Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '08

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Hayvan gibi sevişmek...

Hayvan gibi sevişmek...
 

Evet sevgili dostlar; Sakın yanlış anlamayın..! ''Hayvan gibi sevişmek..!'' dediysek, aklınıza hınzır şeyler gelmesin...Ben sadece; hayvan dostlarımızın, seks hayatları ile ilgili bir yazıdan yola çıkarak, böyle bir başlangıç yapayım istedim...Milliyet ana sayfada yer alan; ''Hayvanların çılgın davranışları'' başlıklı bir haberi okudum...

Haberde diyor ki;

''Bilim adamları; hayvanlar üzerinde deney yaparken, insanlara çok faydalı olacak bilgilere ulaşabiliyorlar. Fakat bu deneyler sırasında, hayvanların çılgın davranışlarını da keşfedebiliyorlar. İşte bu çılgın davranışlardan bazıları...'';

1.Mürekkepbalıkları 2 hafta, gün boyu durmadan seks yapabiliyorlar

Mürekkepbalıkları, geniş ve çeşitli bir deniz kafadanbacaklısı grubu. Çiftleşmeye “evlilik dansı”yla başlıyorlar. Evlilik dansı, yumurtlayacakları bölgenin çevresinde dairesel hareketlerle yüzmek anlamına geliyor. Güneşin doğmasına yakın sekse başlıyorlar ve bütün gün devam ediyorlar. Sadece dişinin yumurtlayacağı zamanlarda ara veriyorlar.

( Mürekkepbalığı ya da kalamar; malum salgıladığı sıvı sayesinde, denizin içinde kendisine özel bir alan oluşturuyor. Bu alan; hem savunma amaçlı, hem de avlanmak amaçlı oluyor. Demek ki, sevişmek için de salgıladığı mürekkepten faydalanmayı iyi biliyormuş...Tevekkeli, rakı sofralarını süsleyen nar gibi kızarmış halka halka kalamarlar, sevişme esnasında yakayı ele veriyorlarmış? Bu kadar kendilerinden geçerlerse, rakıya da meze olmaları aşk sarhoşluğundan olsa gerekmiş.)

2. Adele Penguenler; dişileri, bir taşı ayaklarına yuvarlayarak tavlıyorlar


Penguenler aslında, “evli” olmayı tercih eden hayvanlar. Fakat göç döneminde, eşlerinden uzun süre ayrı kalmak zorunda kalıyorlar. Tekrar bir araya geldiklerinde, çiftler göğüs göğüse, başları arkaya atılmış, yüksek sesle şarkı söyleyerek ve yüzgeçlerini titreterek bir süre duruyorlar. Sonra kendilerine özel bir yer bulmak için uzaklaşıyorlar. Bütün bu uzun süreli hazırlık sürecine rağmen, seks sadece 3 dakika sürüyor. 1 sene boyunca çiftin ikisi de tekrar çiftleşmiyor.
Erkek Adele pengueni eşini 1 milyon penguenin arasından seçiyor. Seçtiği dişiyi tavlayabilmek için de, bir taşı dişinin ayaklarına yuvarlıyor. Fakat bu göründüğü kadar kolay bir iş değil! Taşları yuvalarının duvarlarında kullandıkları için taş bulmak oldukça zor!

( Her şeyi 3 dakikaya sığdırabilen ama, sadakatten asla ödün vermeyen ve bir milyon hemcinsinin arasından, sevdiğini tanıyabilen bir başka canlı daha, var mıdır şu yuvarlak küre üzerinde...!? sanmıyorum ve saygı duyuyorum onlara...Kutuplarda yaşamalarının yanı sıra, kesinlikle soğuk bir ilişki değilmiş penguenlerin ki...)

3.Dağgelincikleri heyecanlandıkları zaman dans ediyorlar

Dağgelincikleri, özellikle heyecanladıkları zaman, yanlamasına çılgınca zıpladıkları “gelincik savaş dansı”nı yapıyorlar. Bu dansa çoğu zaman tıslama şeklinde sesler veya kıvırcık bir kuyruk eşlik ediyor. Savaş dansından sonra genellikle avlanıyorlar veya etraftan eşya çalıyorlar.

( Onları, bu durumdayken görmek isterdim...zıpla, hopla etraftan eşya topla...Yok çal...! yani, az birazcık hırsızlık yapıyorlar demek ki..! Yaptıkları savaş dansı değil, seviş dansı olsa gerek ? '' Make love not war '' ''savaşma seviş'' onlar bile olayı çözmüşler...!)

4.Ichneumon eşekarıları diğer böceklere işkence ediyorlar


Ichneumon eşekarıları, bir korku filmine ilham olabilecek hayvanlar: kurbanlarını seçiyorlar, ve kurbanlarının vücutlarına yumurtalarını enjekte ediyorlar. Bazen de kurbanlarının felç geçirmesine neden olan bir zehir enjekte ediyorlar. Sonra kurbanlarını mümkün olduğunca uzun süre hayatta bırakmaya çalışarak yemeye başlıyorlar. Önce yağlı bölgelerini ve sindirim organlarını yiyip, kalplerini ve sinir sistemlerini sona bırakıyorlar.

( Stephan King bile, bu kadarını senaryolaştıramazdı herhalde...!? Mübarek böcek, yaşamını sürdürebilmek için ne işler yapıyormuş meğer...!? Ödüm çıtladı desem yeridir...)

5.Kirpiler! Nasıl çiftleşebiliyorlar ?


Bir şaka vardır: Kirpiler nasıl çiftleşir ? ''Çok dikkatli''. Fakat gerçekte, durum tehlikeli olmaktan çok, tuhaf. Dişi kirpiler, yılın sadece birkaç saati çiftleşmeye açık oluyorlar, bu nedenle de erkek kirpilere sürekli yakın duruyorlar ve zamanlarını somurtarak geçiriyorlar. Bu sırada erkek kirpiler, diğer erkeklerle kavga ediyorlar ve sonrasında çiftleşmek için seçtikleri dişinin işediği yerleri ve dişiyi koklamaya başlıyorlar.

Bu onlar için muazzam bir afrodizyak. Dişi yanında surat asarken erkek şarkı söylemeye başlıyor. Erkek çiftleşmeye hazır olduğunda dişi hazır değilse uzaklaşıyor, hazırsa iki kirpi de ayakları üzerinde yükselip yüzyüze bellerini birleştiriyorlar. Sonra erkek, dişinin üzerine baştan aşağı büyük bir şiddetle işiyor. Öyle bir şiddet ki, idrar 1.5 metre uzağa kadar ulaşabiliyor.

( Bu durum, şakadan da öte... - Ööööf yaa öf, yedin beni evladııım...Bu ne surat ? bu ne tafra ? ulan senede bir gün, o da sadece bir kaç saat, onu bile çok görüyorsun bana hatun...Senin üzerine bi işerim, taa gelecek seneye kadar benden birşey göremezsin valla..! - diyorlardır herhalde...? )

6.Kırmızı kenarlı Garter yılanları seks partilerini tercih ediyorlar


Bu küçük ve zehirli yılanlar, Kanada’da ve Kuzeybatı Amerika’da yaşıyorlar. Çiftleşmeye hevesli 25 bin yılan büyük bir mağarada bir araya geliyorlar. Bu kalabalığın arasında dişi bir yılan, kendiyle çiftleşmek için yarışan 100 yılanla karşı karşıya kalabiliyor. Bu “çiftleşme yumakları” 60 cm yüksekliğe ulaşabiliyorlar.

( Olay budur..! bir de, insanların seks partileri yaptığı söylenirdi..! Haydi bakalım, buna ne diyeceksiniz..? - Huu huuu erkekleeeeer, haydin bakalım yarışma başlıyoooor...İlk önce geleniniz en şanslı olanınızdıııır...- Organize işler bunlar...! fazla söze gerek yok..!)

7.Suaygırları eşlerini işeyerek ve dışkılayarak etkiliyorlar

Suaygırları; kendi, aromaterapi yöntemlerine sahipler. Karşı cinsi, kendi alanları etrafında aynı anda işeyerek ve dışkılayarak kendilerine çekiyorlar. Sonra kuyruklarını pervane gibi döndürerek, bu çekici çamuru etrafa saçıyorlar. Bu eşlerini etkiliyor ve çift, suyun içinde oyunlar oynarak önsevişmeye başlıyor.

( Bizim oralarda buna; süpürgeye s..çıp, etrafa saçmak denir di...Ama, hipopotamlar bu olaya başka bir anlam kazandırmışlar demek ki..? Çamurluk yaparak, hatunu araklamaya çalışıyorlarmış...Fakat; olay birazcık da, B..k'tan bir duruma benzese de, seks için yapılan bir seremoni olarak literatüre geçmiş...)

8.Histiostoma murchiei kendi eşini yaratıyor


Histiostoma murchiei olarak bilinen dişi böcekçik, eşini gelişigüzel bir şekilde yaratabiliyor. Döllenmeden yumurtlayabilen bu böcekçik, yumurtalarını bırakıyor ve sonra, bu yumurtalar yetişkine dönüşüyor. Yumurtaları bıraktıktan üç ya da dört gün sonra, anne oğullarıyla ilişkiye giriyor. İlişkiden sonra oğullar ölüyor.

( Ve, Tanrı kadını yarattı...Kadın oğlunu yarattı...Oğlunu, allah yarattı demeden öldürdü...bu nasıl bir döngüdür ? ben anlayamadım...! Ama, bu tabiat bilgisi dersi biraz ağır geldi...Ne diyelim, ''Aşk için, ölmeli aşk...'' )


Sevgi ve Aşk dolu, bir yeni yıla merhaba demeniz dileklerimle...Herkese sonsuz saygılarımla...
 
Toplam blog
: 122
: 2970
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Ankara Doğumluyum... Yazı yazmayı, çizmeyi, okumayı, izlemeyi, dinlemeyi, vb...vb... seviyorum. Bodr..