Her gün yeni bir şey...

Ülkemizde yapabilen için, en kolay yapılabilecek şeylerin başında sanırım gazetecilik gelir. Sakın bu ifademden gazetecilik mesleğini basite aldığım düşünülmesin. Çünkü, her meslek gibi bu meslek de kutsaldır, önemlidir ve de beceri ister.

Ancak burada değinmek istediğim husus, gazetecilik mesleği için gerekli olan olay malzemelerin bolluğudur. Gün geçmiyor ki ülkemizde kaleme alınacak haber olmasın. Her gün bir şeyler çıkıyor.

Son günlerde danıştay başkanının arabasındaki kan, Gülşen'in Erol Köse'den ayrılması ve Reha Muhtar'la Fransa'ya gitmesi, şimdilerde ise Kara Harp Okulu Komutanı sayın Reha Paşa'nın emekliliği...

Bu da bu mesleği icra edenler için bulunmaz nimet. Evet, paşa istifa etti ama yorumlar devam ediyor. Arkası arkasına genel kurmay ve emniyetten açıklamalar geliyor paşanın konuşmalarını biz dinlemedik diye. Peki öyleyse kim dinledi? Söz konusu olaya esas belgeler basından anlaşıldığı kadarı ile meşru olmayan yollardan KKK'na ulaştırılmış ve de komutanlık da bunu paşanın önüne koyarak gereğini yapınız demiş. O da emekli dilekçesini vermiş.

Bence burada üzerinde durulması gereken iki ana konu var.

1- Genel kurmay ve emniyetin dışında yasal dinleme hakkı olan jandarma da biz dinlemedik diyorsa, ki genel kurmay'ın açıklaması onları da kapsar diye düşünüyorum, paşanın konuşmaları yasal olmayan bir şekilde dinlenmiştir. Eğer ki durum böyleyse KKK'nın paşa ile görüşmesinden önce, bu bilgi ve belgeleri kendilerine ulaştıran kişi veya kişilerin tespit edilmesi için çaba göstermesinin yerinde olacağını düşünmekteyim.

Öncelikle bu bilgi ve belgeleri verenlerin ortaya çıkarılması gerekmekteydi ve daha iyi olurdu. Eğer tespit edilemiyorsa o zaman paşanın dikkati usulü dairesinde çekilebilir ama emeklilik gündeme gelmeyebilirdi. Ülkemizin çok önemli bir coğrafi konumda bulunması ve bazı iç ve dış güçlerce bölünmek istenmesi, düzenlenen haritalarla ortaya konulduğu bu günlerde ülkemizin ve laik cumhuriyetimizin tek koruyucusu TSK'nın yıpratılmamasına özen gösterilmelidir.

2- Kaldı ki, Paşa da nihayetinde bir insandır. Onun da duyguları vardır. İş yerindeki bazı karşı cinsleri ile yakınlaşma içerisinde bulunabilir. Bu durum onun hakkında takibat yapılmasına veya gereğini yapmalı denerek emekliliğe zorlanmasına neden olmamalıydı. Bence önemli olan, paşanın basında belirtilen ilişki veya yakınlaşma nedeniyle görevini kötüye kullanıp kullanmadığıdır. Eğer ki görevin kötüye kullanılması söz konusu ise, hakkında soruşturma yapılmalıydı, ama böyle bir şey söz konusu değilse, emeklilik yolu da gösterilmemeliydi.

Çünkü TSK yıpratılmamalı, çünkü paşalar kolay yetişmiyor, çünkü bazılarının isteği gerçekleştirilmemeli....