Helal olsun size...

Beşiktaş, Sivas’ın G.antep’e 2-1 yenildiği 30. haftada yeniden liderlik şansını yakalamıştı. Ama Sivas maç sonucunun Çarşı’da yarattığı bayram havası, birkaç saat sonra Fenerbahçe mağlubiyeti ile öfkeye dönüştü... Bu dakikadan sonra gelecek bir şampiyonluk buruk olacaktı; ligin tepesindeki takımların hiçbirini yenemeden gelecek bir şampiyonluk büyük Beşiktaş taraftarının içine sinmeyecekti...

Beşiktaşlı futbolcuların kendilerini affettirmeleri için önlerinde tek bir şans vardı... Önce Türkiye Kupası finalini kazanarak, Fenerbahçe’nin kupasız yıllarına bir tane daha eklemek, ardından da Galatasaray’ı İnönü’de yenmek... Beşiktaş bu iki zor maçı da kazanmayı bildi, üstelik de tertemiz bir şekilde, kafalarda soru işaretine yer bırakmayarak... Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları sezonu çoktan kapatmış, takımlarının geçmiş başarılarıyla ve “şampiyonu biz belirleyeceğiz” masalıyla avunurken Beşiktaşlılar her hafta şampiyonluk heyecanını yaşıyor, kendi takımının maçında delice bağırırken bir yandan kulağını Sivas’ın, Trabzon’un, Denizli’nin maçlarına veriyor...

Fenerbahçe ile oynanan lig maçından sonra, yenildikleri için değil ama yeterince mücadele etmedikleri için kırılmıştım Beşiktaş’a... Ama şu son haftalarda gösterdikleri özveri ve mücadeleyle affettirdiler kendilerini... Takımın en önemli iki oyuncusu ve kaptanı olmadan, İzmir, İstanbul, Ankara demeden, Sabri gibi rakip oyuncuların futbol dışı tahriklerine kapılmadan, o oyuncuları sahada tutan ve uydurma penaltılar yaratıp gerçek penaltıları görmeyen hakemlerin gerdiği ortama aldırmadan çıktılar, adam gibi mücadele ettiler...

Ve herşeyden önemlisi TAKIM oldular... Galatasaray maçından önce futbolcuları tek tek tribüne çağıran tribünler karşılarında her futbolcu çağrıldığında elele tutuşup kendilerini selamlayan bir takım gördüler. Ve onlara haykırdılar:

“Helal olsun size helal olsun....”

Son hafta Denizli’de beklenmedik bir kaza olsa da, Hepinize Helal Olsun... Ertuğrul Hoca’dan Mustafa Hoca’ya...Rüştü’den Yusuf Şimşek’e... İbrahimlere.. Nobre’den Ernst’e... Tello’dan Holosko ve Bobo’ya herkese.. Hatta Delgadoya bile... Siz bu şampiyonluğu hakettiniz...