Hesap günü yakındır!...

Katır sırtındaki ölü kaçakçı görüntüleri, tamda orta doğulu, tıpkı doğası gibi acımasız! Ölümü kutsayan, kandan beslenerek politika yapmayı genelgeçer/kabuledilebilir kılan ilkellik, bağnazlık hatta ırkçılığı iyice gözümüze soktu, kanattı göz bebeklerimizi.

AB ülkelerinde Türkler/Kürtler/Afrikalılar/Asyalılara yönelen ırkçı şiddet, kendi ülkemizde adeta kendinin dışında herkese düşman bireylerin oluşturduğu vampir bir güruha dönüştüğümüzün yansımasıydı. 

Van depremi sonrası sosyal medyada yazılan yorumlardan söz eden “Felaketten sevinç duymak” başlıklı bloga taşıdığım vampir güruh 35 yurttaşımızın terörist diye katledilmesinden sonrada yine sahnedeydi.

Katır sırtına yüklenmiş ölü bedenlerin yüreğimi kanatması ile karaladığım şiiri okuyarak duygularımı paylaşan dostların yanında sosyal medyada paylaştığım şiir sonrası “  bu memlekette g.te g.t denir (Can Yücel). Buda sizin yurttaşınız … SAF'a da ÇAKAL'a da HESAPGÜNÜ yakındır” diye tweet yazıp tehdit eden sözümona “Kemalist/Türkçü”olduğunu iddia eden “ırkçı”  derin şahsiyetler(!) vardı.

Yazdığım yanıtta,“Can ‘Devlet yurttaşını öldürmez!’ diye,40 lira için ölenlerin yanında olurdu. Can Y.mutlaka şiirimi okuyarak’ G.te g.t’ derdi!” demek zorunda kaldım.

Bu şahsiyetlere göre daha doğru dürüst aydınlatılmamış olayda ölen kaçakçılar PKK militanıydı, “Militan bile olsa devletin canlı yakalayıp cezasını vermesi”nin geçerliliği/kabuledilebilirliği yoktu.

Bugün yaşadığımız sorunların temelinde; kendini hukukun yerine koyan, devlet adına, vatan/millet sevgisinin arkasına saklanarak hukuksuzlukları yapanların vebali/günahını görmeyen körlük hala sürüyordu.

Kaygım odur ki, yaşamda tek başına kalsa kendi fotoğrafı ile çatışacak sığlık ve körlüğün prangaladığı  bu ilkel kafalar asla değişmeyecek.

 Aklımın ve vicdanımın sesini yazıya dökerken, “Kökü kazınacak Kemalist, Laik vb.,fikri olmayan, solcu, sosyal demokrat, Kemalist cephe, klan,ulusalcı…” diyen saldırılarılara karşı gülüp geçerken; “HESAPGÜNÜ yakındır!” diye rumuzun arkasına saklanan korkak şahsiyetin(!) tehdidini de ciddiye alacak değilim.

Toplumda var olan haksızlıklar karşısında susan fakat ortak/kabul, resmi değerler(!) söz konusu olduğunda her türlü istismarı yaparak vahşet uygulamaya hazır, kullanılmaya amade zavallılığı tarih her zaman mahkum ediyor; Maraş, Çorum, Sivas, 6/7 Eylül/1 Mayıs ’77...

Günlerdir her yönüyle Uludere tartışılıyor. Neredeyse söylenmedik söz kalmadı. Ama hala insanları 40/50/70 liraya kaçağa mahkum eden ekonomik düzen hiç sorgulanmadı.

Yoksulluk Türk/Kürt diye ayırıyor mu insanları.

Hani dünyanın ilk 17. ekonomisiydik?

Katır sırtına yüklenmiş kaçakçı ölüleri fotoğrafları ile girdik yeni yıla.

Vicdanı olanlar kanadı, acıdı, ağladı.

Türk/Kürt, siyaset istismar etti.

Ve bir arada yaşama umudu biraz daha flu bir fotoğraf olup çöktü yüreklerimize.

Ölümün sıradanlaştığı topraklarda vicdanların şiddetin vesayetinde esir düştüğünü görerek; yandaş basının aksine, daha kara bir tablonun çizildiğinin ayırımında olmanın ağırlığı çöküyor yüreğime.

 2012’de akla ve vicdana daha çok ihtiyacımız olacak, kandan beslenen körlüğü bu topraklarda aşmanın başkaca yolu da yok. Vicdanı kanayan için zor, mutlu yıllar!