Hepimiz suçluyuz

Son yıllarda hızlanan kentleşme kırsaldan kente akın kentlerde önce nüfus yığınlarının sonrada doğal olarak yığılan nüfusun ucuz iş gücünden nemalanan kendine has girişimci grupların oluşmasına yol açtı. Hazırlıksız göç yağmuruna yakalanan kent ormanları, kent yeşil ve sulak alanları ve kentin diğer doğal yaşama hakkı olan canlı türleri. Daha doğrusu ekosistemi oluşturan doğal bitki ve hayvan türleri bu akın karşısında çaresiz kaldılar.

Hızla süregelen yağma ve talan bir takım yerel yönetimler tarafındanda görmezden gelinince altyapısız ve sorunlarla dolu varoşlar ve gettolar kendi kurallarını ortaya koyan yaşam biçimini uygulamaya koydular.

Kolay para kazanmaya alışmış büyük girişimcilerde bu sisteme ayak uydurmakta güçlük çekmedi. Ve ARGE çalışması yapmak çevreye uyumlu üretim yapmak yerine adeta basit rantiye tarzıyla hazine arazisi peşinde koşmaya al sat yapmaya başladılar ve ne yazık ki üretime dayalı fabrika kurmak uzun vadeli yatırım yapmak yerine tatlı rant elde etmek için adeta birer emlakçı gibi davranmaya başladılar.

Peki bu talan ve rant kültürü nasıl açıklanabilir alt kültür ve şark kurnazlığı ve açlık birleşince kendi vahşi doyumsuzluğuna ulaşıyor ve görgüsüzce işgal edilen doğal yaşam alanları adeta çirkin gökdelenlerle beton yığınlarıyla doluyor.
Peki kural tanımayan bu çevre katliamı nasıl durdurulabilir? Alt kültürün doymak bilmeyen çevre kıyımı. Basit rant yoluyla hareket eden ve Çevre Yeşil alan pazarlamacısı haline gelen sermayenin kontrolü nasıl sağlanabilir?

Toprağımıza, suyumuza, ırmaklarımıza, denizlerimize, temiz havamıza, doğal çevremize sahip çıkmak ülkemize sahip çıkmaktır. Öncelikle çocuklarımıza temiz bırakmakla yükümlü olduğumuz ve onlardan ödünç aldığımız çevreyi onlara yaşanabilir, sürdürebilir bir şekilde bırakmak en önemli görevimiz. Çocuklarımızı eğitmeliyiz. Çevrenin önemini doğal yaşamı doğal hayatı paylaştığımız tün canlıları öğretmeliyiz.

Ve herşeyden önemlisi çevre konusunda sınıfta kaldığımızı çevre koruma konusunda başarısız ve suçlu olduğumuzu kabul etmeliyiz. Özeleştiri yapmadan, yanlışlarımızı kabullenmeden doğruları bulamayız.
Sevgili Çocuklar, aynı gezegeni paylaştığımız ve farkında olmadığımız sevgili diğer yaşam arkadaşlarımız bitkiler, hayvanlar, ekosistemler hepinizden bir kez daha hatamızı kabul ediyor özür diliyorum.