarak geçmiş süpermenler gibiyiz"...

Fotoğraf: www.allposters.com
 
Toplam blog
: 18
: 958
Kayıt tarihi
: 02.03.07
 
 

Hayatta herkesin güçlü bir duyguyla doğduğuna inanırım. Benimki merak. Küçüklüğümden bu yana dünyada..