Haydi kızlar askere...

 O fikir benim de aklıma yattı. Yani kızları, kadınları, bayanları askere niye almazlar?

Oturup kalkıp:  “Kadınlar her şeyi yapabilir; kadınlar erkeklerden akıllıdır; kadınlar erkeklerden ortalama 10 yıl fazla yaşarlar; kadınlar güçlüdürler…” diye bir sürü laf ediyoruz. Ondan sonra iş başa düşünce, haydi bakalım kaytarıyorlar..! (Biraz ajitazyon yapıyorum burada!) Aslında kaytaran filan yoktur. Bizim kadınlarımıza, gerek olsa, “Haydin askere..!” deseler , tümü de koşa koşa kendi üzerine düşecek yükümlülükleri yapmak üzere harekete geçerler; Askerlik Şubelerinin önünde sıraya girerler… Ben buna inanıyorum. Peki , niçin Türk Ordusunda, muharip sınıflara bayanları almazlar. Türk ordusunda hiç mi bayan asker, subay yok!  Kuşkusuz var. Ama bana göre göstermelik. Birkaç Havacı Bayan Pilotumuz var… İşte , geri hizmetlerde birkaç da Karacı Bayan Subayımız… Kaç tane doğrusu sayısını bilmiyorum.

Kadınları niye askere almazlar? Bazı gösterilen nedenler şunlardır…

1.Fiziki yetersizlik; 2.Psikolojik nedenler; 3.Cinsiyet ayrımı ve gelenekler;4.Taktiksel dezavantajlar.

Ama düşünülecek olursa ve iyi hesaplamalar yapılırsa, kadınlar bütün bunların üstünden gelebilir ve bayanlar çok yararlı bir şekilde  ordunun ve milletin hizmetinde bulunabilirler ve bu kendileri için de yararlı olabilir. Kadınların, kızların askere alınması için türküler, deyişler var mıdır? Kuşkusuz vardır. Benim şu anda aklıma sadece Erkin Koray’ın tanıttığı şarkı geliyor.
Erkin Koray  söylüyor :

“Gönül verdim kara gözlü esmere
Alıp götürdüler beni askere
Kurban olam size ey komutanlar
Kızları da alın artık askere
Kızları da alın artık askere…” ((Nail Bayşu bestesi)

Şimdi bu atraksiyonlu durumlardan sonra asıl bence, bayanları , kızları askere almanın  çok önemli nedenleri vardır. Niye?

Çünkü artık ordular yavaş yavaş savaş ihtiyacının ötesinde daha başka vatani görevler için de işlev göreceklerdir.

Ve özellikle Türk Ordusundan söz edecek olursak; Türk Ordusu aynı zamanda biliyoruz ki, çok önemli bir OKUL’dur. Ordunun eğitime katkısı büyüktür ve çok önemlidir.

Özellikle Cumhuriyetin başlangıcında Anadolu halkı çok cahildi. Halkın, gençliğin %90’ı okuma yazmasını bilmez bir haldeydi. Açılan Halkevleri ve diğer gece dersleriyle halk okutulmaya çalışıldıysa da; burada en önemli görev Orduya düştü. Ordu, memleketin muhtelif yerlerinde açtığı , halk arasında “Ali Okulu”  diye bilinen okullarda, orduya okumaz-yazmaz halde gelen gençleri , okur- yazar hale getirmek için ellerinden geleni yaptı. Bu gençler aylarca bu okullarda okumayı yazmayı öğrenmek için kaldılar ve sonuçta Ordudan komutanlarına , kendilerine okuma yazma öğreten çavuşlarına, öğretmenlerine minnet duyar bir şekilde ayrıldılar ve bunu eşlerine dostlarına ömür boyu anlattılar.

Yalnız bu kadar mı?

Türk ordusu nice Türk gencine çok çeşitli meslekler kazandırmıştır. Başta şoförlük olmak üzere çok çeşitli mesleki alanlarında onların becerilerinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Askerliğe cahil cühela bir şekilde giden bir çok genç; bir meslek edinerek ayrılmıştır.

Diğer yandan, son yıllarda, Türk halkının eğitim düzeyi artık %90’a doğru yükseldikçe ve orduya gelen cahil sayısı azaldıkça, bu “Ali Okul”ları da artık ortadan kalkmıştır, ama yine de benim bildiğim kadarıyla okuma-yazma bilmeyen bir genç askere geldiğinde , komutanlar onunla ilgilenirler; okuyabilmesi için ellerinden gelen gayreti gösterirler…

Fakat kızlarımız da durum aynı değildir. Kızlar Türkiye’de inatla okutulmuyor; erken erken satılıyor; erken erken evlendiriliyor. Türkiye’nin acı gerçeklerinden biri de bu… Kızlarımız cahil… Okuma-yazma oranı kızlarda oldukça düşük… Anneler belki değil ama babalar zalim. Kız çocuklarını okula göndermiyorlar.

Şimdi benim önerim. Bu okuması yazması olmayan bütün kızları askere alın… Ayrıca bir mesleğe sahip olmayan kızları da askere alın… Çoğu da bir süre sonra kendiliğinden koşa koşa geleceklerdir; gönüllü olarak… Bu işin formülünü Ordu  mensupları ve siyasetçiler ortaklaşa geliştirebilir. Ne şekilde olabilir..?

Türkiye’deki bu kötü eşitsizliği ancak bu şekilde, genç kızlarımızı okutarak, meslek sahibi yaparak olumlu yönde bozabiliriz. Bunu bu güne kadar sivil kurumlar beceremedi , bana göre yine ordumuz bunun altından kalkar.

Hem sonra zaten dünya ordularının çoğu bayan askerlere sahipler. ABD, İngiltere; Almanya; Norveç; Belçika; Fransa,Rusya, İsrail .. Hemen hemen bütün modern ordularda kadınlar, hem de her yerde külliyatlı miktarda yer almaktadırlar. Biz de niye olmasın?

Haydi bakalım. Kızlarımız için bir şey yapın; ana baba zulmünden kurtarın. Onları okutun. Nasıl? İşte formül belli… “Ali Okulu” olmazsa… “Ayşe Okulu” olabilir… Onlara meslek kazandırın. Elleri iş tutsun.  Önlerine bakmasınlar.

Bir ülkeyi kalkındırmanın en önemli yolu kızları, kadınları kalkındırmaktan geçer… Onları çarşafa,  esir etmekten değil.

Ne yapıp yapın , okutun onları; meslek kazandırın. İşte o zaman cennete gidersiniz. Yoksa size cennet yok. Palavrayla hiçbir yere gidilmiyor.