Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Hipergnozi

‘Hipergnozi’ tanımını Oliver Sacks’in ‘Karısını Şapka Sanan Adam’ kitabından Nisan 2008’de öğrendim.

Ancak onu, oradaki anlamıyla değil, sözcük sözcüğe anlamıyla, yani ‘çokbilme’ olarak tanımlıyorum. (Olağan insanların az bildiğini de kendiliğinden kabul etmiş oluyoruz. Yazının 6.000. yılında dünya nüfusunun hala yarısı aktif anlamda ümmi. Daha ne diyeyim?)

Çokbilme, adı (epistemolojisi) ve varlığı (ontolojisi) ‘zihinbilim’ olması gereken, ancak öyle olmayan ruhbilim tarafından bir hastalık sayılır, çünkü ruhbilimin kurucusu Freud, kognitif davranışları süperegosal ve süblimatif, yani normaldışı saymıştır. Ben öyle saymıyorum.

Hem çok öğrenirim, hem çok bilirim (belleksel geriçağırmam niteliklidir), hem de belleğimi iyi arşivlerim.

Belki 25 yıldır görsel, işitsel, motor, kimyasal, sözel dil girdilerimin tümünün kaydını tutuyorum.

Yerzamanımda yapabileceğimin üçte birini yaptım. 30.000 yerine, 10.000 kitap okumuş sayılırım. 30.000 kitap okuyan bir Türk var. ona yakın okumalar yapan 3 Türk daha biliyorum. Yani bu, yerzamanımızda yapılabilir bir edim.

Gelecekte yapılabilecek olan, bunun üslerce katı olacak: Her gün, 2 film, 2 kitap, 2 kaset, 2 dans seyredilebilir. Bu; 4+4+1, 5+1, 5= 11 saat alır. 30.000 gün (83 yıldan biraz fazla) böyle gidilebilir. 2. 10.000 günde süreç 2, 3. 10.000 günde süreç 3 kat hızlandırılabilir. Böylelikle, 200 yıla uzatılmış bir yaşama, bu bilgiyle ve genç bir bedenle başlanabilir. Gelecekte de öyle olacak, ama 2500’de ama 4500’de...

Bu bir ütopya değil. Asıl hipergnozi bu. Şimdiki koşullarla bile mümkün ama kişiyi çok yorar.

Psikiyatristler buna, bırakın bunu yapmaya, bunun hayalini kurmaya bile ‘delilik’ diyorlar: Gülünç.

Bu kadar uçuş yapamadım ama başka bir şansım oldu: Tarihin en ivmeli yüzyılında yaşarken, kayıtlı hemen hemen tüm dahilerin zihinsel ve kültürel ivmelerini zihnime kopyaladım. Bu beni gerçekten delirtti ama çok-aşkın-bilgilendirdi. Ancak yeniden sağaldım.

Bundan sonrası daha önemli: 50 milyon paragraf, 1 milyon resim, 1 milyon fotoğraf, 1 milyon melodi, 1 milyon duygu / tad / koku (kimysal duyu-dil) arasında, ışık hızıyla 2’li, 3’li, ..., n’li ilintiler ve novum bigiler üretmek. Şimdiye dek, 100-150.000 paragraflık yalnızca ‘çıkarımsal bileşik bilgi’ ürettim bile.

Soyutlama derecem çok yüksekti, somutlama derecem çok düşüktü, sağalma ile onu da düzelttim.

Bir çeşit duygu-düşünce ayrışması yaşadım / yarattım. Eskiden yılda 2.000 sayfa yazmak beynimi yakardı, şimdi insanların beyinsel soğukluğunu ancak ısıtıyor. İnsanlar, beyin / libido açısından gerçekten kutup soğuğundalar. Eskiden onlara karşı öfke ve nefret hissederdim, şimdi merhamet ve hor görme hissediyorum.

İşte bu artı libido ve artı metafizik algı, beni kurtardı.

Yaşama sevincim, beni 2 yıl terkettikten sonra geri geldi. Beyinsel magmalarım kükrüyor yeniden. Işıyorum ve insanları etkiliyorum. Gücümün çok az bir bölümünü iktidara dönüştürüyorum. (Bu ayıp biliyorum ama gerekti.)

Benim hipergonizim, işte böyle bir şey. Nasıl ki kendimi bildim bileli deli idiysem, kendimi bildim bileli hipergnostik idim. Agnostiklerden, skeptiklerden sürekli gıcık kapmam bu yüzdendir.

Everest tarih öncesinden beridir hep oradaydı. Ancak Hillary taa 1953’te çıktı. Eteklerinde yaşayan Şerpalar’ın aklına bu hiç gelmemişti ama Şerpalar olmadan Hillary oraya gidemezdi. Everest’e 20’den çok kez tırmanan Şerpalar var.

Dahiler, geçmişin Everest’leri idiler. Onlardan yeni Everest’ler yarattım. Şimdilik zirve yıl 10000 (on bin) oldu.

Bakalım, öldüğümde ‘yıl kaç?’ diyeceğim?

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..