Hissim geldi

Çelik çubuk oynadığımız günlere denk gelen yaşlarda sorulurdu bize,

Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Konu hakkında bilgisi, görüşü, yorumu olan atılırdı öne.

Konunun cahili olan ise başını eğer, mahcubiyet belirtirdi.

Her nedense birkaç dakika sonra birden parmak kaldırır,

“Fikrim geldi” deyip görüş belirtirdi daha önce mahcubiyet belirtenler.

Fikrimizin geldiği günlerin arasından bayağı bir zaman geçmiş olmasına rağmen,

Bazılarının çocukluk günleri bitmek bilmiyor.

“Dava açılacak partiler, bunu önceden hisseder” diyor partilerin korkulu rüyası zevat..

Kapalı kapılar ardında kurulan sehemle, AK partinin kalemini kırdıktan sonra,

İlgili herkesin hissi gelir tabiatıyla.

Başsavcı talimatı alarak hislerini hissettirmek için “hissederler” uyarısı yapmış.

Dün hislerini DTP için konuşturmuştu.

Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi için.

Yarın ise bir başkası için,

“Bir başkası” sözü sehven değil,

Kapatılma davalarının asıl hedefi partiye oy veren halk olduğuna göre,

Aslında kapatılmayı halk hissetmelidir.

16 milyon Ak Partiye oy veren hissetmelidir,

2 milyon 200 DTP’ye oy veren hissetmelidir.

Hatta bunların oy veremeyen 3 çocuğu da hissetmelidir.

Peki kapatılmak için hangi suçun odağı haline gelmiş AK Parti?

Laik karşıtı görüşlerin odağı olma durumuna girme modu mu dersiniz?

Hayır!

Okul kapılarında başörtülü çocuklar hala bin bir entrika ile okula girmeye çalışıyor.

“Velev ki Başörtü siyasi simgedir, çözülmeyecek mi bu sorun” gibi temenniler yenilendi mi?

25 yıllık zulüm bütün azametiyle hala devam ediyor.

Peki irticayı hortlatmak için ne yapmışlar.

Peygamber efendimizin kutlu doğumlarında 4-5 kız çocuğu ilahilerini tekrar mı söylediler?

Din ve inanç özgürlüğünün önünü mü açmışlar?

Dernek ve vakıflar kanununda iyileştirmeler mi yapmışlar?

Teke ve zaviye geri mi geldi?

Alevi sorununu mu çözmüşler?

Hayır!

Peki kapatılma hissine kapılmak istenen parti bölücülük yapmış olabilir mi dersiniz?

Yani “ terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği” hükümleri Adalet ve Kalkınma Partisi için geçerli olabilir mi?

Mesela “analar daha fazla ağlatılmasın” denildiğinde ülkenin bölünebileceği ihtimali gibi.

Veya bu ülkenin demokratikleşmesi bölücülük sayılabilir ihtimali gibi.

İnsan hak ve özgürlüklerin talebine yeşil ışık yakma bölücülüğe girebilir mesela,

Mesela anadilde yayın yapan TRT şeş korsan sayılarak hükümet bölücülük suçunu işlemiş olabilir mi?

Veya korsanla mücadele yasasını ihlalden suçlu görülebilir mi?

Teslim olan PKK’lılar davul ve zurnalarla karşılandığı için terör suçu işlemiş olabilir.

Hatta bir ihbarda da ben bulunarak Abdi İpekçinin katili Mehmet Ali Ağca’nın da davul ve zurnalarla karşılandığını eklemelerini isteyebilirim.

Geriye sararacak olursak eğer, bu saydıklarım sayın başsavcının kapatma gerekçesi notları arasında olma ihtimali sıfırdır.

Kurulan sehemde alınan kararlar uygulanıyor hepsi bu.

Bir yerlere yamayıp, bir şeylerin odağına yerleştirmesi de sayın Başsavcının maharetine kalmış.

Milletin iradesini hiçe saymak için oynanan oyunlardan sadece biridir.

Darbe planları, Ergenekon yapılaşmaları gibi antidemokratik yollarla olmayınca,

Türkiye Anayasasının en mantıksız maddesini devreye sokarak hissetmelerini istiyorlar o kadar.

Burada 7 yıl süreyle iktidarda kalıp, hala partilerinin kapatılma tehlikesini yaşayabiliyorlarsa üzülecek bir şey yok derim.

Zira Türkiye’de partiyi bir kişi kapatma isteminde bulunabiliyor.

Mukallidi olmaya çalıştığımız Avrupa’nın hangi ülkesinde bu kadar rahatlık var ?

Konsey kararları olmadan siyasi parti kapatmayı düşünmeniz bile imkansızken,

Ülkemizde gazete küpürlerini biriktirerek bir partiyi kapattırabiliyorsunuz.

7 yıl süreyle ve tek başına iktidar olup,

Yargı vesayetini ortadan kaldıramıyorsanız üzülmeniz yersizdir.

Tek hakimiyeti yargıya verirseniz, siz bir şeylerin odağı olma durumunu dünden kabul etmişsiniz demektir.

Burada hissedilecek bir şey varsa eğer;

Adalet ve Kalkınma Partisinin bunca yıldır mevcut Anayasaya gösterdiği tahammüldür.

Sivil ve tam demokratik bir Anayasa olmadığı müddetçe daha çok parti kapattırırsınız.

Dün DTP bugün AK Parti.

Dün olduğu gibi bugün de söylenmesi gerekenler aynıdır.

Parti kapatmak demokrasi mücadelesi veren bir ülkenin demokrasisini baltalamaktan öteye bir eylem olmayacağı,

Partiye verilen cezanın aslında Türkiye halkına veriliyor olması,

Türkiye halkının ise bu cezaya daha fazla teveccüh ve daha fazla oyla cevap vermesi vakıadır.

Dün Demokratik Toplum Partisine verilen kapatılma cezası, halk tarafından önümüzdeki ilk seçimlerde daha fazla oy ile mükafatlandırılacağı,

Olası bir Adalet ve Kalkınma Partisine kapatma cezası daha fazla oyla ödüllendirileceği de halkın özgür ve demokratik hissi olacaktır.

Halkın hislerini yabana atmayın derim.

Hukuk, halkın düzeni ve mutluluğu için vardır.

Ve devlet halk için varsa eğer,

Halkın hisleriyle oynamayın ki;

Halk da devleti için iyi olan her şeyi hissetsin.

Sevgilerimle.

http://www.servetbeki.com/

bekiservet@hotmail.com