Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '21

 
Kategori
Güncel
 

Her Şey Kafalarına Göre

Her Şey Kafalarına Göre

 

 

İyiki koltukları yıkamaya karar verdik

Bugün elektik kesintisindeki git-gel’ ler artık bıktırdı.

Yetmedi bir de asansörde bir süre mahsur kaldık.

Bakalım daha neler olacak İnşallah elektrikli cihazlarımız sağlam kalır.

***

Oturursunuz bir yerde.

Bir çay içmektir niyetiniz.

Elbette başkaları da oturacaktır, oturmaları da gerekir.

Ancak, o kadar yüksek sesle konuşanlar oluyor ki!

Belki bazı şeyler (Çok şey) biliyordur, belki bildiğini düşünüyordur, belki de bol keseden atıyordur.

Konuşabilir pekâlâ, problem konuşurken etrafını kestirmesidir.

Eğer bakan veya ilgisini çektiği kişiler varsa, sesini biraz daha yükselterek konuşması fazla şık olmuyor.

Doğru konuşabilir, ama kimseye konuştuklarını zoraki dinlettirmek zorunda değildir.

Hele o yer, umuma açık bir yer ise.

Beğenmeyen olur, rahatsız olan olur, olur da olur!

***

Bazı bayanları anlamak galiba dünyayı fethetmekten daha zor sanırım.

Yoksa bir bayan bu su kıtlığında, günde en az on defa balkonu ve korkuluk demirlerini dakikalarca suyla yıkar mı?

İçeriye şu aksa belki görülmeyecek, ama aleni bir şekilde sular balkondan yere akınca, insan kızmadan, demeden edemiyor.

Bu ne akıl, bu ne mantık!

Yoksa aklı melekelerinin eksikliğinden mi şüphelenir acaba?

***

İnsanlardaki usulüne uygun su tüketim bilincini geliştiremez isek, daha çok su kesintisiyle karşı karşıya geleceğiz.

***

Kurban etlerini dağıtmayıp, derin dondurucuda saklayanları,

Bayramı tatil görerek, eş, dost ve akrabaları terk-i diyar ederek, oraya buraya gidenleri,

Tatil dönüşlerinde, gördüğü kişilerin geçmiş bayramlarını kutlayanları,

Bütçeleri uygun olmadığı halde, borçlanarak kurban kesenleri,

Bir de kurban kesimi sırasında tekbir getirmesini bilmeyenleri,

Anlamakta zorlanıyorum

***

Kaldır camın perdesini. Cemalini göreyim.

Ay mısın, güneş misin, bir ahvalini bileyim.

***

Roma Çeşmesi kazı çalışmaları yapılıp tarih gün yüzüne çıkarılmaya çalışılıyor.

İnsan "acaba buralar Şanlıurfa, Gaziantep ya da başka bir ilin elinde olsa, acaba nasıl olurdu?" demeden de edemiyor.

Çünkü her taraf, buram buram tarih kokuyor da.

***

Kırmızı kart gösterme yetkim olsaydı, çok kişiyi oyundan atardım; ama ne yazık ki sarı kart bile gösteremiyorum.

O yüzden kafalarına göre oyun oynuyorlar.

Oynasınlar bakalım.

Her şeyin bir vakti, verilen bir akdi var.

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..