Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hiç bir şey göze almıyorsanız,hayatı haketmiyorsunuz..

Hiç bir şey göze almıyorsanız,hayatı haketmiyorsunuz..
 

Vazgeçebilir misiniz biriktirdiklerinizden?
İşe yaramaz bir kâğıt parçası gibi buruşturup atabilir misiniz geçmişinizi?
Bir kibrit çakıp yakabilir misiniz hayatınızı hemen şimdi?
Bırakıp gitmek mi? Yoksa yaşamınızın artık tasarrufunuz dışında kurulmuş olan dengesini muhafaza etmek; bunun için bir cambaz gibi nefesinizi tutup ip üstünde yürümeyi sürdürmek mi? Hangisi?

Kaç zamandır karnınızdan konuşarak kurduğunuz hayallerinizin peşinden mi gideceksiniz? Yoksa çok istediği elbiseye rastladığı vitrine, çok parası olduğu halde, sırf pahalı diye arkasını dönen pintinin teki gibi önünüze çıkan fırsatları görmezden mi geleceksiniz yine?

Kaç yıl bıraktınız geride? Dönüp baktığınızda nasıl bir siz görüyorsunuz? Her hareketinden sonra yanlış bir şey yaptığı korkusuyla etrafına bakan, duyduğu her ‘aferin’le yüzü aydınlanan ürkek bir çocuk mu? Zamanın çakala dönüştürdüğü bir yetişkin mi? Bir türlü ne yapacağını, hangi yöne gideceğini bilemeyen zavallı bir şaşkın mı? Ne görüyorsunuz dönüp arkanıza baktığınızda? Hep doğruları bulmaya, hiç hata yapmamaya programlı, belki ‘başarılı’ ama fevkalâde sıkıcı, rahatsız edici derecede kusursuz, kusursuzluğuyla huzursuz bir zaman aralığı mı? Ev ödevi gibi yaşanmış bir hayat mı?

Nasıl bir hayat yaşadınız? ‘İyi ki yaptım’ dediğiniz ne var hayatınızda? ‘Keşke’ler mi hâkim geçmişinize? Gerçekleştirmeyi çok istediğiniz halde sizi engelleyen neydi? Neydi bir türlü göze alamadığınız? Okuldan atılmak… İflas etmek… Evlâtlıktan menedilmek… Başarısız addedilmek… Bir kadın, bir erkek tarafından sonsuza kadar lânetlenmek…Neden mecburiyetlerinizden soyunmadınız? Neden çekip gitmediniz? Şimdi olmak istediğiniz, durmak istediğiniz yerde misiniz? Elinizdekileri kaybetme riskini göze almadığınız için aslında belki de hiç kazanmadınız. Arzuladığınız kadın sizin değil. İstediğiniz erkek başkasının. Saçma diplomalarınıza yabancısınız. Her gün iştigal ettiğiniz iş, yapmak istediğiniz iş değil. Çok şeye sahipsiniz ama siz koskoca bir ‘hiç’siniz.

Hedeflerinizle hayallerinizi karıştırmış olabilir misiniz? Kıyaslamalarla, kıskançlıklarla önünüze koyduğunuz, bazen ıskaladığınız ve ıskaladıkça hırslanarak sarıldığınız, bazen tam on ikiden vurup kazanmanın şehvetiyle çoğalttığınız o hedeflerin aslında hayalleriniz olduğuna kendinizi bile inandırmış; hayatı bir hedef tahtası haline getirmiş olabilir misiniz? Şimdi hedeflerinizden vazgeçer misiniz peki? Derin iç çekişlerle anımsadığınız, içinizin derinlerine ittiğiniz hayallerinizin peşinden bu kez gider misiniz?İşinizi, ailenizi, servetinizi, siz ne olup bittiğini anlamadan başkalarının üstünüze bir elbise gibi giydirdiği ‘itibar’ınızı kaybetmeyi göze alır mısınız? Sahip olduğunuz ne varsa hepsinden tek kalemde vazgeçebilir misiniz?


‘Değer mi’ diye mi düşünüyorsunuz hâlâ? ‘Değmez mi?’ Her ne ise istediğiniz, bir şeyleri onun uğruna yitirmeye -eğer yitirmekse bunun adı- ‘değmez’ mi gerçekten? Hangi koşullarda ne olursa ‘değer?’ Ne için, kim için bir şeyleri yitirmeyi göze almaya ‘değer’ sizce?
Peki hiç ‘değdi’ği oldu mu? Ne zaman, kim için, neyi göze aldınız? Hafızanızı zorlayacak olsanız neler hatırlarsınız?
Yoksa biri, birileri, bir şeyler uğruna hayallerinizi unutmayı mı göze aldınız hep? Neden peki? Daha kolay olduğu için mi? Göze alacak cesaretiniz olmadığı için mi? ‘Hayallerimi feda ettim ama değdi’ dediğiniz bir şey var mı hayatınızda?

Hep yitirmekten korktunuz bugüne kadar? Elde kaç var? Kaç yıl bıraktınız geride? Nasıl bir hayat yaşadınız? En son ne zaman bir şeyleri göze aldınız? Hâlâ hatırlamıyor musunuz?

Oysa göze aldığınız kadar varsınız.
Göze aldığınız kadar gerçeksiniz.
Göze aldığınız kadar hükmünüz var dünyada.
Göze aldığınız kadar yaşıyorsunuz.
Hiçbir şey göze almıyorsanız hayatı hak etmiyorsunuz.....
 
Toplam blog
: 30
: 1454
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

sığmaz ki buraya ne sen ne kalabalıklar! ..