Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '08

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Hesap doğru da…

Hesap doğru da…
 

Fotoğraf:GSMH göre fazla ücret olan öğretmenlerimiz toplu halde...


Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zachau'nun öğretmen maaşlarına ilişkin açıklamalarını değerlendiren Milli eğitim Bakanı Çelik, “GSMH'ye oranla, öğretmenlere verilen maaş, OECD ülkelerinin hepsinin üzerindedir. OECD'de birinciyiz; öğretmenlere ayırdığımız kaynağın, GSMH'ye oranı itibariyle. Bu doğrudur” dedi.

Yukarıdaki satırlar, bir gazete haberinden alıntıdır.

Fırına gittiğinizde “Bana bir ekmek ver” dersiniz. Ya da bir yerde bir şey alacaksanız, istediğiniz şeyin “Ölçüsü” ve “Miktarını” satıcıya tanımlarsınız ki, yanlış bir şey almayasınız. Bu, yani “Ölçü” her yerde ve şeyde çok önemlidir.

Bir anımı anlatayım…

Ben, bildiğiniz “bamya”nın ne kurusundan ne de yaşından yapılan yemeği sevmem. Sevmemin de ötesinde, tadını bile bilmem ne menem şeydir. Hatta o zamanlarda fiyatını bile bilmezdim kaç kuruştur kilosu… Oysa “Bamya çorbası” Kayseri’nin vazgeçilmez düğün yemeğidir.

Evliliğimin 15. günü idi. Eşim “Bamya alsan da pişirsem” dedi. Ben de, hani yeni evliyiz ya, “Ben alayım, sen öğle yemeğine yap, kendi başına ye” dedim ve evden çıktım.

O gün Kayseri’de tanıdığım bir dükkâna giderek “Nuri ağabey… Bana yarım kilo kuru bamya verir misin” dedim.

Nuri Ağabey, eline bıçağı aldı ve dükkânın kapısının önünde salkım salkım asılı duran kuru bamyaya doğru giderken “Hadi hayırlı olsun… Düğün ne zaman” diye sordu…

Şaşkınlıkla “Ne düğünü Nuri Abi… Düğün olalı on beş gün oldu” dedim.

Tam bıçağı kuru bamyanın tomarına doğru atmıştı ki, birden duraksadı. Bana şaşkınlıkla döndü “Peki o zaman yarım kilo kuru bamyayı n’apacaksın” dedi…

Bende bir şaşkınlık daha… Kuru bamya ne yapılır yahu… Elbette pişirilip yenecek…

“Evden istediler de abi… Ben sevmem, hanım kendi başına pişirip yiyecek” dedim.

Nuri Ağabey başladı kahkahalarla gülmeye…

Bamya tomarından 50 gram gelir gelmez kesti (O zaman kuru bamyanın kilosu 4 bin lira) ve “Bu size 3-4 çorba olur” dedi.

Meğerse bamya alınırken elli gram, yüz gram gibi alınırmış, ne bileyim ben… Elli gram bamya, bizim evde tam bir senede bitti…

Ekonomide de belli ölçüler vardır. Bir şey hesap ederken, olmazsa olmaz dayandıracağınız bir hesap şekli, bir “Mihenk taşı” niteliğinde göstergeler vardır.

Bir ülkenin “Gelişmişliğinin” ölçülerinden biri de GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla)dır. Bazı hesaplar, örneklemeler, oranlamalar buna göre yapılır.

Şimdi Milli Eğitim Bakanı ne diyor?

“GSMH'ye oranla, öğretmenlere verilen maaş, OECD ülkelerinin hepsinin üzerindedir. OECD'de birinciyiz; öğretmenlere ayırdığımız kaynağın, GSMH'ye oranı itibariyle. Bu doğrudur”

Öğretmenlerimiz verilen maaş miktarını, gelişmiş ülkelerde öğretmenlere verilen maaşla karşılaştırırsanız, bizde öğretmene verilen maaşlar “Sadaka” ölçüsünden ileri gitmez. Ama GSMH göre oranlarsanız, o zaman adam size “Öğretmen maaşlarınız çok yüksek, düşürün” der.

Der mi?... Dedi bile…

Hep diyoruz… Ekonomi kötüye gidiyor, bırakın başka işlerle uğraşmayı da, ekonomideki gidişatı düzeltin diye…

Ama ne diyor iktidar?

Onlar ekonominin o kadar iyiye gittiğinden eminler ki, Anayasa yapmakla, Anayasa değiştirmekle, türban konusunu bazı ilkelere rağmen değiştirmekle meşguller.

Ülke “Sadaka ekonomisi” ile yönetilirken, öğretmenlerin aldığı maaş da elbette “Sadaka miktarında” olması kaçınılmaz.

Allah, arada sırada şaşırtıp, bir hükümet üyesinin ağzından söylediklerimizi doğrulatıyor…

18 OCAK 2008

NOT:Fotoğraf;http://umaal.net/Okulumuz/okul_foto/ogretmenler/pages/5_jpg.htm sitesinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..