Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '12

 
Kategori
Siyaset
 

Politik İkiyüzlülük

Politik İkiyüzlülük
 

Politik ikiyüzlülük budur...


Yılın son günlerinde meydana gelen Uludere olayı, tarihe adını siyah harflerle yazdıran, tarifsiz, şansız ve bir o kadar da üzücü bir olaydır.. Zihinlerde birçok soru işareti ile tartışılıyor. Uzun süre de tartışılacaktır..

Bu olay çözümlenir mi ? Yaralar sarılabilir mi ? Bölge insanı ile köprüler atılmış mıdır ? İnsanların acısı dindirilebilir mi ?

Bilmiyorum. Bu soruları yanıtlamak güç!. Zira bu mevhum olayın altından çok sıkıntılı sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Hatta bu duruma istinaden bazı ‘komplo teorileri’ bile üretilebilir. Malum gazetelerde üretenler de var. İlk günlerden bu yana, yanlış istihbarat yapıldığı öne sürülüyor. Ama böyle bir durum varsa bile bunu kimlerin yapmış olacağına dair bir bilgi, bir açıklama henüz yok. Hükümet kendilerine sunulan 4 saatlik video görüntülerini inceliyormuş. Bu yazının yazıldığı saatlere kadar henüz bir açıklama yoktu. Hükümet ve gerekli organları bu çekimleri incelesin bakalım, asıl bir sonuca varılacak..

Öyle yada böyle, ortada vahim bir durum söz konusu.. Dilimiz döndüğünce, elimiz vardığınca bir yorum yapalım kendimizce..

Öncelikle, bu durumun vahim bir ‘operasyon hatası’ olduğunu kabul edelim. Eğer öyleyse, bu devletin güvenilir kurumlarını hem küçültür, hem zan altında bırakır.. Özellikle, devletin ‘MIT’ gibi ‘askeri istihbarat’ gibi, ‘İçişleri’ gibi ‘’TSK’ gibi resmi kurumları zan altında bırakır. Netice de bu için, ne şekilde olursa olsun (IHA’larla bile olsa) bir istihbarat yapılması lazım. Yapılan/alınan istihbarat sonrası bir merciinin alınan bu istihbaratı değerlendirmesi lazım. Değerlendiren istihbarat sonrası, alınan karar neticesinde, görüntüsü alınanların ‘terörist bir grup’ olduğu kararını vermesi lazım. Ve netice itibari ile yine birilerinin, bir merciinin ‘bombalayın’ diye bir emir vermesi lazım.. Öyle değil mi? Eğer bu silsile meydana gelmediyse, o zaman şahsi bir eylem olması lazım ki, o da kolay bulunur.

Yok, böyle değil. Bizatihi bilerek ve isteyerek bir eylem gerçekleştirildi ise, yine yukarıdaki emir-komuta zinciri içerisinde bir merciden çıkmış olması gerekiyor bu ‘bombala’ emri.. Neden bombalama olduğu da ayrı bir meseledir. Çünkü ölenlerin üzerlerinde hiç kurşun izine rastlanmamış. Demek ki, hiç kursun atılmamış…

Her neyse, olayın idari ve hukuki araştırması sürdürülüyordur. Neticelerini hep birlikte göreceğiz, bizim de kafamızdaki sorular netleşecektir.. Yalnız, durum bu merkezde iken, ben başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum..

Bu vahim olayda ‘hatalı’ yada ‘suçlu’ aranırken ve olay TSK’nın üzerine ihale edilmeye çalışılırken, Pkk’da sessiz sedasız bu olaydan nemalanmaya çalışıyor. Bilmem farkında mısınız? Bunun için birkaç kısa örnek verelim..

1-) Uludere’de Uludere Kaymakam’ına yapılan saldırılar çok vahimdir. Bir devlet görevlisine saldıran ve darp edenlerin, hatta linç edenlerin yöre halkından olmadığı, saldırıyı gerçekleştirenlerin dışarıdan gelenler olduğu söyleniyor. Kaymakam’da bunu doğruluyor. Bir Uludere köylüsü “taziye çadırına gelinceye kadar yolda ellerinde taş ve sopa olan genç çocuk ve gençleri gördüm” diyor. Bir diğer köylü de olay öncesi birilerinin “vurun” dediğini söylüyor. Nitekim bazı resimlerde de birilerinin poşulu dolaştığını belgelemiş. Bir AKP vekilinin söylediği de bunu doğruluyor. Diyor ki “ben ve birkaç kişiyi bir çadıra ittiler ve çadırı kilitlediler. Sonra dışarıdan bağırışlar, küfürler geldi. Sonra anladık ki, o sırada Kaymakam’ı darp ediyorlar.. “ diyor. Dikkatinizi çekerim. Vekil Şırnak vekili.. Dövülen Uludere Kaymakam’ı… Yani devletin görevlileri..

2-) Taziye öncesi BDP grup Başkan vekili Hasip Kaplan, devlet yetkililerin bölgeye gitmemesi gerektiğini, gidilirse bir facia olabileceğini belirtiyor. Üstelik “herkes silahlı, Bakanlar bölgeye gitmesin, facia olur” diye uyarıyor. Ben bu cümlenin uyarı mı, yoksa tehdit mi olduğunu tam anlamadım. Ama bu söylem sonrasında Kaymakam’ın darp edilmesi manidardır.. Olay yerinde hiçbir silahın sıkılmaması (zira orada Kaymakam’ın korumaları vardır herhalde) işin iyi tarafıdır. Zira farklı bir sonuç doğurabilirdi.

3-) Uludere olayının ertesinde BDP’li vekiller olayı protesto etmek için bir toplantı düzenliyorlar. Ama bu toplantı da her şey güllük gülistanlık. Ve üstüne üstlük espriler hava uçuşuyor. Bdp vekili Sabahat Tuncer bir ara ‘kahkaka’ atıyor. Diğer vekiller de gülücükler atıyorlar… Birileri de bu anı bir şekilde görüntülüyor. Ben videosunu seyrettim. İrkildim ve iğrendim. Bugün de gazetelerde yukarıda gördüğünüz resim düşüyor..

4-) Son olarak da işin Pkk tarafına bakalım.. Olay sonrası örgüt üyelerinin bir telsiz konuşması deşifre ediliyor. İki örgüt üyesi kendi aralarında konuşuyor. Biri diğerine hal hatır soruyor. El cevap;

"Nasıl olayım daha iyi hiç olmamıştım. 5 Karakol bassak bu kadar etki etmezdi herhalde."

"Ayrıca, biliyor musun Murat, vekillerin ağlaması vardı ya bize bütün Uludere'yi kazandırdı."

Bir önceki maddede belirttiğim konuyu, ve yukarıdaki resmi de yorumluyor, Pkk’lı teröristler…

"Ama gülenleri izledin mi?

“Doğru ama boşver medya üstüne gitmedi iyi oldu."

Bu durumda size, başta Pkk’nın ve de onun siyasi uzantısı Bdp’nin etnik bir politika izlediğini ve aslında kendi kökenlerinden olan Kürt vatandaşlarımızın umurlarında olmadığını, amaçlarının Kürtler, Kürtlük vs değil de başka şeyler olduğun göstermiyor mu ?

../..

 

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..