Her sene aynı terane

Aykut Kocaman takımın başına geçtiğinden beri hep aynı hikaye. Her sene başında Alex - Kocaman gerginliği manşetlerde. Yok Alex şunu dedi, yok Kocaman şöyle karşılık verdi, yok Alex taşı şöyle gediğine oturttu falan.  Sezon başı sayfalarını doldurmakta zorlanan ve traj sorunu çeken medyaya da ballı börek. Ver gazı, yap yorumu, göder Alex'i, gönder Aykut Kocaman'ı... Ohhh ne ala. Dolsun sayfalar, gelsin reytingler.

Ama işin sonu da hep aynı bitiyor. Alex bir iki maç sonra toparlanıp, takımı sırtlamaya başlıyor, böyle olunca da Aykut Kocaman'a da Alex'i oynatmaktan başka çare kalmıyor. Ondan sonra da bu sorun unutulup, gidiyor. Taaa ki gelecek sezonun başına kadar.

Aykut Kocaman'ın artık Alexsiz bir Fenerbahçe yapılanmasını yaratmak istediğini herkes biliyor. Alex'in geldiği yaş itibarıyla bu da normal. Ama normal olmayan bu sorunun hep sene başlarında hatırlanması, sonra da unutulup, gitmesi. Aykut hocanın madem böyle bir niyeti var, neden üç yıldır alternatif bir isim bulunamadı. Evet, önce Özer, sonra da Sezer Alex'in alternatifi olacak diye lanse edildi ama maalesef ikisi de fos çıktı. Bugünkü kadroda da Alex'in yerini zorlayabilecek bir isim gözükmüyor.

O zaman ne yapıp edip Alex'i hazır duruma getirmek ya da Alex'i kesebilecek birini bulmak gerekiyor. Bu iş de yine teknik direktör ve sportif direktör olarak Aykut Kocaman'a düşüyor.

Fenerbahçe'nin her sene lige biraz yavaş başladığını, sonradan açıldığını biliyoruz. İşler böyle sallantıda giderken elalemin konuşması normal. fenerbahçelilere düşense gaza gelmeyip, Alex'e ve Aykut hocaya sallamamak. Çünkü biliyoruz ki son on senede Fenerbahçe şampiyonluk yarışı içinde hep var olan tek takım. Bu sene de bu böyle olacaktır. Bu olurken de Fenerbahçe'nin hocası Aykut Kocaman, kaptanı da Alex olacaktır.

O nedenle zaman artık boş konuşma değil, bir an önce toparlanma ve gelen engelleri aşma zamanıdır. Güzel bir sezon olması dileyimle...