- Kategori
- Gündelik Yaşam
Herşey iyiye doğru mu gidiyor?
Umudumuz, beklentimiz iyi şeylerin olması. Hayallerimizin gerçekleşmesi için çalışıyoruz. Amacımıza ulaşabilmek için farklı yolları deniyoruz. Okula gidiyoruz. Sınavlara hazırlanıyoruz. Üniversite bitiriyoruz. Yüksek lisans yapıyoruz. Faydası olmuyor, milyonlarca işsiz var. İşsiz sayısı gün geçtikçe artıyor. Okullusu var, okulsuzu... Bir kısım çok kazanırken, bir kısım sürekli kaybediyor. Gidişat gittikçe sivrileşen bir piramitin resmini güncelliyor. Taban genişliyor. Girişimciler iflas ediyorlar. Çalışanlar işten çıkarılıyorlar. Özelleştirme yapılan yerlerdeki memurlar işsiz kalma korkusu yaşıyorlar. Kredi kart sahipleri artıyor. Vadeli borçlar yükseliyor. Yardıma muhtaç insan sayısı artıyor. Harcamalar artıyor, kazanç azalıyor. Eğitimli insanın refah içerisinde yaşayacağı anlayışı hızla yerini kısa yoldan kazanç arayışına bırakıyor.
Halk hizmet beklentisi içerisinde. Kendisine hizmet edildiğinde ne olursa olsun bundan mutlu oluyor. Yeterki hizmet edilsin. Bu hizmetin kalitesi, güvenirliği, hizmet verenin mutluluğu, verdiği hizmetin karşılığını alıp almadığı hiç önemli değil. Bu işleyiş piramitin ortasında ve tabanında gerçekleşiyor. Piramitin ucu gittikçe sivrileşiyor. Ayda 100 bin Türk Lirasını ihtiyaçları için harcayan kişi göze batmazken, 5000 Türk Lirası maaş alanın verdiği hizmet tartışılıyor.
Herşey iyi doğru mu gidiyor?