Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Heyecan kaynaklı aldatma (II)

Heyecan kaynaklı aldatma (II)
 

.


Birinci bölümümüzün ardından, aldatma konusunu değişik bir açıdan incelemeye devam ediyoruz.

Bugün; hem heyecan yaşamak için yapılan aldatmayı, yani heyecan kaynaklı aldatmayı, hem de bu heyecanın doğmasına etki eden nedenleri inceleyeceğiz.

Hayatı boyunca istikrarlı bir çizgi izlemiş olan insanlar istisna kalmak koşuluyla, heyecan aramayan ya da heyecan yaşama gayreti içerisinde olmayan kimse yoktur.

Ortalama bir vatandaş için yapılan eylemi heyecanlı kılan ise, sürekli olmamasıdır.

Bir defaya mahsus olması ya da öyle zannedilmesi(!) işe daha da bir heyecan katar.

Uzun yıllar evli kalıp eşini çok sevdiğini söyleyenler vardır elbette...

Hatta bu kişiler, aşklarını “hâlâ ilk günkü heyecanı hissediyorum” diye özetlemekten de kaçınmazlar.

Bu doğru ve samimi bir ifadedir. Ancak maalesef herkes aynı hislerle donanmış değildir.

Çünkü bazı kimselerde, ilişkide yaşananlar, yapılanlar, artık sürekli bir hâl alıp, sıradan gelmeye başladığından, klasik tabirle “monotonluk başladığından” artık olan olmuştur...

Eski heyecan bitmiş, sönümlenmiş, yerini yeni arayış ve heyecanlara bırakmıştır.

Bu da, örneğin bir ilişkide, eşi aldatmak için önemli bir mesnet olmuştur.

Sadece heyecan da değil, buna “bir ilki yaşama”, “arkadaşlara anlatacak bir şeyim olsun” öğelerini de ekleyebiliriz.

Şener Şen’in başrollerini Şehnaz Dilan’la paylaştığı “Aşık Oldum” filmini hatırlayın. Karısı Nevra Serezli’yi çok sevmesine rağmen, bir defalığına da olsa böyle kaçak bir girişimi olmuştu Şener Şen’in...

Filmi izleyenler de “ne zaman Şehnaz Dilan’ı yatağa götürecek?” diye bayağı kasılmıştı film boyunca.

‘Heyecan’ dedik, ‘bir ilki yaşama’ dedik, ancak aldatma eyleminde ‘erkek arkadaşların baş başa kalması’ hususuna pek değinmedik.

Erkekler kadınlardan farklı olarak, baş başa kaldıklarında birbirlerini çok güzel ayartırlar. Hele zaman ve zemin müsaitse birbirlerinden güç alacaklar, aldatma işini büyük bir keyif ve hatta belki de hiç vicdan azabı duymadan hâlledebileceklerdir.

Çünkü bir hempanın (kötü yol arkadaşı) varlığı, yaptığı gayrimeşru işte az biraz da olsa rahatlama sağlamasına sebep olacaktır.

Böylece, değişik bir heyecan yaşamış olacaklar, yeni bir şey denemiş olmanın kendilerince ayrıcalığını hissedeceklerdir.

Bunu yaparken de, bir anlık zevkten öte, bir anlık heyecan ve farklılık yaşama uğruna, riske attıkları ve sahip oldukları büyük değerleri görmezden geleceklerdir.

Bu durum da, farklı bir heyecan yaşama, aldatmayı tetikleyen bir diğer unsur olarak karşımıza çıkacaktır.

Kaldı ki, başka bir kadın ya da erkeğin bedeninde, yani ait olunmayan bir bedende, kendini nasıl hissedeceğini merak etmenin arzusu da işin içine karışmışsa, malum son kaçınılmaz olacaktır.

Toparlarsak, aldatma olgusu farklı sebeplerle karşımıza çıkabilir.

Bazen bir merakı giderme saikiyle, bazen farklı bir heyecanı yaşama dürtüsüyle, bazen monotonluğu aşma, deneme yapma, arkadaşların birbirini etkilemesi şeklinde de zuhur edebilecektir.

Bu faktörler bazen tek başına, bazen de birbirlerine eşlik ederek eşlerin birbirini aldatmasına zemin hazırlayabilir.

Bir sonraki yazımızda, ilginç bir aldatma gerekçesi olan, duygusal karmaşa kaynaklı aldatmayı inceleyeceğiz...

Sabrın sonu ile

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..