Hayat Zap suyunun kenarında başlar

Hayat içinde bulunduğumuz konum değildir. Hayat gidilmesi, görülmesi gereken yerden biridir. Zap suyunun başladığı yerde hayat başlar ve orada görkemleşerek yayılır. Zap suyu kenarında çilekeş annelerimiz, kadınlarımız bir taraftan çocukları, diğer taraftan da berivan adı verilen yere zor koşullarda onca yolları katlanarak severek gidip geldiği yerdir. Hayat zap suyundan başlayıp orada yaşayan vatandaşlarımızın çektiği sıkıntılardır. Hayat büyük şehirlerde gösterişli mekânlarda yapılan kokteylinler değildir. Hayat televizyon kanallarının gösterdiği ve halkın duygularının su istimal ettiği yer değildir. Hayat zorluklarla mücadele beraber severek yaşamaya tutulmaktır. Toplumsal bir sorundur günümüzde hayat şartları, yaşadığımız cağın eksiklerinden birisidir. 

Siyasi parti liderlerinin atıp tutuğu değildir, Siyaset partilerinin arka bahçesi hiç değildir. Hayat yeryüzünde zor koşularda yaşayan halkların sıkıntısını anlayabilmektir. Hayat bugün sadece bizlere yansıtılan magazin ve siyaset meydanlarda ki konuşmalar değildir. Global bir yaşamda zor koşullarda mücadele eden insanların çektiği sıkıntılardır. Günümüzde niçin yâda neden zorlukları görüp kaçanlardan değil, tam tersi zorluklarla mücadele edip bilmektir, öğrenmektir ve içinde bulunduğu kültürler beraber yaşaya bilme umududur Doğa koşuları hayatı etkileye bilmektedir. Doğa koşulları hayatı etkilese bile oralardaki yaşam kalitesini yükseltmek devletin birinci derecede görevleri arasında gelir. Hayat Zap suyunu başladığı yerde başlayıp, Munzur’un çağlayanından devam edip Aras, Kızılırmak, Dicle, Fırat nehirlerinin devam ettiği yerlerden yol alarak gidile bildiği yer herdir. Hayat öyle işlemiş ki artık insanlar hayatla bütünleşip doğa ile savaşmaktadırlar. Nasırlı ellerin, geç yaştaki güzel kızların alın yazısına kadar işlemiş bulunmaktadır. Hayat kilometrelerce okumak için yürüyen çocukların yaşadığı sıkıntılardır. Kar, çamur demeden severek yollara atılan her bir adımdır. Minicik yüreklerde yaşa yatarak korkmadan bütünleşerek hayatı yaşayama dair tüm inançlarını taşıya bilmektedirler. Hayat içtiğin sigaranın, alkolün verdiği haz değildir. Öyle farklı bir duygudur ki yaşamak veya yaşayanları çok iyi anlamak gerekmektedir. İşte günümüz koşullarında kimisi çok iyi imkânlarda yaşarken, diğer taraftan da zor koşullarda mücadele eden insanlarımız var ve bizler bunları göremiyoruz; yâda görmezlikten geliyoruz. 

Doğru koşullarda yaşamak her vatandaşın haklarında bir tanesidir. Fakirlik en kutsal düşüncedir. Yoksulluk seçilmiş bir hak değildir. Devlet bugün bu sorunları çözmekte bile aciz kalmaktadır. Sadece secimden secime vatandaşını hatırlamaktadır. Hayat zor koşullarda mücadele edenlerin çektiği en büyük sorundur.