Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '14

 
Kategori
Güncel
 

Hesabını vermek zordur bilesiniz

Hesabını vermek zordur bilesiniz
 

Kimi insan fakir, kimi insan zengindir!

Bu dünyaya gelişte, herkes ne yazık ki aynı şekilde zengin ya da fakir olamıyor.

Doğduğu yeri ve ailesini seçme şansı olmadığa göre, herkes farklı yerlerde ve farklı ailelerde dünyaya teşrif etmektedir.

Ailesinin durumuna göre, maddi durumu şekil kazanıyor.

İnsanlar haklı veya haksız yollardan zengin olmuştur, o ayrı bir konu, ayrı bir yazıda değerlendirilebilir.

İnsanlar sahip olduklarının hesabını elbette verecektir!

Öyle veya böyle, sahip oldukları kendisine, ya ebedi bir cennet veya cehennem azabı verecektir.

Zenginle, fakirin, yoksulun sahip oldukları edinimlerinin hesabını yapması, devam ettirmesi ve sorgulanması farklı olacaktır elbette.

Zengin insanın malını, nerede, nasıl kazandığını ve nereye harcadığının sorgulamasının çetin olacağı biliniyorken, fakirin ise malı olmadığından çok da fazla bir sorgulama içerisine girmeyecektir.

Elbette o da farklı şekillerde, farklı şeylerin hesabını verecektir.

İnsanın bu dünyada elde ettiği lütuflar ve sahip olduğu, istifade ettiği nimetlerin hesabı, öyle hafife alınacak bir konu değildir.

“Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş.

“Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum” diye vasiyet etmiş.

Öldüğünde “Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?” diye araştırmışlar.

Kimse çıkmamış.

Nihayet bir hamal, “Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum.” diye düşünerek kabul etmiş.

Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. ,

Sorgu sual melekleri gelmiş.

Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var.

“Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım” demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar. 

-O ip kimin?

-Nereden aldın?

-Niye aldın?

-Nasıl aldın?

- Nerelerde kullandın?...” 

Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş.

Sabahleyin kabirden çıkmış. 

“Tamam, servetin yarısı senin, demişler.” 

 “Aman,” demiş hamal, “istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?” demiş.

Allah (cc) kimseyi veremeyeceği hesaplarla baş başa bırakmasın.

Bakalım insanların sırtından nemalananların, fakir fukaranın hakkını yiyerek Karun’laşanlar, zalimlik ve gaddarlıkla Nemrut’laşanlar, özellikle haksız yere o kadar kazancı elde edenler, nasıl hesabını verecekler?

Bilene?..

Resim netten alıntıdır

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..