Haydi yozlaşalım...

Açık hava tımarhanesine dönüşen memlekette, yeni yılı  çoluk çocuk bir arada sevinçli bir başlangıç için bahane yaparak eğlenerek girmeyi düşünen yurdum insanının  “pağan kültürü ve yozlaşma” ile suçlanmadığı kalmıştı…

 Memleketin ürettiği gelirin %56’sını nüfusun %1’inin aldığı düzene laf etmeyen/edemeyen din adamı, iş yurdum insanının yılbaşı bahanesiyle çerezlerini çıtırdatıp tombala oynamasına hormonlu tavuktan ibaret menüsüne de laf ediyor; aslında yozlaşmanın dik alasını yapıyor.

Alkol, sigaradan toplanan vergilerle alınan lüks makam aracına rahat rahat binerken iyi, yılbaşı bahanesiyle iki tek atıp tımarhanede azıcık keyif almak isteyeni “pağan kültürü ve yozlaşma” ile suçlamak bana göre kötülüğün dile gelmesinden başka bir şey değil.

Ne ala güzel memleket; yoksulluk açlık sınırında yaşayan milyonlarca insanın varlığından rahatsız olma! Asgari ücrete yapılan %6’lık simit parasına bir şey deme, adaletsizliğe haksızlığa sus, “dilsiz şeytan olmayı” seç. İş yılbaşı kutlamalarına, eğlenmeye gelince zembereği boşalmış saat gibi kem söz söyle.

Güzel insanlar bizleri layık olduğumuz kaderi yaşamak üzere bırakıp gittiler. Vasatın hükümranlığında iyi, doğru ne varsa yanlış ile yer değiştirdi. Bari susup bıraksalar da azıcık keyif alsak şu tımarhanede; zararı yok, nasılsa herkes kendi hesabını kendi vermeyecek mi? Şairin dediği gibi;

 “İkimiz de gelsek kıldan köprüye, 
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim”

…

Yeni yıl bahanesiyle “yozlaşalım”,Mutlu yıllar…