Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Helal sex shop hayırlı olsun!

Bu konu beni fena halde ilgilendiriyor; neden derseniz “Müslümanlar sevişmez kardeşim” diye bir yazı yazmıştım vakti zamanında, sevişip-sevişmediklerini bilemem ama ilişkiye girip de çocuk sahibi olup, çocuklara da “Leylekleri” bahane eden bir toplum oluşumuzdan dem vurmuştum.

Neyse, Allah’a şükür ki sevişiyorlarmış!

Hayır yani, insan sanıyor ki ne öpüşüyorlar, ne koklaşıyorlar; banko çocuk yapıyorlar.

Niye böyle sanıyor insan? Parkta el ele tutuşan, öpüşmeye meyilli gençlere tahammül gösteremeyen kişilerin görsel özellikleri birbirine fena halde uyuyor: Başları örtülü hanımlar ve elleri tespihli, kısa kesim bıyıklı beyler…

Hal böyle olunca, sevişmezler sanıyor insan! Öpüşmezler, koklaşmazlar, falan…

Yoksa, insan kendi yaptığı şeyleri bir başkaları yapıyor diye celallenir, yetmez de şikayet edebilir mi?

******

Bu helal sex shop meselesi en azından renkli cinsel yaşamları olduğunun bir göstergesi olarak beni memnun etti; “Müslümanlar sevişmez kardeşim!” diye ironik başlık atan biri olarak Müslümanların cinsel yaşamlarının tepkileri ile ölçülemeyeceğinin bir kez daha ayırdına vardım!

******

Erkekler için bir kuşkum yoktu, kadınlar içindi kaygılarım; neyse, problem yokmuş meğerse…

Ya da en azından, helal sex shop dertleri çözecek Allahın izniyle!

******

Bir-iki kere yazdım, yine yazmak istiyorum: İzmir’in öğle sıcağında bir parkta öğrendik kadın ve erkeğin nasıl çiftleştiğini… İki yaş büyük Selma anlattı, inanmadık!

Öğle yemeği sonrası uyku vakti annemin yatağına yattık kız kardeşimle, dayanamadım sordum: Anne, Selma dedi ki, çocuk olması için erkek bir şeyini kadının bir yerine sokuyormuş! Yalan söylüyor anne, değil mi?

“Yalan” desin istiyordum, zira dünyam allak bullak olmuştu!

Acayip bir kötülük, akıl almaz bir eziyet gibi düşünüyordum!...

“Yalan” demedi annem, “Doğru demiş” dedi…

“Ama anne, insanın canı acımaz mı, ölmez mi insan?”

“Doğanın bir kanunu var” dedi annem, “Sevdiği kişiyle olduğunda canı acımıyor”, “Ölmüyor da…” 

O vakitler çok kitap okunuyordu, bir tanesinde de Rusya’ya da geçen bir aşk vardı, bir roman, sosyal şartlar ile birlikte aşkı ve cinselliği öyle güzel işlememişlerdi ki annemin dediği gibiydi; aşk ve cinselliği güzel bir bütün olarak pekiştirmiştim!

Bir kelebek kanat çırpar ve tüm evren etkilenir dedikleri bu olsa gerek!

Ne annem verdiği yanıtın, ne de o kitabı verenin nelere vesile olduklarından, muhtemelen, haberi yoktu!

******

Şimdi size nelere vesile olduğunu anlatayım: Bir kere ne aşktan ne de cinsellikten korkmadım!

Hoşlandığım erkekler olduğu kadar arkadaşlık ettiklerim de oldu; her erkeği potansiyel sevgili olarak görmedim!

Flört ettim, hem de, ooo…

İşi ille de cinselliğe hiç bağlamadım!

Cinsel dürtülerim olmadı mı? Olmadı desem, komik! Olmaması mümkün mü?

İnsanın flörtü varsa, hayal dünyası da geniştir; cinsel dürtüler kolaylıkla o hayal dünyasında bir öpüş, bir sarılış ile ikame edilir; “ikame: mesela tereyağının bulunmadığı bir dönemde margarinin onun yerini almasıdır!”

******

Aşk öncelikli olarak sunuldu karşıma, şanslıydım; cinsellik ile korkutulmadım; anne-babama şükür!

Bu nedenle hep şunu bildim: Aşk ile cinsellik güzeldir!

Utanılası değildir!

******

İlle de utandırmak isteyenler vardı; göz ve kulak tıkamam anne ve babamdandı; birbirlerini bu kadar seven, bu kadar saygı ve sevgi duyan ailem olmasaydı; annem istediği kadar “İyi bir şeydir” dese, kötü şeylere tanık olsaydık…

Küfür olsaydı, mesela, dayak olsaydı…

Sevgisizlik olsaydı… Saygısızlık…

Ne aşk ne de evlilik; ne de cinsellik kelime anlamlarından öteye gidemezdi

******

Kelime anlamlarından öteye gidememek dediğim; yaptığı her şeyi yok sayan kadın ve adamlar vardır ya; kızlarını eve hapsedip de nefes aldırmayan, oğullarının ensesinde boza pişirenler; kendilerinden pay biçtiklerindendir!

Kendi yaptıklarını bir türlü kabullenemeyip, acısını çıkaranlardır!

Oysa, “Ben yaptım, sen yapma isterim” diyebilseler, bir ihtimal dinlenebilirler… Şu da bir gerçek ki onları da uyaranlar olmuştu, dinlediler mi?

******

Helal Sex Shop derken nerelere geldik; “Helal” denilen bana göre insanın en doğal halidir; kendini en iyi bilme hali, kendini bilip de empati yapma durumu ve en savunmasız duruma vakıf olup, yine de kötülük beklememesidir.

Bunu sekse uygularsak; hiç de uçuk-kaçık bir şey çıkmaz önümüze; zaten olması gereken de budur! Çoğu kişi tarafından yaşanan da…

Seksin aşk bölümü eksik olduğunda bazı materyallere gerek duyulur; bu durumdan yararlanıp da para kazanma çabasında olanlar da çokça bulunur.

Ne kadınlara orgazm macunu, ne de adamlara şehvet ilacı; aşk ile, sevgi ile, samimiyet ile ve de korkudan uzak her bir yakınlaşma; bir öpüş, bir sarılış, bir yakın hissediş… Bir yatakta yatıp da bir yatakta uyanmak…

O arada ne yaşanıyorsa…

******

Helal Sex Shop’ta kimler neler arar bilemem, ama bir şeyler aradıklarını bilmek bile güzel!

İnsan insanın halinden anlar, vaziyeti!

Hoş, ne helali, ne helalsizi, hiç gereksinim duymadım, o başka!

“Aşk” hep yetti bana!

Aşk olmadan meşk olmaz; ne bileyim, öyle öğrendik: Aşkın olduğu yerde malzemeye de gerek duymadık!

Malzemenin menşei de konu dışı oldu, doğal olarak; helal mi, yoksa değil mi?

******

Yine de güzel olan: Müslümanlar sevişiyormuş kardeşim!

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..